DERYA DEMİR
Alışverişi insanların vicdanına bıraktığını kaydeden Tıkızoğlu, “Bazı müşteriler 5 lira bıraktığı halde ‘20 lira’ verdim diyor. Parayı ayırt edemediğim için ben de kabul ediyorum” dedi.
Yüzde yüz görme engelli ve epilepsi hastası olan 63 yaşındaki Ahmet Tıkızoğlu, Büyükşehir Belediyesi’nden kiraladığı simit tezgahı ile geçimini sağlıyor.
Setbaşı Köprüsü’nde simitlerini satmaya çalışan görme engelli Ahmet Tıkızoğlu’na tezgahı kurması için eşi ve çocukları yardım ediyor. Tıkızoğlu’nun, maratonu sabah 06.00’da eşinin tezgaha simitleri dizmesi ile başlıyor. Gün boyu müşterilerini ağırlayan Tıkızoğlu, 19 yıldır bulunduğu tezgahında evine ekmek parası götürüyor.
19 YILDIR SİMİT SATIYOR…
Yaklaşık 20 yıldır görme engelinin olduğunu vurgulayan Tıkızoğlu, “Hastalığımdan önce çeyiz ürünlerini sattığım bir dükkanım vardı. O dönem dükkanım kamulaştırıldığı için bu simitçi tezgahı bana verildi. Zaten o zamanlar Üveit (göz iltihabı) hastalığı nedeniyle önce sağ, sonra sol gözümü kaybedince bu tezgahta simit satmaya başladım.
Yaklaşık 19 yıldır Setbaşı’nda tezgahımın başındayım. Çalışmaktan mutluluk duyuyorum. Kahve alışkanlığım yok. Eğer evde kalırsam bir kişinin sürekli benimle ilgilenmesi lazım. Bu nedenle burada bu işi yapıp ekmek paramı kazanıyorum” diyor.
“ÇOK SOĞUK HAVALARDA SATAMIYORUM”…
Görme engeli olduğu için bazı vatandaşlar tarafından dolandırıldığını kaydeden Tıkızoğlu, “Müşteriler bozuk para verdiğinde onları ayırt edip para üstü çevirebiliyorum. Ama bazıları geliyor 5 lira verdiği halde 20 lira verdim deyip beni kandırıp gidiyor. Aslında derneğin bize verdiği bir kağıt var bununla kağıt paraları tanıyabiliyoruz. Ama onunla uğraşana kadar müşteri bırakıp gidiyor. Bu nedenle ben de insanların vicdanına bırakıyorum” diye konuştu.
Yağmurlu ve karlı günlerde simit satamadığını da anlatan Tıkızoğlu, şunları kaydetti: “Standımı koruyacak herhangi bir brandam yok. Sağım solum açık durumda simitlerimi satıyorum. Haftada bir aldığım küçük tüpü standımın içine koyarak sadece ellerimi ısıtabiliyorum. Bu nedenle çok soğuk havalarda buraya gelemiyorum. Ayrıca bir gün geliyorum camım kırılmış, bir gün geliyorum şemsiyem parçalanmış. Bu nedenle tek isteğim etrafımın bir branda ile çevrilmesi.”