İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanıklar İpek Hattat, Hüseyin Sami Yüzer, Veysel Güven ile müşteki Renas Demirbaş ve avukatları katıldı. Kimlik tespiti yapılan İpek Hattat, aile şirketinin finans departmanında çalıştığını ve aylık gelirinin 14 bin lira olduğunu söyledi. Savunmasında tamir için verdiği tabletinin geri geldiğinde hala bozuk olduğu için servisi aradığını söyleyen Hattat, “Elemanı yolluyorum alsın dedi. Bakalım dedi. Gelen giden olmayınca ben ertesi gün tableti çalışanıma verdim başka bir tamirciye götürsün diye” dedi.

“ÜŞÜME İÇERİ GEL DEDİM”

Tableti çalışanı ile gönderdiği sırada diğer servisteki kurye olan müşteki Renas Demirbaş’ın geldiğini anlatan Hattat, “Hava karlıydı. Üşüme gel içerde bekle dedim. Şoförümü arayıp tableti geri getirmesini istedim. O sırada patronuyla konuşuyordu. Ver ben konuşayım dedim. Sen benim elemanımı zorla tutuyorsun deyip küfür etti. Gelip orayı basarım dedi. Daha önce böyle bir şey yaşamadığım için korktum titremeye başladım. Telefon elimden düştü, kırıldı. Üzülme sana yenisini alırım ben dedim. Bu sırada Veysel tableti getirdi. Müşteki bana patronum burada beklememi söyledi dedi. Ben de tamam bekle o zaman dedim. Birkaç dakika geçtikten sonra camlara kapılara vurulmaya başlandı. Ben polis olduklarını anlamadım. Patronu geldi evi bastı sandım. O yüzden kapıyı açmadım” dedi. Asıl mağdurun kendisi olduğunu söyleyen İpek Hattat, “İddiaların hepsi yalan, ben onlardan şikayetçiyim. Burada mağdur benim” dedi.

“ZORLA EVDE TUTMADIK”

Hattat’ın ardından savunma yapan sanık Hüseyin Sami Yüzer de iddiaları yalanlayarak, “Kamera kayıtlarında var. Müşteki mutfakta oturuyor çay içiyor, sigara içiyor. Mutfak camı açık. İsterse çıkıp gidebilir. Patronum geliyor onu bekleyeceğim dedi. Tamam dedik. Şahsı asla zorla evde tutmadık. Benim parmağım kendisine değmedi” dedi.

“TELEFONUMU ELİMDEN ALDILAR”

Müşteki Renas Demirbaş verdiği ifadede, “Eve gittiğimde kapıyı Hüseyin Sami Yüzer açtı. İpek hanım içerden gelirken, ‘bunlar dolandırıcı’ diye bağırmaya başladı. Polis çağıracağım, gelene kadar buradan gidemezsin dedi. Patronumu arayıp durumu anlattım. O da tableti veriyorsalar yoksa çık gel dedi. Kapattıktan sonra telefonumu elimden alıp güvenlik amirine verdiler” dedi.

“KAÇACAK YER YOKTU”

Patronu gelene kadar çıkmasına izin vermediklerini söyleyen Demirbaş, “Patronun köpek gibi ayağıma gelecek, özür dileyecek dedi. Patronum aradı ama telefonu açamadım. Sonra telefonu İpek hanım açtı. Köpek gibi buraya geleceksin dedi. Konuştuktan sonra telefonumu duvara fırlattı. Bana da, ‘bak telefonun kaç parçaya bölündü artık sana ulaşamaz’ dedi. Kaçabilirdi diyorlar ama camdan çıksam kaçacak yer yoktu” dedi.

“SENİ ÖLDÜRSEM KİMSE DUYMAZ”

Bir süre sonra İpek Hattat’ın kendisine, “Geç şuraya otur” dediğini söyleyen Renas Demirbaş, “Sonra da yok oraya oturma pisletirsin. Köpeğin pisliğinin oraya otur dedi. Sonra Veysel bana sandalye verdi. İpek hanım bana, ‘senin patronun adam değil, yoksa gelir seni kurtarırdı. Eğer gelmezse buradan çıkamayacaksın’ dedi. Yukarıya gidip müzik açıp içiyorlardı. Yanıma gelip gidip hakaret ediyordu. ‘Bak köpek gibi bekliyorsun, kimse kurtaramaz seni, seni öldürsem kimse duymaz diyordu” dedi. Daha sonra polisin geldiğini, ancak Hattat’ın kapıyı açmadığını söyleyen Demirbaş, “Polisler ellerinde silahlarla içeri girdi herkes yere yatırdı. Veysel ve Hüseyin’i kelepçelediler. İpek hanım hala bana kimse dokunamaz diye bağırıyordu” dedi.

HATTAT’A 15 YIL HAPİS TALEBİ

Alınan savunma ve beyanların ardından duruşma savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Savcı 2 sanığın da, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçundan 2 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi. Ayrıca İpek Hattat’ın, “mala zarar verme” ve “hakaret” suçlarından da 7 aydan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi. Sanıkların “yağma” suçundan ise beraatlerine karar verilmesi talep edildi. Taraflara savunma için süre veren mahkeme duruşmayı erteledi.