İşin aslını araştırdık: Musakka hem kimseye ait değil hem de herkese ait

olay.com.tr’de bugün bir haber yayınlandı. Habere göre bildiğimiz patlıcan musakka Yunanistan ile Makedonya arasında paylaşılamıyormuş. İkisi de bu yemegin kendi mutfaklarına ait olduğunu iddia ediyormuş.

İşin aslını araştırdık: Musakka hem kimseye ait değil hem de herkese ait

Kavgaya, “hayır musakka ikinize de ait değil asıl bize ait” diye girmeyelim de işin aslı astarı nedir bir inceleyelim dedik.

Kısa bir araştırmanın sonunda gördük ki musakka sözcüğünün kökeni Arapça. Sadece patlıcan için değil; kabak, karnabahar, patates gibi diğer sulu sebze yemeklerini tarif etmek için de kullanılan musakka sözcüğü Arapça’da sulandırılmış anlamına geliyor.

Ama konumuz diğer sebze yemekleri değil patlıcan musakka. Zaten tek başına musakka dendiğinde de akla önce o meşhur patlıcan yemeği geliyor. O halde “musakka kime ait” sorusunun peşine takılıp bir de patlıcanın tarihine ve kökenine bakalım.

Kaynaklar ılıman iklimlerde yetişen patlıcanın anavatanının Hindistan yarımadası olduğunu söylüyor ve bu sebzenin uzak doğuda bin yıllardır tüketildiğini belirtiyor.

Ama patlıcanın Anadolu’daki varlığı da çok eskilere dayanıyor. Güney Ege’de Karya Uygarlığı’na ait Ligana antik kentinde yapılan kazılarda bulunan 2 bin yıllık bir mermer sütun bize daha o tarihlerde patlıcanın Anadolu’da var olduğunu anlatıyor.
 

Şimdi yeniden sorumuza gelelim:

“Musakka Yunan mı, Makedon mu yoksa Türk mü?”

Sözcüğün kökeninden patlıcanın tarih içindeki yolculuğuna kadar tüm bilgileri paylaştık.

Öyle anlaşılıyor ki patlıcan musakka bugünkü Makedonya ve Yunanistan’ın da içinde olduğu bu coğrafyada çok eski zamandan beri yapılan bir yemek. Eski zamanlarda belki farklı isimleri de olmuştur ama sonunda bir çok farklı dilde Arapça ismi benimsenmiş. Demek sulu sebze yemekleri ve muhtemelen patlıcan musakka ortadoğuda da yapılıyormuş.

O halde “musakka bize aittir” demeden önce herkesin bir durup düşünmesi gerekiyor galiba.

Zira yeme içmeyi kültürün bir parçası sayacak olursak, ocaklarımızın üstünde tıkırdayan tencerelerin, fırınlarımıza sürdüğümüz tepsilerin içinde pişen her yemeğin çok eski tarihlere uzanan hikayeleri var. Ve bu yemeklerin bir çoğu ülke sınırlarıyla kısıtlanamayacak kadar geniş coğrafyalarda çok çok uzun zamandır yaşıyorlar.

Yani dememiz o ki musakkayı kendi sınırları içine hapsetmeye ne Makedonlar’ın ne de Yunanlar’ın gücü yeter. Çünkü musakka dediğiniz yemeğin içinde Hindistan’dan Karya’ya, Arabistan’dan Balkanlar’a çok geniş bir coğrafyanın ve binlerce yıllık yeme içme kültürünün tuzu biberi var.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X