Karlı ve buzlu havaların ülke genelinde etkisini gösterdiğini söyleyen Begümhan Turhan, kaygan zeminlerde oluşabilecek tehlikeli kazalara karşı uyardı. Turhan, “Kış mevsiminin tüm zor şartların yaşadığımız şu günlerde ıslak, buzlu ve karlı zeminlere dikkat etmemiz gerekmektedir. Çevremizde kaygan zeminlerin oluşması, düşme ihtimalimizi de artırmaktadır. Bu nedenle özellikle 60-65 yaş üstü bireyler, bu hava koşullarına uygun ayakkabılar ve yardımcı destek cihazlarını kullanmalarını öneriyoruz. Düşmeler sonucunda sıklıkla sıkıntı yaşanan bölgeler kalça, uyluk, kol, bacak, dirsek bölgesi, el gibi bölgelerdir. Bunların yanı sıra “kuyruk sokumu” bölgesi de özellikle düştüğü yere oturup kalma sonucunda zarar görebilmektedir. Sert zeminli bir sandalyede bütün gün oturmak da kuyruk sokumu kemiğini baskı altında bırakarak ağrıların oluşmasına neden olabilmektedir. Bu bölgedeki kırık, çıkık ya da kemiğin doğru pozisyonunun bozulması sonucu oluşan ağrı ve batma hissi, kişilerin çekinerek paylaştıkları bir durumdur ve psikolojik bir takıntı haline de gelebilmektedir. Bu sebeple ağrı ihmal edildiğinde tedavi süresi uzayabilmektedir” dedi. BİLİNÇSİZ TEDAVİ CİDDİ ZARARLAR VEREBİLİR Düşme sonucunda oluşabilecek kırık veya çıkıklara bilinçsizce uygulanabilecek tedavilere karşı uyarılarda bulunan Turhan, bilinçsiz tedavinin ciddi zararlar verebileceğini kaydetti. Turhan, “Kuyruk sokumu ağrısı ya da batma hissi kırık sonrası oluşmuşsa ya da çıkık varsa el ile (manuel) makat bölgesinden uygulanan ve birkaç dakika süren bir tedaviyle yapılabilir. Bu tedavi yöntemi bütün dünyada uygulanmakta olan doğal bir tedavi yöntemidir. Tamamen parçalanmış kuyruk sokumuna bu müdahaleyi yapmak doğru değildir. Gerçek problemi tespit etmeden el ile tedavi yapan, halk arasında ‘Kırıkçı – Çıkıkçı’ diye tabir edilen insanların yaptıkları manevralar nadiren ve tesadüfü olarak işe yarayabilmektedir. Ancak çoğunlukla dışarıdan yapılan bilinçsiz zorlama bölgeye zarar vermektedir. Bazı zamanlar o kemiği daha da zedeleyebilmekte ve hatta parçalayabilmektedir. Bu konuda eğitim almış bir fizyoterapist tarafından yapılması gereken bu manuel tedaviyi genellikle zedelenmenin ilk döneminde yapmak faydalıdır. Uzun süreli bir problem ise bir kaç kez yapmak gerekebilir. Tedavinin işe yarayıp yaramadığı ilk seansta anlaşılır. İlk seansın sonunda ağrı kesilecektir. Manuel tedavi ile tedavi olunamayan durumlarda ise hekimin bazı görüntüleme teknikleri altında uygulayacağı enjeksiyon yöntemleri ve cerrahi yöntemlere başvurulabilir” ifadelerini kullandı.