Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve Büyükşehir Belediyesi’nin sponsorluğunda yapılan kazılara başkanlık eden Doç. Dr. Aygün Ekin Meriç, son kazı döneminde elde ettikleri verilere göre, Milattan Sonra 2. yüzyılda yapılan tiyatronun bulunduğu alanda Milattan Önce 6. yüzyıllara kadar inen yaşam izleri olduğunu ve tiyatronun bilinenin aksine 2 değil, 3 katlı olduğunu söyledi.
Makedonya Kralı Büyük İskender’in kumandanlarından Antigonius Monophthalmos tarafından M.Ö. 316’da kurulan, Bithynia, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetinin izlerini bugün bile hala belirgin olarak taşıyan Bursa’nın İznik İlçesi’nde her köşeden adeta tarih fışkırıyor.
Son 3 yıldır Büyükşehir Belediyesi’nin sponsorluğunda kazı çalışmalarının sürdüğü tiyatro da Roma dönemine ait Anadolu’nun ayakta kalan en görkemli eserlerinden biri konumunda. Düz bir alana inşa edilerek tonozlarla yükseltilmesi nedeniyle mimari açıdan Türkiye’deki tek örnek olan tiyatro, MS. 2’nci yüzyılda Roma İmparatoru Trajan tarafından, Bithynia Valisi olan tarihçi ve yazar Plinius’a yaptırıldı.
Bir dönem gladyatör dövüşlerine ev sahipliği yapan tiyatro, Hristiyanlığın ardından tiyatronun yasaklanmasıyla birlikte dini alan olarak kullanıldı. 358, 362 ve 368 yıllarındaki büyük depremlerde zarar görüp onarılan tiyatro, İznik’in savunulması için feda edilirken, tiyatrodan sökülen parçalar surların güçlendirilmesinde kullanıldı.
Kazdıkça tarih çıkıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle İznik Tiyatrosu’ndaki kazı çalışmaları ilk olarak 1980 yılında o zamanlar Bursa Müzesi’nde uzman olarak görev yapan Bedri Yalman tarafından başlatılırken, 2006 yılına kadar devam eden çalışmalarda orkhestra, cavea, parodoslar, bazı tonozlu galeriler ve sahne binasının ön cephesi kazıldı.
Büyükşehir Belediyesi’nin devreye girmesiyle 2016 yılından itibaren Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nün başkanlığındaki bir ekip tarafından sürdürülen kazı çalışmalarında önemli bulgulara ulaşıldı.
Kazı başkanlığını yürüten Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Aygün Ekin Meriç, tamamladıkları 2018 kazı dönemini değerlendirdi.
İznik Roma Tiyatrosu kazılarında çok önemli sonuçlara ulaştıklarını ifade eden Meriç, “Tarihi kayıtlardan Roma Tiyatrosu’nun 2’nci yüzyılda yapıldığını biliyoruz. Ancak bu dönem yaptığımız kazılarda Milattan Önce 6’ncı yüzyıla kadar inen Ion Kolonizasyonu dönemine ait seramikler bulduk. Bu çok önemli. Yani tiyatro yapılmadan önce de burada yaşamın varlığı tespit edilmiş oldu” dedi.
İznik’in tarihçesi; Tiyatro
Bu kazı döneminde tespit ettikleri diğer önemli verinin ise tiyatronun kat yüksekliğiyle alakalı olduğunu belirten Doç. Dr. Meriç, “Temel kazıları sırasında tiyatronun 3’üncü katını taşıyan payeleri bulduk. Bu payelerle tiyatronun bilindiği gibi 2 katlı değil, 3 katlı olduğu keşfedildi. Üçüncü katı taşıyan 28 adet fil ayağı temeline ulaştık. Tiyatronun önündeki sütunlu galerilerin de çok katlı olduğu tespit edildi. Tiyatro kazıları büyük çapta bitme aşamasına geldi. Önümüzdeki yıl son kazılar bitecek ve restorasyon başlayacak. Tiyatro bize İznik’in geniş çapta tarihçesini gösteriyor. Bu çok katmanlı İznik tarihini, tiyatroyu gezenler görmüş olacak” diye konuştu.
Doç.Dr. Meriç, 3 yılda tiyatro alanından yaklaşık 1000 metreküp (1600 ton) toprak tasfiye edildiğini, bir anlamda iğne ile kuyu kazarak tarihe ışık tuttuklarını da sözlerine ekledi.
İznik UNESCO yolunda
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da İznik’in sadece Müslümanlar için değil Hristiyan alemi için de çok önemli bir değere sahip olduğunu hatırlattı. Büyükşehir Belediyesi olarak İznik’te kazı çalışmaları, restorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini dile getiren Başkan Aktaş, “UNESCO Dünya Mirası Aday Listesi’nde bulunan İznik’in inşallah bu çalışmalar tamamlandığında asıl listeye alınacağına inanıyorum. İznik’teki önemli eserlerden biri de Roma Tiyatrosu. Burada Büyükşehir Belediyemizin destekleriyle üç yıldır kazılar devam ediyor. Bu yıl yapılan kazılarda Milattan Sonra 2’nci yüzyılda yapılan tiyatronun Milattan Önce 6’ncı yüzyıla uzanan bir geçmişi olduğu çıktı. Yine yapının tonozlarla yükseltilmiş 3 katlı bir yapı olduğu anlaşıldı. İnşallah önümüzdeki yıl restorasyon çalışmalarına başlanacak. Ben kazı çalışmalarında emeği geçen uzmanlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.