‘Kendinize ait tarzınız olmalı’

İlginç vitray çalışmalarıyla beğeni toplayan Nejla Göktaş, “İşimi ‘yapboz’da mozaik yapmaya benzetiyorum. Sanatçıysanız, kendinize ait bir tarzınız vardır” diyor.

‘Kendinize ait tarzınız olmalı’

Uludağ Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü’nü bitiren Göktaş, resme olan ilgi ve yeteneğini vitraya yansıtıyor. İzmir’de yaşayan Göktaş, elmasla küçük parçalar halinde kestiği camları bir araya getirerek tablo yapıyor.

Sanatçının farklı renkteki camları parça parça kestikten sonra lehimle birleştirerek yaptığı vitraylar dikkat çekiyor. 

İnternet sitesi ve sosyal medya aracılığıyla çalışmalarını paylaşan Göktaş, eserlerini Türkiye’nin pek çok iline satıyor.

Göktaş, üniversiteden mezun olduktan sonra resim öğretmenliği yerine vitray yapmaya yöneldiğini, çalışmaya başladığı bir vitray atölyesinde mesleğin inceliklerini öğrendiğini belirtti.

Göktaş, klasik motifler kullanmak yerine kendine özgü çalışmalar yapmaya başladığını, şehirlerin simge yapılarını, ilgisini çeken manzaraları vitray tekniğiyle oluşturduğunu ifade etti.

Tekniğinin eski vitraydan farklı olduğunu aktaran Göktaş, “Eski tarz vitraylar biliniyor genelde, bizimki biraz daha farklı. Camları elmasla parçalıyoruz, lehimle de birleştiriyoruz. İşin inceliği ve zorluğu burada çünkü küçük dediğimiz bir vitrayla bile yaklaşık bir hafta 10 gün boyunca uğraşıyoruz. Bunlara insanlara aktarmak, bunun bir sanat olduğunu anlatmak zor” diye konuştu. 

CAMDAN TABLOLAR

Kendine özgü tekniğiyle genelde camilerde kullanılan vitrayları, restoran ve otel gibi mekanlara da yapmaya başladığını vurgulayan Göktaş, şöyle devam etti:

“Biraz daha yorum farkı kattık, motiflerden ziyade resimsel vitraylar yaptık. Herhangi bir yerin fotoğrafını vitraya uygulayıp camdan yapmak gerçekten çok zor. Camdan tablolar yapıyoruz, yaptığımız işi puzzle ya da mozaik yapmaya benzetiyorum çünkü camları parça parça ayırıp daha sonra anlamlı bir resim ortaya çıkarıyoruz.”

Göktaş, ufak denilebilecek bir uygulamanın bile yaklaşık 200 parçadan oluştuğunu dile getirerek, şunları söyledi:

“Parça sayısı ne kadar fazlaysa yapıldığı süre uzuyor. Montaj aşaması biraz zor ancak zevkle yaptığımız için iş gibi gelmiyor. Sanatçıysanız, kendinize ait bir tarzınız vardır, kendi tarzını yansıtırsınız. Öğrenmek isteyen herkese öğretmeye çalışıyorum, uğraştırıcı ve sabır isteyen bir iş olduğu için yeni nesil pek ilgilenmiyor. En büyük sıkıntı, kesikler ve cam yaralanmaları. Cam hassas bir malzeme olduğu için en ufak bir durumda çatlayıp, parçalanabiliyor, elinizi kesebiliyor. Cam parçası olduğu için riskli bir iş, dikkatli olmanız gerekiyor. Bir keresinde tamamladığım iş, ufak bir dikkatsizlikte dağıldı. Dağıldıktan sonra tekrar baştan birleştirmek gerekti. Tamir, işi baştan yapmaktan daha zor. Vitrayın dağılması oldukça üzücü oluyor.”

Bugüne kadar yaptığı en büyük çalışmanın 4,5 metre eninde, 2 metre yüksekliğinde olduğuna ve İzmir’de bir restoranda bulunduğuna işaret ederek söz konusu vitrayı yaklaşık bir yılda tamamladığını kaydetti.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X