CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.
Toplantı sonrası gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kemal Kılıçdaroğlu ”Partide ciddi değişiklikler olacaktır. Biz partiyi Türkiye’nin bütün coğrafyasında konuşulur hale getirdik. Bu ülkede demokrasinin gelmesi için her türlü mücadeleyi verdik vermeye de devam ediyoruz. Dolayısıyla değişim olacaktır hiç kimse bundan endişe duymasın” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
”Türkiye Cumhuriyeti devleti bir kişiye teslim edilecek bir devlet değildir. Ruhunda Kuva-yi Milliye vardır. Gençlik, Mustafa Kemal’in güvendiği en etkili kesimdir. Lozan’da Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu alınır. O tapunun bize gelmesinin iki önemli aktörü vardır biri Gazi Mustafa Kemal Atatürk, diğeri İsmet İnönü.
Yeni bir anlayış getirdiler. Bugün geldiğimiz nokta o yıllarda kanla gözyaşıyla kazanılan zaferlerin sonucudur. Hiçkimseye boyun eğmemiştir, saray boyun eğdi sonra kaçmak zorunda kaldı. Devletin sınırları anlaşmalarla kurulmamıştır, bedel ödenmiştir.
Ödediğimiz bedeller yeterince genç kuşaklara aktarılmamıştır. Gazi Mustafa Kemal’i gençlerin bir bölümü Kenan Evren’in gözüyle görmüştür.
Ekonomik bağımsızlığımız yani Türkiye’nin üretiminden koparılması Türkiye’yi farklı bir yere sokmuştur.
Gazeteler büyük baskı altında, gazeteciler hapiste. Gazeteler kendilerine otosansür uyguluyorlar. Ya saraya yağcılık yapacaksın ya da sana hayat hakkı tanımıyacağım denen bir süreç oluşturuldu.
İktidar kendi medyasını oluşturdu. Gazeteler zorla sattrırıldı. Şu anda medyanın tamamı birkaç gazete dışında hükümetin kontrolü altında.
Ece Sevim Öztürk şunu yapıyor: 15 Temmuz darbe girişimi oldu, girişimi lanetliyoruz. Bunun arkasındaki sır neydi bunu araştırıyordu. 15 Temmuz’un ayrıntılarını araştıranlar doğru hapse. Neden bir gazeteci hapse atılıyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ayrıntılarının neden ortaya çıkmasından korkuyor iktidar. Gazetecilik bir kamu görevidir.
Enis Berberoğlu uzun yıllar medyada çalıştı ve şu anda hapiste. Onu ben bir demokrasi kahramanı olarak görüyorum. Hiçbir suçu olmamasına karşın egemen güçlerin isteği üzerine hapishanede tutuklu yani esir. Enis Berberoğlu’nu mahkum eden olay yargı bir Enis Berberoğlu olayı değildir, olay bir Türkiye olayıdır demokrasi olayıdır.
Talimatla karar veren mahkemeler var. Bunu düşünen kişiler asla ve asla hakim değildir. Bunlara bir ünvan verilecekse onlara yakışan ünvan yargıya ihanet edenlerdir.
Bir de Eren Erdem arkadaşımız var. 7 Mayıs 2018 tarihinde bir iddianame hazırlandı olabilir. Silivri’de yaptığım açıklama dolayısıyla Ankara’ya gelmeden fezlekem gelmişti. Senin feriştahın da gelse ben geri adım atmam. FETÖ’ye üye olmamakla birlikte bilerek isteyerek yardım etmekle suçlanıyor. Eren Erdem hayatı boyunca FETÖ ile mücadele etmiş bir arkadaşımız.
Osman Kavala bir iş adamı aynı zamanda bir vatansever. İnsan sevgisi var yüreğinde. Suçu ne? Hükümet ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs. Zaten hükümet kalmadı yok ki hükümet. Anayasa ile kaldırıldı. Yok hükümet. Zaten anayasal düzen yok ki saray düzeni var. Aylardır içeride ama iddianame yok.
Herkes bir suçlu buluyor ve cezasını ben vereceğim diyor. Sağlıkta şiddetin temel nedenlerinden birisi de bu. Travma geçirip acilde yatan var. Üreten bir ülkede işsizlik olmaz enflasyon cari açık olmaz. Üretmeyip de ekonomiyi tüketim üzerine inşa ederseniz başka ülkelerin ürettiği malları tüketen ülke haline gelirsiniz.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A FAİZ TEPKİSİ
Faizi düşürürsen bu kürsüden seni öveceğim düşürmezsen o koltukta oturmayacaksın. Namusu ve şerefi üzerine yemin ettikten sonra yurt dışına çıktı. Yeminden sonra devir teslim başladı. ‘Hazine ve Maliye Bakanımız ne gerekiyorsa yapacaktır. Önümüzdeki süreçte faizin düştüğünü göreceksiniz’ diyor. Devletin içeride rantiyelere ödediği faiz 693 katrilyon lira. Dışarıya ödedikleri faiz 155 milyar dolar. Faiz düşecek diyorlar. Rakamlara bakalım. Bugün Merkez Bankası toplanacak faizleri artıracak mı artırmayacak mı? Artırmazsan seni kutlayacağım.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ VE OHAL
15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu hep beraber buna karşı çıktık. Parlamentoda o gece uçaktan bomba atılırken kurşun sesleri altında milletvekillerimiz onurlarıyla görevlerini yaptılar. Sonra hükümet dedi ki OHAL ilan edeceğim. OHAL ile darbe yeni bir sürece evrildi. 20 Temmuz’da sivil darbe yapıldı. Parlamentoya OHAL ile ilgili kararname hangi gerekçe ile geldi? Neydi gerekçesi? Aynen okuyorum; ‘Bu uygulama demokrasiye hukuka özgürlüklere karşı değil. Tam tersine bu değerli koruma yükseltme geliştirme adınadır.’ Hak arama yolunu tamamen kapattılar.”