‘Kimsenin şerefine laf ettirmem’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Kimsenin şerefine laf ettirmem. Bahçeli, Kılıçdaroğlu ve Demirtaş ile siyasi rekabet yaparım ama onların da şerefi bana emanet” dedi.

‘Kimsenin şerefine laf ettirmem’

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, kimsenin şerefine laf ettirmeyeceğini belirterek, “Ben AK Parti Genel Başkanı olarak, Bahçeli, Kılıçdaroğlu ve Demirtaş ile siyasi rekabet yaparım ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak onların da şerefi bana emanettir, bana. Onun için kimseye bu sözü sarf etmem ama kimsenin de bizim gözümüzün içine baka baka, tarihe ihanet edercesine bize hakaret etmesine izin vermeyiz” dedi.

Partisinin Burdur mitinginde vatandaşlara hitap eden Davutoğlu, seçim kampanyasının ilk gününde Erzurum’da siyasi liderlere, “Birbirimizi eleştirelim. Ama saygı konusunda kusur göstermeyelim, hakaret etmeyelim. Şiddet kullanılmasın, kimse nefret dili kullanmasın” diye çağrıda bulunduğunu hatırlattı.

Erzurum’dan bu çağrıyla meşaleyi yakarak, meydanlara çıktıklarını anlatan Davutoğlu, “Bir taraftan HDP Van’da, Ağrı’da, Siirt’te, Türkiye’nin her yerinde ama özellikle Doğu’da Güneydoğu’da şiddet uyguladı. AK Parti konvoylarına saldırdılar. Buradan Doğu’da ve Güneydoğu’daki kardeşlerime de seslendim. Şiddete, baskıya izin vermeyeceğiz” diye konuştu.  

“Biz kimsenin şeref konusunda bizi tahkir etmesine izin vermeyiz”

Osmaniye’de Bahçeli’nin memleketinde miting yaptığını anımsatan Davutoğlu, şunları söyledi:

“Osmaniye’de bir sorum üzerine oradaki vatandaşlarımız yuhaladığında ‘hayır’ dedim, bizde siyasi rekabet var ama yuhalamak ama kötü konuşmak yok. Bahçeli buna nasıl cevap verdi? Bir kaç gün önce Aydın’da, Ege’de mitinglerde bize ağır hakaretler yaptı. Şerefimizi tartışma konusu yaptı. Buradan Burdur’dan yiğitler diyarından sesleniyorum. Biz kimsenin şeref konusunda bizi tahkir etmesine izin vermeyiz. Biz dik dururuz. Her zaman söylediğim gibi bu yiğit insanlar, bu ülkenin yiğit insanları baş verir baş eğmez. Şimdi madem ki şeref konusunu açtı, o zaman Bahçeli bizi dinleyecek. Kimsenin hakaret etmesine izin vermeyiz, kimseye hakaret etmeyiz ama  kimsenin AK Parti’nin şerefiyle oynamasına da izin vermeyiz.

 Gelin Mehmet Akif Ersoy’u şahit kılalım, eğer Mehmet Akif Ersoy, Bahçeli’nin Türkiyesi’ne gelmiş olsaydı, memnun olur muydu? Namerde muhtaç olan bir ülkede şereften bahsedebilir miydi? IMF kapısında bekleyen bir Türkiye, şerefli bir Türkiye miydi? 6 sıfırlı para birimi şerefli bir Türk lirası mıydı? En ufak bir silahı bile alıyorduk tankı İsrail’e, namerde tamir ettiriyorduk. Namerde muhtaç olan bir kişi ya da ülke şereften bahsedebilir mi? Peki bu ülkenin şerefini kim iade etti? IMF’ye borç defterini kim kapattı? Türk lirasına değeri kim kazandırdı? Türk lirasına onuru şerefi kim kazandırdı? Bu aziz bayrağın arkasında oturanlar, uluslararası alanda borç istemek için oturuyordu, Ey Bahçeli.”

Bahçeli’nin iktidarında Türk dışişlerinin kendi kırtasiyesi için para bulamadığını dile getiren Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı yaptığı için ülkenin o günlerde ne duruma düşürüldüğünü bildiğini söyledi.

Bazı büyükelçiliklere para gönderilemediğini aktaran Davutoğlu, “Kemal Derviş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yazı yazıyordu, ‘Bizim Hazine’de para kalmadı, kendi başınızın çaresine bakın.’ Bir diplomat bana neredeyse ağlayarak, şunu söyledi: ‘2002’de tasarruf tedbirleri dolayısıyla paramız olmadığı için devlet evrakını dışarıda fotokopiyle kendi paramızla bastırıyorduk’ dedi. İşte o günlerden bugünlere zillet içindeki Türkiye’den izzet içindeki Türkiye’ye kim getirdi? Devleti kim izzetli kıldı? Milleti kim muktedir kıldı?” diye konuştu.

Bitlis’ten Muş’a giderken sağ tarafında yüzde 100 Türk yapımı geçen hafta silahlı kuvvetlere devredilen Atak helikopteri, sol tarafında bir başka Atak helikopterinin olduğunu anlatan Davutoğlu, “Allah’a hamdettim küçük silah hibeleri için yurtdışında kapılarda dolaşılan Türkiye’den kendi helikopterini yapan yeni Türkiye doğdu. Kimse düşünmeden bize izzetten, şereften bahsetmesin. Biz herkese izzet dersi veririz, şeref dersi veririz” ifadelerini kullandı.

“Onların söz verdiklerini, biz yaptık”

Bahçeli’ye “Buradan oturup Orta Asya’ya Balkanlara destan yazmak kolay” diye seslenen Davutoğlu,”Kırım Tatarlarına binlerce ev sözü verilmişti, onların iktidarında. Onların verdikleri sözleri biz yaptık. Gagavuz Türklerine su gitmiyordu. Onlara suyu 15 milyon dolara biz getirdik” dedi.

 Davutoğlu, Makedonya’da Ali Koç köyüne gittiğine değinerek, şöyle konuştu:

“Benden ne istersiniz’ dedim. Dediler ki ‘dağdan su gelmesi lazım, suyumuz yok.’ ‘Hemen gelecek’ dedim. Şunu eklediler, ‘Bizi bu dağlara bıraktılar, bekleye durun dediler, bu dağları bekliyoruz.’ ‘Hemen suyunuz gelecek’ dedim. Dedi ki bana ‘Sizden önceki iktidarda çok gelenler oldu, bu sözü verdiler, yapmadılar. Siz de yapar mısınız bilmeyiz.’ Dedim ki ‘Bizim sözümüz farklı, biz söz verdik mi yaparız. Ali Koç köyü 6-7 ay sonra TİKA oraya suyu getirdi. Bizim dışarıdaki Türklere bakışımız budur, ecdat oraya bir Türk bırakmışsa bir evladı fatihan bırakmışsa onun gözyaşını biz sildik, onun camisini biz tamir ettik. Oradaki sultan diyarlarını, Kosova’da Sultan Murat Hüdavendigar’ın mübarek mezarını, türbesini biz restore ettik. Sen 3 yıl iktidardaydın Bahçeli ne yaptın, ne yaptın da şereften bahsediyorsun.”

“Biz onlara edep dersi vereceğiz”

Mitinge katılan vatandaşların Bahçeli’yi yuhalaması üzerine Davutoğlu, “Yuhalamayın, biz onlara edep dersi vereceğiz. Bakın ben onlara şerefsiz demiyorum. Kimsenin şerefine laf ettirmem. Ben AK Parti Genel Başkanı olarak, Bahçeli, Kılıçdaroğlu ve Demirtaş ile siyasi rekabet yaparım ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak onların da şerefi bana emanettir, bana. Onun için kimseye bu sözü sarf etmem ama kimsenin de bizim gözümüzün içine baka baka, tarihe ihanet edercesine bize hakaret etmesine izin vermeyiz. Bu al bayrağa itibarı biz kazandırdık, Türk lirasına itibarı biz kazandırdık” şeklinde konuştu. 

Davutoğlu, “2011’de olduğu gibi birileri eğer kaset üzerinden birilerini yıpratmaya kalkarsa ya da başka şantajlar ortaya çıkarsa, hangi partiden olursa olsun, hakkında kaset çıkarılan kim olursa onun yanında, şantajcıların karşısında olmaya varız. Ama aynı yürekliliği de muhataplarımızdan bekleriz” dedi. 

“Hoca Ahmet Yesevi’nin ahlakına sahip olmak gerekir” 

Osmanlıcaya karşı savaş açanlara bir ders vermelerini isteyen Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Bizim olduğumuz yerde devlet ile millet arasındaki bağlar en güçlü bağlar tahkim edilmiştir. Yine Bahçeli sesleniyor. Bana Diyarbakır’da ‘Serok Ahmet’ demişler. Evet, bana Diyarbakır’da ‘Serok Ahmet’ dediler. Erzurum’da da ‘Dadaş Ahmet’ dediler. Sivas’ta ‘Yigido’ dediler. Elazığ’da ‘Elaziz’in hemşehrisi’ dediler, ‘Gakgoş’ dediler. Her yerde biz, kimliğimizle varız. Burada, Osmaniye’de de Burdur’da da ‘Toros’un evladı Yörük Ahmet’ diye çağırıyorlar. Diyor ki, ‘Ağrı’da Ahmedi Hani, Osmaniye’de Ahmedi Sani’, doğrudur. Ben, Ağrı’da Ahmedi Haniyim, Osmaniye’de Ahmedi Saniyim. Hoca Ahmet Yesevi’nin yolcusuyum. Bu yolun tozu toprağı olmaya, baş koymuşum, baş. Hoca Ahmet Yesevi’nin adını anmak yetmez, Hoca Ahmet Yesevi’nin ahlakına sahip olmak gerekir. Hoca Ahmet Yesevi’de hakaret yoktur. Hoca Ahmet Yesevi’de edep vardır.” 

” Kimse kimseyi rencide etmeden eleştirsin”

Siyasi liderlere çağrı yapan Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Hakaret olmadan konuşalım. Kimse kimseyi rencide etmeden eleştirsin. Şimdi birtakım kasetlerden, tekrar şantajlardan bahsediliyor. Şunu açık yüreklilikle söylüyorum; 2011’de olduğu gibi birileri eğer kaset üzerinden birilerini yıpratmaya kalkarsa ya da başka şantajlar ortaya çıkarsa, hangi partiden olursa olsun, hakkında kaset çıkarılan kim olursa onun yanında, şantajcıların karşısında olmaya varız. Ama aynı yürekliliği de muhataplarımızdan bekleriz. Birileri bize tuzak kuruyorsa, birileri özellikle paralel çete aman dikkat edin.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X