Melis EVCİMEN
Kamera: Bircan ÖRSEL / Kurgu: Dilek ÖZYER
Kısmi Emeklilik Düzenlemesi kamuoyunun gündeminden düşmeyen önemli bir konu… Peki herhangi bir değişiklik olacak mı?
Sosyal Güvenlik Kurumu eski Başkanı Fatih Acar, kısmi emeklilik ve Sosyal Güvenlik Sistemi’nin son düzenlemelerden sonra nasıl etkilendiğini olay.com.tr’ye anlattı…
Yine kamuoyunda tartışılan Kısmi Emeklilik Düzenlemesi nedir? EYT Yasası kapsamına girmeyen milyonlarca kişide bizlere de erken emeklilik yolunu açacak düzenlemeler yapılacak mı sorusu güncel bir soru olarak karşımıza çıkıyor. Bu konuda da bilgi verir misiniz?
Kısmi Emeklilik dediğimiz prim gün sayısı eksikte olsa belli bir yaşı doldurmak koşuluyla emeklilik düzenlemesini içeriyor.
8 Eylül 1999 Öncesi Gerek SSK gerekse Bağkur’da 3600 gün prim ödemesi olanlar Kadınlar 50 erkekler 55 yaşını doldurmak kaydıyla emekli olabilmekteydiler.
2000 yılında çıkan 4447 Sayılı yasayla değişikliğe gidilmiş 8 Eylül 1999 öncesinde sigorta girişi olanlar Buna göre SSK’da 3.600 günü doldurmak şartıyla kadınlar 58, erkekler 60 yaşını tamamlayarak emekli olabilmektedirler. Bağ-Kur’da ise 15 yıl prim ödemek şartıyla kadınlar 56, erkekler 58 yaşını tamamlayarak kısmi aylığa hak kazanmaktadır.
Bu kapsamdaki emeklilerin talebi bizlerde daha önceden olduğu gibi kadınlar 50, erkekler 55 yaşında 3600 gün prim ödeyerek emekli olabilir miyiz?
EYT kanunu, kısmi emeklilik şartlarında herhangi bir düzenleme içermemektedir.
Dolayısıyla kısmi emeklilik konusunda mevcut şartlar devam etmektedir.
Ancak kamuoyunda bu husus da halen tartışılmakta ve bu konuda da düzenleme beklentisi devam etmektedir.
Yeni EYT yasası ile yaklaşık 4.5 milyon kişiye emeklilik yolu açıldı. Sosyal Güvenlik Sistemi açısından bu yeni durum sistemi nasıl etkileyecek. Sosyal Güvenlik Sistemi bu düzenlemelerden olumsuz etkilenecek mi?
Bildiğiniz üzere 2008 yılında sosyal güvenlik alanında sigorta hak ve yükümlülüklerinin eşitlendiği mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi yanında nüfusun tamamını sağlık şemsiyesi altına alacak çok önemli bir reform gerçekleştirilmiştir. 5510 sayılı reform yasası ile getirilen yasal düzenleme yanında bugüne kadar çok sayıda idari düzenlemeler yapılmıştır.
Reformla sürdürülemez bir noktaya gelen sosyal güvenlik açıkları alınan önlemlerle kontrol edilebilir bir noktaya getirilmiş ve açıkların GSMH’ya oranlarında önemli düşüşler yaşanmıştır. Bugün geldiğimiz noktada gider 39.7 milyar TL açık veren bir sosyal güvenlik kurumu var.
Topladığımız tüm prim gelirleri emekli aylıklarını karşılamıyor
Yine 2022 yılı sonu itibarıyla 724.1 milyar TL prim gelirleri varken 668.7 milyar TL emekli aylığı ödemeleri mevcut. Topladığımız tüm prim gelirleri emekli aylıklarını karşılamıyor. Sadece emekli aylıkları için yaklaşık 55.3 milyar TL hazine desteği vermek zorunda kalıyoruz
Yine sosyal güvenlik sistemimiz açısından toplam sosyal güvenlik kapsamı ve aktif/pasif oranları dediğimiz kaç çalışanın kaç emekliye bakmak zorunda olduğunu ifade eden oranda önemlidir.
2022 Ekim ayı itibarıyla 26.344.234 kişi aktif sigortalı iken 13.933.000 kişi de emekli sayısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelişmiş ve sosyal güvenlik sistemi oturmuş ülkelerde bu oran 3 ve 4 arasında aktif çalışanın 1 pasif’e bakmak zorunda olduğu bir sistem olarak karşımıza çıkarken ülkemizde bu oran reform yılı olan 2008 sonrası 2009 yılında 1.73’lerden tedrici olarak her geçen yıl artarak 2022 yıl sonu itibariyle 2.01 olarak karşımıza çıkmaktadır. Son olarak EYT’le birlikte 4.5 milyon kişinin sisteme girmesiyle bu oran 1.49’lara düşmektedir.
Bu oran reform yılının yapıldığı 2008 yılının bile altına inen bir oran olup sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi açısından önemli bir risk içermektedir.
Önümüzdeki süreçte bu husus mutlaka göz önünde bulundurulmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. Bu konuda yapılabilecek en önemli konu kayıt dışı ile mücadele ile prim gelirlerinin artırılmasıdır. Bunun yanında her yıl nerede olduğumuzun takip edilmesi son derece önemlidir.
♦ SGK Açığının GSMH’ ya oranı,
♦ SGK Açığının Kurum Bütçesine oranı,
♦ Yıllar itibarıyla Aktif/Pasif oranları,
♦ Sosyal Güvenlik Kapsamındaki kişi sayıları,
♦ Kayıt dışı istihdam oranı,
♦ Kurum Gelirlerinin Giderleri Karşılama oranları,
Her yıl takip edilerek süreç izlenmeli ve gerekli yasal ve idari düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu temel istatistiki veriler dışında kurumun 84 milyona hizmet veren bir kurum olması nedeniyle özellikle bürokrasinin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar üzerinde yoğunlaşarak vatandaş memnuniyetinin en üst seviyeye çıkarılması konusuna da özen gösterilmelidir.
Unutulmaması gereken husus; sosyal güvenlik sisteminin ülkemizin geleceği açısından en önemli konulardan biri olduğu, sistemin sürdürülebilirliği açısından yapılan yasal ve idari düzenlemeler konusunda yeni tavizlere yol açacak uygulamalardan kaçınılması gerektiği ve aksayan yönlerin çözümünde de ortak akıl ve tecrübelerden yararlanılarak daha iyi bir sosyal güvenlik sistemine kavuşmamız yönündeki çabaların artırılması gereğidir.