Koruyucu kıyafetler giyerek İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım ünitesine giren muhabirler, yüzde 80’i aşısız olan yoğun bakım hastalarının son durumunu ve sağlık görevlilerinin müdahalelerini görüntüledi. Yoğun bakım servisindeki aşısız hastalar, ‘Aşı olun’ çağrısı yaparken, solunum cihazına bağlı bir hastanın, sağlık çalışanının eline sımsıkı sarılması dikkat çekti.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Birimi Sorumlusu Dr. Karahan, “Eylül ayı boyunca koronavirüs yoğun bakım servislerine yatan hastaların yüzde 80’i aşısız ya da aşı programını tamamlayamamış kişiler. Geri kalan yüzde 20 ise aşılı ancak bu yüzde 20’lik rakam yanıltıcı olmasın. Bu kişilerin bir kısmı eşlik eden yandaş hastalıklar nedeniyle genel durumunun kötüleşmesi üzerine hastaneye getirilmiş ya da başka bir işlem için hastaneye müracaat ettiğinde yapılan kontrollerde PCR testi pozitif olan kişiler. Aşısız kişilerin hastalığı çok ağır geçirdiğini görüyoruz” dedi.
Pandeminin ilk döneminde ileri yaşta ve kronik rahatsızlığı bulunan hastalar olduğunu ancak son dönemde daha çok genç hastaların tedavi için geldiğini belirten Dr. Karahan, “Pandeminin ilk dönemlerinde aşı elimizde yoktu ancak koruyucu önlemler çok daha fazlaydı. Sokağa çıkma kısıtlamaları, uzaktan çalışma gibi uygulamalar vardı ve okullar kapalıydı. Bundan önceki dönemde farklı bir hasta popülasyonuyla karşı karşıyaydık. Genellikle yoğun bakım servislerine daha ileri yaş, kronik rahatsızlığı olan hastalar geliyordu. Son dönem ise diğerleriyle benzerlik göstermiyor. Biz bu dönemde daha çok genç hastaları görüyoruz” diye konuştu.
Hastaların özelliklerine değinen Dr. Karahan, “İçinde bulunduğumuz süreçte hastaların dikkatimizi çeken belli özellikleri var. Birincisi genç hastalar olması. 20-40 yaşları arasında aşısız çok hasta gördük ve bunların bir kısmını maalesef kaybettik. İkinci olarak hamile hastaları çok görüyoruz. Bu hastalar da bebeği koruma adına aşı olmayan kişilerden oluşuyor. Ben aşılanmanın bireysel olmadığına inanıyorum. Bizler sosyal varlıklarız. İşe gidiyoruz, okula gidiyoruz. Sürekli insanlarla temas halindeyiz. Aşıyla ilgili bilinmezlik artık yok. Elimizde yeterli veriler var. Yan etkilerini biliyoruz. Aşı ayağımıza kadar geliyor. Yurdumuzda aşıya ulaşmak çok kolay. Yan etkiler yönünden son derece deneyimliyiz. Aşı olmak bir yurttaşlık görevidir” dedi.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi uzmanlarından Dr. Atilla Şencan ise “1,5 yıldır koronavirüs yoğun bakım ünitesinde hizmet vermekteyiz. Kişisel koruyucu kıyafetleri giyerek yoğun bakım koşullarında çalışmak oldukça zor. Vatandaşlarımızı maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat etmeleri konusunda bir kez daha uyarıyoruz” diye konuştu.
Yoğun bakım servisinde tedavi gören hastalardan Osman Coşkun (47) da “Aşı olacaktım ama oğlumu farklı bir kente yerleştirdik ve bu işlerle ilgilenirken aşı olmayı ihmal ettim. Aşı olacaktım ama fırsat bulamadığım için olmadım. Şimdi yoğun bakımdayım. Çok zor bir hastalık. Herkes aşısını olsun” dedi.