Kramponu çıkardı Rio’ya koştu

Futbolda profesyonelliğin kapısından dönen atletizmle de Olimpiyat Oyunları’na katılma hakkı kazanan Cumali Umutcan Emektaş, kitaplara ders olacak niteliğindeki yaşantısını OLAY Spor’a anlattı.

Kramponu çıkardı Rio’ya koştu

RECAİ UYSAL

Atletizmde sprint yarışları bu sporun belki de en çok ilgi çeken branşı… Kısa mesafe olması nedeniyle heyecanın tavan yaptığı ancak en zor branşlarından birisi… Ve olimpiyat… Her sporcunun hayali… Ulaşılması zor bir hedef… 

Türkiye 5 Ağustos’ta başlayacak Rio Olimpiyat Oyunları’nda 21 branşta 103 sporcuyla temsil edilecek. Bursa da bu dev organizasyonda 6 sporcuyla temsil edilecek. Atletizmde 35 sporcu Rio bileti almayı başarırken, son olarak kadroya dahil edilen Bursasporlu Cumali Umutcan Emektaş da bu büyük gururu yaşadı.

10 YAŞINDA FUTBOLA BAŞLADI

Her sporcunun hayali olan Rio’ya katılma hakkı kazanan Bursasporlu atletin aslında ilginç de bir hikayesi var. Spor yaşantısına futbolla başlayan, 2012’de tanıştığı atletizmle kısa sürede büyük bir başarıya imza atan 25 yaşındaki Umutcan’ın hayalini gerçekleştirmesinin mutluluğuna OLAY Spor olarak biz de ortak olduk. 1991 Mersin doğumlu olan genç sporcu, 10 yaşında futbolla spora ilk adımı atmış. Mersin İdmanyurdu’nun altyapısında futbola başlayan ve A Takım’a kadar yükselen Umutcan Emektaş, yaşadığı talihsizlikler sonrasında futbola veda etmek zorunda kalmış.

GOL KRALI OLDU

16 yaşında Mersin İdmanyurdu A Takımı’na dahil edildiğini söyleyen genç sporcu, “Yaşım küçük olduğu için profesyonel sözleşme imzalayamadım. Ardından takımın başına Ergün Penbe geldi. O da beni A Takım kadrosuna aldı ancak, sonrasında yaşanan sıkıntılarla Ergün hoca da bizler de takımdan ayrıldık. O dönemde 18 yaşındaydım ve üniversiteyi kazanmıştım. Ben de tası tarağı toplayıp Bursa’ya geldim. İlk yıl hiçbir şey yapmadım. Spor dahi yapmadım. Sonra İnegöl Kurtuluşspor’da forma giydim. Üniversite 2’deyken futbolla birlikte atletizm de yapıyordum. Orhaneli’ye transfer oldum. Orada Süper Amatör Küme gol krallığım da var. Ancak, ardından atletizm daha ağır bastı ve futbolu bıraktım” diye konuştu.

SENE BAŞINDA BURSASPOR’A

Futbolla yollarını ayırıp, atletizmi seçen başarılı sporcu, “Atletizmle 2012 yılında tanıştım. Üniversite 2’deyken halen birlikte çalıştığım antrenörüm Zakir Özgür’le antrenmanlara başladık. Normalde futbolcuydum ama atletizmde 4 yıl gibi kısa bir sürede önemli bir başarıya imza atmayı başardım. İlk atletizm lisansımı Nilüfer Belediyespor adına çıkarttım. Sonrasında Fenerbahçe ve TSK adına yarıştım. Sonrasında bu sene başında Bursaspor’a geldim. Burada olduğum için de mutluyum. Bursaspor’un destekleri tabii ki oldu. Atletizme başladıktan 4 sene sonra olimpiyata gitmek benim için ayrı bir gurur’ dedi.

AİLEDEN GELİYOR

Atletizme aslında uzak olmadığını belirten 25 yaşındaki sporcu, sözlerine şöyle devam etti: 

“Zaten babam kısa mesafe, annem de orta mesafe koşucusu. Yani aileden gelen bir atletizm kökenim var. Futbol oynarken de hızlı bir sporcuydum zaten. Atletizme hep bir ilgim vardı. Üniversite 2’de futbolu bırakmıştım. Sporu bırakma aşamasına gelmiştim. Zakir Örgür’le tanışıp çalışmalara başladık. 4 yıl gibi kısa bir zamanda hatta başladıktan 1,5 yıl sonra 23 yaşaltı Avrupa Şampiyonasına gittim. Orada talihsizlik yaşadım ve madalyayı kaçırdım. Başladıktan 9 ay sonra A Milli oldum. Balkan Büyükler Şampiyonası’na katıldım ve orada 10.65’lik derecemle ikinci oldum.’ 

TESİSLER GELİŞTİRİLMELİ

“4 yıllık geçmişe rağmen olimpiyatı görebilmek önemli. Gurur verici bir başarı benim için. Türkiye’deki sporcuların yakındığı bir durum var. Evet gücümüz, tesislerimiz, altyapımız mevcut ama maaselef profesyonel sporcuya yönelik, onların direkt ihtiyaçlarını karşılayacak özel bir çalışma yok. Şu an bana sunulan imkanlar bu tesisten ibaret. Çalıştığım saha çok sert. Benim çalıştığım tesis sadece burası. Yaşadığım sakatlıkların sebebi de burası. 2013 yılında mesela 23 Yaşaltı Avrupa Şampiyonası’nda madalya alamamamın nedeni burası. 2015 yılında sezonu erken kapatmamın sebebi yine burası.”

İŞİMİZ SADECE KOŞMAK DEĞİL

“Çünkü Bursa’da yaşıyorum. Antrenörüm burada. Beraber antrenman yapıyoruz elimizdeki tek imkan burası. Atıcılar Olimpiik Atletizm Stadı’nın zemini de sert. Ben kısa mesafe sporcusuyum. Atletizmle ilgileniyorum ama işimiz sadece koşmak değil. Bunun yanında fitness, halter yapıyoruz. Fitness salonları da bizim ihtiyaçlarımızı karşılamıyor. Bunların da bizim ihtiyaçlarımıza göre yapılması gerekiyor. Biz özel sporcularız ve bize biraz daha özel davranılması gerektiğini düşünüyorum. Tesisler var ama tesislerin içlerinin doldurulması gerekiyor ki bu bize yansısın. Dereceye yansıyınca da ülkenin başarısını üst seviyeye getirecek.” 

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X