Kurtulmuş, “Terörle mücadelenin ekonomik ve sosyal boyutu var. Cuma günü Mardin ziyareti sırasında Başbakanımız terörle mücadelenin ekonomik ve sosyal boyutlarını kapsayan bu eylem planını, sizin deyimizle master planını teferruatlı olarak halkımızla paylaşacak. Çok kısa bir süre içinde terörü bitireceğiz ve hızlı bir restorasyon sürecini yapacağız. Parantezi kapatacağız” dedi.

“SAYIN ARINÇ KENDİ GÖRÜŞLERİNİ ORTAYA KOYMUŞ SÖYLEYECEK BİR ŞEYİMİZ YOK”

Bülent Arınç’ın kamuoyuna yansıyan açıklamalarını değerlendirmesi istenen Kurtulmuş, “Sayın Arınç kendi görüşlerini ortaya koymuştur. Bu kişisel görüşlere karşı bizim söyleyecek bir şeyimiz yok, takdir kamuoyunundur” dedi. 

“PARANTEZİ KAPATACAK ZARARLARIN İNŞALLAH HEPSİNİ TELAFİ EDECEĞİZ”

Güneydoğudaki operasyonlara değinen Kurtulmuş, “Çok kısa bir süre içerisinde hem terörü bitireceğiz. Yani parantezi kapatacağız hem de halkımızın karşı karşıya kaldığı zararların inşallah hepsini telafi edecek çok hızlı bir restorasyon sürecini yapacağız. Her türlü tedbiri alacağız” dedi.

“SINIR GÜVENLİĞİ KANUN TASARISI İMZALANDI BUNDAN SONRA DA YÜRÜRLÜĞE GİRECEKTİR”

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş sınır güvenliği vurgusu yaparak, “Türkiye, hem yasa dışı göçle mücadele etmek hem de bu yasa dışı göçün içerisinde son derece tehlikeli bir şekilde yabancı savaşçılarla mücadele etmek mecburiyetindedir. Onun için etkin bir şekilde sınır güvenliğinin sağlanması amacıyla Sınır Güvenliği Kanun tasarısı biliyorsunuz hazırlandı ve Başbakanlık’ta bekliyor. Ancak bu etkin mücadelede vakit kaybına maruz kalmamak için Başbakanlık’ta bekleyen bu yasa tasarısı, günü geldiğinde parlamentoya sevk edilmek üzere şu aşamada ektin sınır yönetiminin koordinasyonunun sağlanması için bir Bakanlar Kurulu Yönetmeliği bugün itibariyle imzalanmış ve bundan sonra da yürürlüğe girecektir. Yasa dışı göçmen meselesi her açıdan bütün gücümüzle üzerine gidilecek” diye konuştu.

“İNSAN KAÇAKÇILIĞI BİR TERÖR SUÇU OLARAK GÖRÜLMELİ”

İnsan kaçakçılığının bir terör suçu olarak görülmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, “İnsan kaçakçılığının bir terör suçu olarak görülmesi, organize suç kapsamına alınması ve bu anlamda mesela insan kaçakçılığında kullanılan malzemelerin müsadere edilebilmesi için yasal düzenlemelerin yapılması ve bu suçların cezalarının hem artırılması hem de katalog suçlar haline getirilmesi gibi birtakım yasal tedbirler üzerinde durulması prensip olarak kararlaştırılmıştır. Yasal düzenlemeler, kapasite artırımı son haline verilecek kamuoyu ile paylaşılacak” ifadelerini kullandı.

“HİÇ BİR ŞEKİLDE HERHANGİ BİR ŞEKİLDE MÜLTECİLER ÜZERİNDEN BİR PAZARLIK YAPMAYIZ”

Türkiye’nin Almanya’dan Suriyeli sığınmacılar için 5 milyar Euro istendiği iddiasını değerlendirmesi istenen Kurtulmuş, “Bu zengin ülkelerden biz daha zengin olduğumuz için kapımızı açarak bu insanlara ev sahipliği yapmadık. Gönlümüz zengin olduğu için bunu yaptık. Dolayısı ile biz Avrupa Birliği ile ya da başka bir yerle hiç bir şekilde herhangi bir şekilde mülteciler üzerinden bir pazarlık yapmayız. Bunu şimdiye kadar devam ettirdiğimiz tavrın bir parçası olarak sürdürürüz. Ama sonuç olarak 8 milyar dolarlık bir maliyet var. her gün artan bir maliyet. Kimse bu meseleyi doğunun meselesi olarak görmesin. Bu insanlığın meselesi. Bu katkı Türkiye’nin bütçesine yapılacak bir katkı değildir. İnsani krize karşı yapılacak bir katkıdır. Herkesin böyle düşünmesi gerekir” açıklamasında bulundu.

“TÜRKİYE MISIR HALKINA KARŞI HER ZAMAN DOST, KARDEŞ, KALMIŞTIR”

Türkiye Mısır ilişkilerine ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, “Aziz milletimiz ve Mısır halkı, dost, kardeştir. Bizim karşı olduğumuz Mısır’daki darbeye karşı, demokrasiyi kurma aşamasına gelmiş, Mısır demokrasisine karşı yapılan darbeyi ve darbe sonrasındaki gelişmeleri asla tasvip etmediğimizi dile getirdik. Ne darbeyi ne de darbenin ürünleri olan idamı kabul ettik. Türkiye Mısır halkına karşı her zaman dost, kardeş, kalmıştır. Türkiye’nin başından beri karşı çıktığı mevcut Mısır yönetiminin antidemokratik, hukuk dışı ve Mısır halkının geleceğine en ufak bir katkısı olmayan, bu tavrına karşıdır. Bu tavrın demokratik bir tavra dönüştürülmesi Türkiye ile olan ilişkilerin düzelmesinin temel koşullarından bir tanesidir” diye konuştu.