İnan, yazısında şu ifadeleri kullandı:

Son yıllarda eski cazibesi olmasa da hâlâ Bursa’nın sembolüdür Uludağ.

“Bursa” deyince akla hemen İskender Kebabı gelir. Ardından şeftalisi, bıçağı ve cantığı sıralanır.

Tekstilin lokomotifidir. Otomobil üretiminin merkezi. Daha pek çok şey sıralanabilir. Hem sanayi hem tarım hem de Osmanlı’dan bugüne kadar süren ticaret kentidir aynı zamanda.

Bursa tarihi kişilikleri ile de çok zengindir. Saymaya kalksak sayfalar dolusu isim sıralamak mümkün.

Ünlü yazar Aziz Nesin’in sürgün kentidir.

Dünyaca bilinen Türkçe’nin büyük şairi Nâzım Hikmet’in on yıl hapis yattığı kenttir.

Bugüne kadar “Kurtuluş Savaşı” üzerine yazılanların en başında Nâzım Hikmet’in Kuvâyi Milliye Destanı gelir. Daha onun üstüne çıkan olmamıştır.

Nâzım Hikmet, 1938’de “orduyu isyana teşvik” ettiği gerekçe gösterilerek 28 yıl hapis cezasına çarptırılır.

Önce İstanbul sonra Çankırı Cezaevi’nde yatar. Daha sonra 1940 yılında Bursa Cezaevi’ne nakledilir. Hapislik hayatının en uzun süresi Bursa’da geçer. 1950’de çıkarılan genel af yasasıyla serbest kalır.

10 yılı Bursa Cezaevi’nde olmak üzere 13 yıllık hapis hayatı, Nâzım’ın şiirlerini en yukarılara çıkarmanın yanında onun dünyaca tanınmasını sağladı. En önemli başyapıtları olan Kuvâyi Milliye Destanı ile Memleketimden İnsan Manzaraları gibi.

Her bir dizesi insanın tüylerini diken diken eden Kuvâyi Milliye Destanı’nın büyük bölümünü Bursa Cezaevi’nde yazdı Nâzım Hikmet.

Nazım Hikmet – Orhan Kemal

Böyle bir tarih hazinesi de var Bursa’nın…

Sanayinin, tarımın ve ticaretin ülke genelinde en büyük kuruluşları Bursa’dadır. Aynı zamanda küçük ve orta esnafın yani “Kobi” dediğimiz işletmelerin en fazla olduğu kentlerin başındadır.

Bu tablo da gösteriyor ki, çalışanların, emeğiyle geçinenlerin, nüfusun büyük bir bölümünü oluşturduğudur.

Emek yoğun işletmelerin çok olduğu, nüfusun çoğunluğunun çalışanlardan oluştuğu kentte sosyal demokrat bir partinin yerel yönetimlerde iktidar olamaması, üzerinde kafa yorulması gereken bir çelişkidir.

Yalnız yerel yönetimde değil, Ankara’ya gönderilen milletvekili sayısı ile hep ikinci sırada kalmıştır.

Olay gazetesinin başyazarı Ahmet Emin Yılmaz, 16 Ekim günü yayımlanan yazısında hatırlattığı gibi, CHP, 1977’de belediye başkanlığını ilk kez kazanmış, rahmetli Mustafa Eroğlu, Bursa Belediye Başkanı olmuştu. Başkanlık süresini doldurmadan, 12 Eylül 1980 darbesi ile görevi yarıda kaldı. Yine Ahmet Emin’in yazısında aktardığı gibi, Bursa’da fırıncıların grevi üzerine, bugün Bursa halkına büyük hizmeti olan BESAŞ ekmek fabrikasını Mustafa Eroğlu kurmuştu.

47 yıl sonra, 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerde CHP, bu kez başka bir Mustafa (Bozbey) ile Bursa Belediye Başkanlığını kazandı.

İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, seçildiği kongrede, “Bursa’yı kazanacağız” demişti. Sanırım pek çok insan buna inanmadı ama 47 yıl sonra Bursa ve 6 ilçe CHP’li başkanların oldu.

Elbet Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş’la birlikte diğer illerde 2019’da belediye başkanı seçilenlerin yaptıkları hizmet ve işlerin kamuoyuna olumlu yansımalarının etkisi yadsınamaz.

Ancak 47 yıl sonra ulaşılan bu başarı da yerel örgütlerin ciddi ve organize çalışmalarının sonucudur.

47 yıl sonra Büyükşehirle birlikte 6 ilçe başkanlığını kazan il yönetiminin başındaki Nihat Yeşiltaş, 19 Ekim günü yapılan CHP’nin 39. Olağan Bursa İl Kongresi’nde yeniden İl Başkanı seçildi.

Nihat Yeşiltaş, kongrede yaptığı konuşmada büyük bir vaatte bulunarak, “İlk genel seçimde 1946’dan beri yapılmayanı yapıp (kim yapmadıysa?) Bursa’da birinci parti olacağız ve en çok milletvekilini çıkaracağız” dedi. Umarım daha önceki öngörüsü gibi bu da gerçekleşir.

Ben de kendisine bildik, alışıldık politik söylemlerin dışında olması ve yapılması gerekenlerle ilgili bazı öneriler sıralayacağım.

Bursa Büyükşehir Belediyesi ve 6 ilçe belediyelerinin yaptığı hizmetleri bir veri altında toplamalı.

Belediyelerden periyodik bilgi alabilecek bir form düzenleyerek, bunları toplayıp, değerlendirmesini kamuoyuna sunmalı.

Belediyelerce sağlanan doğrudan insana yönelik hizmetleri alanlarına göre ayırıp, düzenlenmeli.

Örneğin eğitim hizmeti, sağlık desteği, barınma yardımı, yoksul yurttaşlara verilen destekler gibi.

Bunun yanında çevre korunması, atıkların değerlendirilmesi ve enerji gibi konular hakkında bilgiler toplanmalı.

Bunlar belli aralıklarla, (3 ayda bir) kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla her platformda açıklanmalı.

Bursa’nın ve ülkenin temel sorunu olan “deprem” konusu ile ilgili çalışmalar ve yapılan hazırlıklar Bursalılarla paylaşılmalı.

Bu günlerde yaşadığımız su kesintisi sorunu baştan sona çok kötü yönetildi. Oysa çok önceden bilinen bir durum ve karşılaşılacak bir sorundu bu. Kamuoyu önceden ayrıntılı olarak bilgilendirilmeliydi.

Bundan yola çıkarak Bursa’nın ulaşım sorunu ve bununla ilgili yapılan çalışmalar ve gelecekte yapılması planlanan uygulamalar bu periyot içerisinde ayrıntılı olarak anlatılmalı.

Bursa’da CHP’nin kazandığı ilçeler dışında 17 ilçenin tamamında karşılaşılan sorunlar, yapılan hizmetler sorunlara karşı öngörülen çözümler ayrım gözetilmeksizin ilçe halkı ve tüm Bursalılarla paylaşılmalı.

Geçmiş yönetimin yapamadığı işleri gündeme getirmek yerine bugün durumun ne olduğu tespit edilmeli ve karşılaşılan sorunla ilgili çözüm önerileri anlatılmalı.

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ülke insanının yaşamını çok zorlaştırdı. Yaşamı sürdürmenin bedeli gün gün ağırlaşıyor. Belediyece yapılan su, ulaşım, ekmek ya da başka hizmetlerin maliyetinin karşılanması amacıyla bu hizmetlere yapılacak zam miktarı iyi hesaplanmalı ve kamuoyuna gerekçeleri çok inandırıcı olarak önceden anlatılmalı.

Bu liste daha da uzatılabilir, ancak hepsini bir başlık altında toplarsak, hemen her konuda CHP İl Başkanlığı kadroları, kamuoyuna açık formlar düzenleyerek sorunları, çözümleri ve hizmetleri düzenli aralıklarla anlatmalı.

Olay Medya İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali İnan’ın yazısının tamamı için tıklayın…