İnan, yazısında şu ifadeleri kullandı:

Türkiye gündemi her pazartesi yeni bir gerilimle başlıyor.

Sanırsınız, ülkenin değişik yerlerine bir plato kurulmuş. Her birinde siyasi içerikli gerilim filmi çekiliyor.

Son birkaç haftada yaşadıklarımız aklımıza bunu getirdi.

Bolu, Kartalkaya’daki otel yangınının ateşi sönmeden, Antalya’da bir başka otel yandı.

Görevden alınıp, yerine kayyum atanan belediyeler.

Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer görevinden alındı.

Gözaltına alınan gazeteciler, siyasilere yönelik girişimler. Ümit Özdağ’ın Silivri’ye hapsedilmesi. Ekrem İmamoğlu’nun ifadeye çağrılması…

Belediyelere yapılan operasyonlar.

Üstelik tehdit dilinin gitgide artması, hem Devlet Bahçeli hem de AKP Gençlik Kolları Başkanı’nın ağzından dökülenler normal bir demokratik sistemde olabilecek şeyler değil.

AKP iktidarında yıl yıl artıyor antidemokratik uygulamalar.

Tüm bunlar yaşanırken, ülke muhalefetini oluşturan partilerin, etkin ve kitleleri kucaklayacak bir yol, yöntem ortaya koyamamış olması…

Türkiye’nin gerçek ve can yakıcı sorunlarının konuşulmaması için akla gelmeyecek meselelerin gündemde tutulmasını sağlıyor.

Bu tabloyu iyi gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her fırsatı değerlendiriyor.

Daha “heybedeki büyük turpları” bekliyorduk ki…

Ocak ayının son günü AKP Antalya İl Kongresi’ndeki konuşmasında “Maalesef Özgür Özel, oturduğu koltuğu dolduramamıştır” dedi.

Bu sözü bilinçli olarak sarf etti Erdoğan. Çünkü 10 ay önce Türkiye’nin gündemi başkaydı. 1 Nisan sabahına büyük bir umut ve heyecanla uyanmıştı ülke.

Erdoğan karakterinde bir politikacı için elbet kabul edilebilir bir durum değildir. 22 yıldır girdiği tüm seçimleri, referandumları kazanmış bir liderden ciddi bir yenilgiyi sindirmesini beklemek elbet saflık olurdu.

Recep Tayyip Erdoğan’ın işini de kolaylaştıran CHP Genel Başkanı Özgür Özel oldu.

Yüzde 37 oranında oy alarak birinci parti olmuş CHP’nin genel başkanı “seçim istemiyoruz” diyerek yakılan milyonlarca umut ışığının bir kısmını söndürmüş oldu.

“Biz normalleşeceğiz, AKP’lilerden de oy alacağız” diyerek bir ışığı daha söndürdü.

Özel’in ilk eylemi, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı AKP Genel Merkezi’nde ziyaret etmek oldu. Özel’in karşısına boş bir koltuk koydular. Görüşmenin içeriğinden, mesajlardan çok boş koltuk konuşuldu günlerce.

Bir bir sönmeye başladı umutlar…

Ardından CHP Genel Merkezi’ne Cumhurbaşkanlığı forsunu astırıp, Cumhurbaşkanı’nı ağırladı parti merkezinde.

Ortalık pamuk gibi yumuşacık oldu.

Çizgiden çıkmış CHP’yi, olması gereken yere getirmiş, normalleştirmiş oldu CHP’nin genel başkanı.

22 yıl sonra gelen yerel seçim zaferinin yarattığı büyük heyecan, büyük coşku bilinçli bir şekilde söndürüldü.

AKP Genel Merkezi’nde ağırladığı CHP Genel Başkanı’nı Antalya’da “koltuğunu dolduramadı” diyerek, muhalefetin “erken seçim” talebine karşılık vermiş oldu Erdoğan.

Tüm bu yazılanlardan daha önemli bir şey var.

Mustafa Kemal Atatürk, ülke insanının gönlünde, yüreğinde yer etmiş, ülkenin kutup yıldızıdır.

Türk ordusunu kurandır Atatürk. Kurtuluş Savaşı’nı veren orduyu… İşte bu beş teğmen bu geleneğin temsilcisi idiler.

Tek suçları “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demeleri.

Olay Medya İcra Kurulu Başkanı Mehmet Ali İnan’ın yazısının tamamı için tıklayın…