Hürriyet’ten Neşe Karanfil’in haberine göre, Merkez Bankası, bir süre önce açtığı “herkes için ekonomi” sitesinde “Emisyon hacminin artması Merkez Bankası’nın gevşek para politikası uyguladığı anlamına gelir mi?” sorusuna yanıt verdi.
Merkez bankalarının en temel görevlerinden birinin para basmak ve bastığı parayı dolaşıma sürmek olduğunun belirtildiği yazıda, dolaşımdaki paraya emisyon denildiği ifade edildi.
Merkez Bankası tarafından piyasaya sürülen banknotların ve Hazine tarafından dolaşıma çıkarılan madeni paraların toplamının emisyon hacmi olarak tanımlandığının anlatıldığı yazıda, “Bu tutar, temel olarak, bireylerin ve bankaların nakit talebine göre belirlenir. Peki emisyon hacminin artması, Merkez Bankası’nın ‘para bastığı’ ya da daha teknik ifadeyle gevşek para politikası uyguladığı anlamına gelir mi? Sorunun yanıtı: Hayır!” denildi.
‘POLİTİKA ARACI DEĞİL’
Yazıda, merkez bankalarının para politikasını emisyon hacmini belirleyerek oluşturmadığı belirtilerek emisyon hacminin bir politika aracı olmadığı vurgulandı. Yazıya şöyle devam edildi:
“Para politikası, paranın miktarının değil, parayı elde etme maliyetinin belirlenmesi ile oluşturulur. Merkez Bankası, belirlediği kısa vadeli faiz oranı üzerinden talep eden bankalara borç para verir. Emisyon talebi arttığında bankalar Merkez Bankası’na teminat getirerek Merkez Bankası’ndan borçlanırlar. O halde emisyon hacminin değişmesine ne sebep olur? Emisyon hacmini belirleyen unsur, ekonomideki birimlerin paraya olan talebidir. Kredi kartları, çek, internet bankacılığı gibi alternatif ödeme araçlarında görülen gelişmelere rağmen, özellikle küçük tutarlı ödemelerde nakit kullanmak kolaylık sağlar ve pratiktir. Bu yüzden hâlâ nakde olan talep yüksektir. Bu talep günden güne değişebilir.”