Müslümanların ilk kıblesi olarak bilinen Mescid-i Aksa’ya, dün sabah 720 fanatik Yahudi baskın düzenledi.
Gruplar halinde İsrail polisinin korumasında Mescid-i Aksa’nın El-Meğaribe (Fas) Kapısı’ndan Harem-i Şerif’in avlusuna giren fanatik Yahudilerin bir müddet Mescid-i Aksa’nın avlusunda dolaştığı kaydedildi.
Aksa’nın tüm girişlerine bariyer koyan İsrail polisi, Filistinlilerin avluya girmesine kimlik kontrolünün ardından izin verdi.
Yahudilerin Süleyman Mabedi’nin yıkılışının yıl dönümü olarak kabul ettikleri ve ‘Tişa BeAv’ adını verdikleri matem günü dolayısıyla Mescid-i Aksa’ya yönelik baskınları dün gün boyu devam etti.
FİLİSTİN’DEN KINAMA
Filistin Dışişleri Bakanlığı da, yüzlerce fanatik Yahudi’nin işgal altındaki Doğu Kudüs’ün ‘Eski Şehir’ bölgesinde yer alan Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskını kınadı.
Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, bu tür baskınların Eski Şehir bölgesini Yahudileştirme politikası çerçevesinde ele alındığı belirtilerek, İsrail’in bu politikasını, Mescid-i Aksa ve statüsüne zarar veren siyasi kararlarına taraftar kazanmak için uyguladığı ifade edildi.
İsrail’in Mescid-i Aksa’nın yerine iddia ettikleri tapınağı inşa planları yaptığına işaret edilen açıklamada, İslam İşbirliği Teşkilatı’na bu planların durdurulması için acilen harekete geçme çağrısında bulunuldu.
SAYI HER YIL ARTIYOR
Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyen fanatik Yahudilerin sayısında geçen yıla oranla ciddi artış yaşanması dikkati çekiyor. Yahudilerin, Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemelerini destekleyen İsrailli ‘Yara’ adlı derneğin bir süre önce yayımladığı raporda, geçen yıl Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyen Yahudi yerleşimci sayısı 22 bin 256 iken, bu yılın ‘ilk altı ayında’ söz konusu sayının 22 bin 206’ya ulaştığı belirtildi.
İşgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor. Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu’s Sahra Camisi’nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında ‘Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu’ iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Harem-i Şerif’te kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.