Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Toplantısı’nın ardından yayımlanan bildiride, Suriye sınırı boyunca oluşan otorite boşluğunun Türkiye’ye yönelik tehditleri artırması sebebiyle, sınır güvenliği çerçevesinde bölgenin tüm terör unsurlarından temizleneceği belirterek, “Bütün gücümüzle bir ‘Barış Koridoru’nun inşası için gayret sarf edileceği hususundaki kararlılığımız teyit edilmiştir.” ifadesine yer verildi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki MGK Toplantısı’nın ardından yayımlanan bildiride, Türkiye’nin güvenliğini yakından ilgilendiren önemli iç ve dış gelişmelerin ele alındığı belirtildi.
Türkiye’nin milli birlik ve beraberliği ile bekasını tehdit eden PKK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ başta olmak üzere bütün terör örgütlerine karşı yurt içinde ve yurt dışında azim ve kararlılıkla sürdürülen mücadele hakkında kurula bilgi sunulduğu ve konunun bütün boyutlarıyla müzakere edildiği vurgulandı.
Bildiride, terör örgütü PKK’ya karşı Irak’ın kuzeyinde devam eden Pençe 1 ve Pençe 2 harekatlarının başarıyla yürütüldüğüne işaret edilerek, operasyon yapılan bölgeler tamamen temizlenene kadar terörle mücadele harekatlarının devam edeceği kaydedildi.
TÜRKİYE’NİN ERBİL BAŞKONSOLOSU’NUN ŞEHİT EDİLMESİ
Türkiye’nin Erbil Başkonsolosluğu’nda görevli bir diplomatın şehit edildiği saldırının sert şekilde kınandığı anımsatılarak, eylemin arka planının aydınlatılması ve sorumluları hakkında gereğinin yapılması hususundaki çalışmaların sonuna kadar yakından takip edileceği vurgulandı.
Bildiride, şu ifadelere yer verildi:
“Çocukları zorla silahlandırarak terör eylemlerine alet eden PKK/PYD-YPG’nin bahse konu suçları uzun süredir işlemekte olduğu bilinmesine rağmen, bazı ülkelerce halen müttefik olarak görülerek, eğitim ve teçhizat dahil, askeri ve siyasi açıdan desteklenmesinin kabul edilemez olduğu belirtilmiştir. PKK terör örgütünün Suriye uzantısı olan PYD-YPG’nin sözde yöneticileri başta olmak üzere bazı teröristlerin kırmızı bültenden çıkartılmasının, FETÖ üyesi bazı teröristlerin ise kırmızı bültene alınmamasının küresel ölçekteki terörle mücadeleye ve İnterpol’ün kuruluş gayesine büyük zarar verdiği değerlendirilmiştir.”
Suriye sınırı boyunca oluşan otorite boşluğunun Türkiye’ye yönelik tehditleri artırması sebebiyle, sınır güvenliği çerçevesinde bölgenin tüm terör unsurlarından temizleneceği vurgulanan bildiride, “Bütün gücümüzle bir ‘Barış Koridoru’nun inşası için gayret sarf edileceği hususundaki kararlılığımız teyit edilmiştir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Bildiride, ayrıca şunlar kaydedildi:
“Türkiye’nin stratejik ortaklık, savunma ve güvenlik iş birliği konusundaki hassasiyeti ve beklentileri dile getirilmiş, NATO antlaşması ile ikili anlaşmaların ruhuna uygun olarak, ülkemizin uluslararası hukuk ve ahde vefa ilkesi çerçevesinde taahhütlerine ve sorumluluklarına riayet ettiği, müttefiklerimizden de aynı hassasiyetin beklendiği ifade edilmiştir. Doğu Akdeniz’deki uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatlerimiz ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik bölge barışı ve istikrarını esas alan, iş birliğinin gelişimine katkıda bulunan, kararlı ve ilkeli tutumumuzun sürdürülmesinin hayati önem arz ettiği kaydedilmiştir.”