Çevre ve Tabiat Varlıkları Bilim Kurulu Üyesi de olan Gökçeoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, NASA’nın sosyal medya hesaplarından birinden yaptığı paylaşımında, Salda Gölü ile Mars’taki Jezero Krateri’nin morfolojik benzerliğine dikkati çektiğini belirtti.
NASA’nın uzaya gönderdiği “Perseverance” uzay aracıyla Mars’tan bazı numuneler alacağının söylendiğini aktaran Gökçeoğlu, bu sayede gezegende hangi tür minerallerin olduğunun anlaşılacağını ifade etti.
Uydu görüntüleriyle birtakım güneş ışınlarını yansıtma reflektans değerinden yola çıkarak bir yüzeyde hangi tür mineraller olabileceğine karar verilebildiğine dikkati çeken Gökçeoğlu, Jezero Krateri’ndeki önceki araştırmalarda bazı karbonat minerallerinin olduğunun kuvvetle tahmin edildiğini dile getirdi.
Gökçeoğlu, Salda Gölü’nde biyolojik yolla üretilen karbonatın olduğunu söyledi.
Salda Gölü’ndeki son derece ilkel canlılar olan ve stromatolitler denilen “algler”in manyezit bir tür karbonat mineralini oluşturduğunu vurgulayan Gökçeoğlu, Mars’taki Jezero ile Salda arasında morfolojik ve uzaktan algılama yöntemleriyle mineralleri arasında benzerlikler kurulduğunu ifade etti.
İlkel canlılardan “algler”in hayat ve atmosferi oluşturma açısından oldukça önemli olduğuna işaret eden Gökçeoğlu, yaklaşık 3,5-4 milyar yıl önce dünyadaki hayat oluşumunun da benzer biçimde geliştiğini bildirdi.
MARS’TAKİ JEZERO, SALDA’YA ÇOK BENZİYOR
Gökçeoğlu, alg aktivitelerinin zamanla oksijen ve karbondioksit gibi gazları çıkararak bir şekilde atmosferin oluşmasına neden olduklarını belirterek şunları kaydetti:
“NASA, acaba şu anda Mars da 3,5 milyar yıl önceki dünya gibi mi? Bunu anlamaya çalışıyor, bunun için de orada gerçekten ilkel canlıların aktivitesi olup olmadığı konusunda uzay aracının dünyaya getireceği numuneler, bunun tam anlaşılmasını sağlayacak. Şu anda elde edilen veriler, gerek morfolojik gerekse mineralojik açıdan Mars’taki Jezero’nun bizim Salda’ya çok benzediğini gösteriyor, bu benzerliği destekleyen kuvvetli işaretler var. O yüzden NASA Salda Gölü ile yakından ilgileniyor.”
“BİLİMSEL AÇIDAN MUTLAK KORUNMASI GEREKEN BİR SAHA”
Salda Gölü’nün hem görselliği hem de bilimsel değeri açısından eşsiz bir yer olduğunu vurgulayan Gökçeoğlu, Salda Gölü’nün bilimsel açıdan mutlak korunması gereken bir saha olduğunu söyledi.
Gölü merak edenlerin, uzaktan bakarak resim çekebileceğini, manzarayı seyredebileceğini, ancak aşırı biçimde göle girmeye gerek olmadığını vurgulayan Gökçeoğlu, şöyle devam etti:
“Bunun yanında Salda Gölü devlet tarafından en üst koruma statüsünde. Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş durumda. Koruma faaliyetini sadece devlete bırakmamalıyız, biz birey olarak üstümüze düşeni yapmalıyız. Bizim de buranın bilimsel değerini bilerek burada bir canlı aktivitesi olduğu bilinciyle hareket etmemiz gerekiyor. Bu kadar önemli bilimsel değere sahip bir bölgeyi her birimizin göz bebeği gibi korumasında fayda olduğunu düşünüyorum. Mars’tan alınacak numunelerle yapılan araştırma sonucunda büyük ihtimalle 2022 ortalarında Salda dünyada biraz daha popüler hale gelebilir. Gerçekten mineralojik olarak birebir benzerlik çıkarsa insanoğlunun artık, ‘Şu anda Mars dünyadan 3.5 milyar yıl daha genç, dünya gibi bir gezegen olma yolunda ilerliyor.’ demesi mümkün olacak. Mars’taki numuneler üzerinde yapılacak analizler ve bizim Salda Gölü’ndeki oluşum biçimi bunun en önemli kanıtı olacak. Bu, insanlık ve bilim açısından oldukça önemli bir gelişme. O yüzden aman Salda’ya çok iyi bakalım, bilimsel değeri çok büyük.”