Nedir bu Bitcoin?

Bitcoin’in internet çağının doğal ürünlerinden biri olduğunu, ona inanan veya inanmayan herkes söylüyor. Peki nedir bu Bitcoin?

Nedir bu Bitcoin?

İşlemlerin, alım satımların, rezervasyonların, hatta doğum günü sürprizlerinin bile internet aracılığıyla yapıldığı bir devirde ortaya çıkan ve sadece şifreli olarak kullanılabilen bir para bu.

Alım-satım veya takas

Paranızı gerçek hayatta bir alım-satım (veya takas) yaparak sanal hayata transfer etmenin ve bu parayı internet ortamında en özgür, en kontrolsüz şekilde kullanmanın bir aracı da diyebiliriz.

Bu işlem nasıl gerçekleşiyor?

Gerek internette bazı siteler aracılığıyla, gerekse çoğu Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Bitcoin ATM’lerinden, sahip olduğunuz dolar, avro, Türk lirası veya herhangi bir para birimiyle önce Bitcoin satın alıyorsunuz. Nasıl gerçek parayı cüzdanda barındırıyor ve saklıyorsanız, Bitcoin’lerinizi de sanal bir cüzdanda saklıyorsunuz. Bu sanal cüzdan yüksek ve fazlasıyla gelişmiş bir şifreleme sistemiyle korunuyor. Burada kullanıcının en dikkatli olması gereken husus, şifresini oluşturup koruması ve sanal cüzdanından parasının çalınmaması için azami özen göstermesi.

Bu aşamadan sonra bilgisayar başına geçerek istediğiniz ülkeye SWIFT kodu olmadan, devlet, vergi ya da sorgulama olmaksızın Bitcoin’lerinizle ödeme yapabilir veya ödeme kabul edebilirsiniz. Ülkeden ülkeye gerçekleşen para akışları normalde devletler tarafından kontrol edilirken Bitcoin için böyle bir mekanizma şu aşamada yok.

Nasıl ortaya çıktı?

Bitcoin’in 2008 yılında Satoshi Nakamoto müstear ismini kullanan bir kullanıcı tarafından ortaya çıkarıldığı söyleniyor. Bitcoin’in yaratıcısı bir kişi veya grup veya bir sistem de olabilir. Neticede Bitcoin, 8 yıldır kripto (şifreli) para piyasalarında işlem görüyor ve kimin tarafından ortaya çıkarıldığı bilinmiyor. İlk çıktığı zamanlarda çok ucuz olduğu için sadece merak nedeniyle bile Bitcoin alan, ancak daha sonra bu yatırım sayesinde epey zengin olan kişiler var.

Sanal cüzdanınızı Bitcoin’lerle işlem yaparak, alım ve satımlar yoluyla daha fazla doldurunca, Bitcoin ile markete gidip ekmek almanız mümkün olmadığı için, gerçek dünyada kullanılabilecek bir para birimine geri çevirmeniz gerekiyor. Bunu özellikle fiyatı yükseldiği sırada yapan yatırımcı da epey yüksek oranda kâr ediyor. Bitcoin ile işlem yapmak kısaca böyle.

Kripto paralardan sadece biri olan Bitcoin şu aralar en revaçta olanı. Bitcoin gibi kripto para borsalarında işlem gören Litecoin, Ethereum, Ripple, Monero, Dash gibileri de var. Bütün bu sanal paralar, normal borsalardan farklı olarak açılış ve kapanış saatleri olmayan ve herhangi bir ülkeye bağlı olmadan çalışan kripto para borsalarında işlem görüyor.

Bitcoin hakkında kim ne diyor?

Bitcoin konusunda 2013 yılında Türkiye’de ve dünyada çok şey yazıldı. Sonra kendisini bir süre unuttursa da, fiyatındaki hızlı yükselişle 2017 yılında tekrar gündeme oturdu. Bitcoin iktisatçılar ve para teorisi çalışanlar için pek güven vermeyen bir kripto para birimi. ‘Volatilitesi’ çok yüksek, yani değerindeki iniş-çıkışlar hem ani hem de çok fazla. Yakın gelecekte değerinde daha da yükselme bekleniyor. Fransa Merkez Bankası Başkanı François Villeroy de Galhau Bitcoin’i “Kripto para bile değil, sadece spekülatif bir varlık” olarak tanımlıyor.

Nobel ödüllü ünlü iktisatçı Joseph Stiglitz yaptığı açıklamada dijital para birimlerinin tehlikelerine değinirken, Bitcoin’in bir balon olduğunu iddia ediyor. Bu balonun patlaması durumunda tüketicilerin büyük kayıplar yaşayacağını belirterek Bitcoin yatırımcılarını uyarıyor. Lakin Stiglitz, Bitcoin devletin para basma fonksiyonuna bir tehlike teşkil ettiği için böyle bir açıklama yapma gereği duymuş izlenimi veriyor.

Bitcoin’e yaklaşım konusunda iktisatçılar çekinceli ve şüpheli. Finans sektörü biraz tereddüt etse de, olası fırsatları kaçırma ve gelişmelere kayıtsız kalmanın doğuracağı geri kalma ihtimalinden korkuyor ve Bitcoin’in “olumlu bir endişe” ile izlenmesi gerektiğini savunuyor.

Bilişim sektörüne gelecek olursak, Bitcoin sanki normal paralardan bir paraymış ve hiçbir dezavantajı yokmuş, zaten 21. yüzyılın para birimi bu tarz bir para olacakmış gibi Bitcoin’i sahiplenenler çoğunlukla bu sektörden.

Bitcoin’e olan talebin artmasında büyük borsa işletmecilerinin Bitcoin’de opsiyonlar sunması ve Bitcoin işlemleri yapmaya başlaması önemli bir etken. Böylelikle yatırımcılar, zamanla Bitcoin’in işlem göreceği borsa sayısı ve kâr fırsatları artacak sinyali alıyor. 2017 yılına bin dolar seviyelerinde giren Bitcoin fiyatı bugün 12 bin doları da aştı. Bitcoin’deki bu inanılmaz değerlenmenin gelecek beş yılda 55 bin dolara kadar tırmanacağını söyleyen Wall Street stratejisti Tom Lee’ye göre, yatırımcılar Bitcoin’i altın yerine geçecek bir yatırım aracı olarak görmeye başlıyorlar. Miktarının sabit olması da Bitcoin’in değer kaybetmesine engel olacak bir faktör.

İnsanlar neden Bitcoin satın alıyor?

Kısaca zengin olmak için. Şu sıralar Bitcoin alan kişilere sorsanız, günlük alışverişlerini tamamen Bitcoin gibi çok dalgalı, roket hızıyla değer kazanıp sert bir şekilde düşen bir para birimi ile yapmak istemezler. The Economist dergisi bunu “aptal teorisi” ile açıklıyor: Düşük fiyattan alıp, daha yüksek bir fiyata satacak birini (!) bularak yüksek kâr elde etmek. Ama diğer yandan, bu mekanizmada büyük bir tehlike de yok değil. Tüm alıcılar daha fazla para kazanmak için bu piyasada ise ve fiyatı arz ve talep mekanizması belirliyorsa -ki bugünlerde şahit olduğumuz fiyat yükselmeleri talep kaynaklı- tüm kullanıcıların milyoner olma sevdasıyla bir anda Bitcoin’lerini satmaya başladığı zaman fiyatın yere çakılması da kaçınılmaz. Görünen o ki bir süre Bitcoin üzerinden çok kâr edilecek. Sonrasını ise hep birlikte izleyip göreceğiz.

Bitcoin konusunda resmi kuruluşlar, Rusya, Fransa ve ABD merkez bankaları, “Riskleri siz bilerek ve isteyerek alıyorsunuz, yarın balon patlarsa kimseyi suçlamayın” diye piyasalara ve yatırımcılara yapabilecekleri tek şey olarak uyarıda bulunuyor.

Bu arada Bitcoin’in gerçekten bir balon olup olmadığı tartışması da burada devreye giriyor.

Bitcoin’in avantaj ve dezavantajları

Bitcoin’e olan aşırı rağbetin önemli sebeplerinden biri, işlemlerin gizliliği. İşlemler dağıtık bir sistemde farklı noktalarda kayıt altına alındığı için kayıtların kaybolma ihtimali yok. Fakat programın özelliği gereği kimin ne kadar Bitcoin sahibi olduğu veya Bitcoin ile hangi miktarlarda ne tip işlemler yaptığı tamamen gizli kalıyor. Bitcoin’in pek çok ülkede kabul görüp kendisine sağlam bir yer edinmesini sağlayan öncelikli fonksiyonu işte bu gizlilik. Herhangi bir devlete vergi ödemek istemeyenler ve yasal olmayan yollardan kazanılan paraları aklamak isteyenler bu yeni şifreli para birimine yöneldiler. Hatta Bitcoin’in daha çok kara para aklamak için kullanıldığı söylemleri, belki de diğer özelliklerinin önüne geçip kendisi hakkında negatif bir imaj oluşturdu diyebiliriz.

Sınırlı arz

Bitcoin’in diğer en önemli özelliği ise arzının sınırlı olması. İktisatta herhangi bir malın miktarı arttıkça değerinin düştüğüne inanılır. Paranın da miktarı artınca değeri düşer. Programa tanımlandığı gibi kalırsa, belirlenen maksimum Bitcoin miktarı 21 milyon. Başlangıçta piyasaya sürülen Bitcoin’ler alım-satım yoluyla el değiştirirken, diğer yandan piyasadaki Bitcoin miktarı ‘Bitcoin madenciliği’ ile artabiliyor. Nasıl altın madenini doğadan madencilik yöntemleriyle çıkarabiliyorsanız, dijital ortamda da karmaşık şifreleri çözerek Bitcoin çıkaran Bitcoin madencileri var. Bulunan her şifre önceleri 50, daha sonra 25, şimdi de 12,5 Bitcoin ile ödüllendiriliyor. Bitcoin madenciliği çevre kuruluşlarını ayağa kaldıracak kadar yüksek miktarda elektrik enerjisi tüketiyor. Çıkarılan Bitcoin miktarı arttıkça yeni şifrelerin çözülmesi zorlaşıyor; aynı zamanda ödül olarak verilen Bitcoin miktarı da düşüyor. Bitcoin madencilerinin -şu anki programlamaya göre- 21 milyon Bitcoin tamamen çıkarılınca, daha fazla çaba harcamalarına gerek kalmayacak. Arzının sabit olması, ulusal kâğıt paraların aksine, Bitcoin’i ulusal paralara karşı devamlı değeri yükselen bir para birimi haline getiriyor. Bitcoin aynen altın ve gümüşe benzer şekilde, bir gün tükenecek ve daha fazla üretilemeyecek bir maden gibi tasarlanmış.

Arz penceresinden bakıldığında Bitcoin’in sabit arzı, değerindeki artışı destekleyen bir faktör. Talep tarafından bakıldığında ise gizlilik, hızlı ve kolay işlem yapabilme, her türlü devlet kontrolünden uzak bir yapı içinde bulunması, değerinde sürekli bir artış beklenmesi gibi faktörler, Bitcoin’e olan talebi her geçen gün artırıyor. Diğer yandan, Bitcoin ile ödeme kabul eden şirket sayısı da hızla artıyor. Bitcoin ile işlem yapanlar arasında Microsoft, Intuit, PayPal ve Virgin Galactic gibi büyük şirketler de var.

‘Olumlu bir endişeyle izlemek’

Türkiye’de Bitcoin bir yandan risk iştahı kabarık yatırımcı tarafından talep görüyor, diğer yandan ise BDDK ve SPK gibi kuruluşlar yatırımcıyı ve Bitcoin’e ilgi duyma potansiyeli olan herkesi uyarıyor.

TCMB Başkanı Murat Çetinkaya ve bazı CEO’ların açıklamalarına baktığımızda ise “Bitcoin’de bir fırsat varsa Türkiye bu fırsatı kaçırır mı” endişesini görüyoruz. Bitcoin ve benzeri paraların herhangi bir resmî ya da özel kurum tarafından ihraç edilmediğini belirten Çetinkaya, Bitcoin’in, karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olduğunu ve bu tip paralarla doğrudan ilgili bir yasal düzenlemenin ülkemizde bulunmadığını belirtiyor. Ancak Çetinkaya sanal para hakkında gerekli düzenlemeler yapılırsa finansal istikrara katkı sağlayabileceğini de ekliyor. Finans sektöründen gelen yorumlar ise bütün varlığını ona bağlamadan, yani çok fazla para yatırmadan, ama tamamen de göz ardı etmeden Bitcoin ile ilgilenmek yönünde.

Diyanet ne diyor?

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı ise Bitcoin’in devlet tarafından tanınmaması nedeniyle alım ya da satımının uygun olmadığını söylüyor. Bu fetvaya göre, devletin Bitcoin’i tanıması ve hakkında gerekli düzenlemeleri yapması halinde tutum değişebilir. Ancak blockchain (blok zinciri) mekanizmasıyla şifrelenmiş ve artık kurucularının bile müdahil olamadığı söylenen bir sisteme Türkiye ya da başka bir devlet tarafından nasıl bir düzenleme getirileceği de büyük bir soru işareti.

Sonuç olarak, Bitcoin bizleri geleceğin para birimine hazırlayan, ekonomideki aktörleri bu tarz işlemlere aşina kılmaya yarayan bir kripto para vazifesi görebilir. Herhangi bir otoriteye bağlı olmaması, kimlik bilgilerinin gizliliği gibi nedenlerle, bir gün hiç var olmamış gibi ortalıktan kaybolabilir de. Bunları bilmiyoruz, hep birlikte göreceğiz. Bundan zarar görenler iştahlı ve risk seven yatırımcılar olur. Onlar da zaten merkez bankaları ve diğer otoritelerin uyarılarına kulak asmadıkları için, kendi kararlarının sonucuna katlanmak durumunda kalırlar.

Diğer yandan Bitcoin’deki değer artışında sabit arz faktörünün çok hayati olduğunu söylemiştik. Şu an sabit olarak bilinen 21 milyon Bitcoin’in bir kaç yıl sonra artırılmayacağını kim garanti edebilir? Zaten sahibinden haberimiz olmayan, yarın sabah yok olsa hesap sorulacak bir mercii bulunmayan bir kripto paradan söz ediyoruz.

[Türk-Alman Üniversitesi’nde İktisat Bölümü başkanlığı görevini yürüten Doç. Dr. Elif Nuroğlu uluslararası iktisat, yerçekimi modeli, ampirik uluslararası ticaret, ekonometrik modellemeler, ampirik makroekonomi, yapay sinir ağları ve fuzzy yaklaşımlar alanlarında çalışmaktadır]

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X