Obama son kez ‘Birliğin Durumu’ konuşmasını yaptı

ABD Başkanı Barack Obama, başkanlığının son “Birliğin Durumu” konuşmasında ardında bırakmak istediği mirasına dönük güçlü mesajlar verirken, ülkeyi daha güçlü kılmak için Kongre’nin birlikte hareket etmesi çağrısında bulundu.

Obama son kez ‘Birliğin Durumu’ konuşmasını yaptı

ABD başkanları her yıl geleneksel olarak Kongre’de “Birliğin Durumu” konuşması yaparak, o yıl ve ileriki dönemdeki icraatları hakkında Kongre ve halka bilgi veriyor.

Görev süresi 2016’da dolacak Obama da Kongre’de başkanlığının son “Birliğin Durumu” konuşmasını yaptı. Son olduğu için önceki yıllara göre bu kez kısa bir konuşma yapmayı deneyeceği esprisiyle sözlerine başlayan Obama, 59 dakika boyunca ekonomiden dış politikaya, terörden Amerikan değerlerine kadar birçok konuyu ele aldı.

“ABD dünyanın en güçlü ekonomisi”

Başkan Obama, konuşmasının önemli bir bölümünde ülke ekonomisine odaklandı.

Obama, ABD ekonomisinin göreve geldiği günden bu yana büyük gelişme gösterdiğini vurgulayarak, istihdamın son 7 yılda ülke tarihindeki en uzun artış dönemini yaşadığını, 14 milyon kişiye istihdam sağlandığını, işsizliğin yarıya düşürüldüğünü ve bütçe açığının dörtte üç azaltıldığını anlattı.

“ABD şu an dünyadaki en güçlü ve dayanıklı ekonomiye sahip” diyen Obama, ülke ekonomisinin düşüşte olduğunu savunanları “hayal satmakla” suçladı.

Obama, buna karşın, küresel ekonominin hızla değişmesinin, Amerikalıları endişelendirdiğini ifade ederken, özellikle gelişen teknolojinin hemen her çalışanın yerini alabileceği korkusunun giderek artmasına dikkati çekti.

Ayrıca, şirketlerin istedikleri ülkeye taşınabilmesinin çalışanların pazarlık gücünü azalttığını ifade eden Obama, bu nedenle gelir dengesinin zenginler lehine bozulduğuna işaret ederek, “Bu gelişmeler, Amerikalı ailelerin fakirlikten kurtulmasını, gençlerin kariyerlerine başlamalarını, çalışanların istedikleri zaman emekli olmasını zorlaştırdı. Bunlar sadece ABD’ye özgü trendler olmasa da çok çalışan herkesin adil şartlarda rekabet edebilmesini savunan Amerikan değerlerini aşındırıyor” diye konuştu.

“Ücretsiz yüksek okul eğitimi”

Obama, ülkedeki eğitim sisteminin bu açıdan büyük önem taşıdığının altını çizerek, son 7 yılda erken çocukluk eğitimini, lise ve üniversite mezuniyet oranlarını artırdıklarını ancak yapılacak daha çok şey olduğunu dile getirdi.

Bunların başında yüksek öğrenim maliyetini düşürmenin geldiğini kaydeden Obama, ücretsiz iki yıllık yüksekokul eğitimini bu yıl içinde başlatmak için mücadele etmeye devam edeceğini bildirdi. Obama’nın bu sözleri özellikle Demokratlardan büyük alkış aldı.

Obama, sosyal güvenlik sisteminin de güçlendirilmesi gerektiğini anlatarak, “Amerika’da 30 yıl boyunca aynı yerde, sağlık ve emeklilik haklarıyla çalışan çok az kişiden bazılarının bu mecliste oturduğunu söylemek abartılı olmaz. Diğerleri, özellikle de 40-50 yaşlarındaki Amerikalılar için emeklilik için tasarruf etmek ya da işsizlikten kurtulmak çok daha zor hale geldi. Amerikalılar, kariyerlerinin belli bir noktasında, yeniden eğitilmeleri ve vasıflarını geliştirmeleri gerektiğini biliyor. Fakat inşa etmek için çok çalıştıklarını (tasarrufları) kaybetmemeliler” değerlendirmesini yaptı.

Obama, halk arasında “Obamacare” olarak bilinen “Hesaplı Sağlık Hizmetleri Yasası”nın bu amacı taşıdığını belirterek, ülkede 18 milyon kişinin daha bu reformla sağlık sigortasına kavuştuğunu anımsattı.

 

“Finansal krize gıda pulu alanlar değil, Wall Street yol açtı”

Fakirlikle mücadelenin önemine de değinen Obama, bu noktada federal hükümetin en büyük şirketler ve zenginlerin çıkarlarına hizmet etmediğinden emin olunması gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi:

“Başarılı bir özel sektörün ekonomimizin can damarı olduğuna inanıyorum. Miladını doldurmuş bazı düzenlemelerin değişmesi ve bürokratik formalitelerin azaltılması gerekiyor. Ancak çalışan aileler, büyük bankalara veya petrol şirketlerine kendi kurallarını koyma izni verildiği sürece, daha fazla fırsata ya da daha büyük maaşlara sahip olamayacak.”

Obama, çalışanların ve KOBİ’lerin seslerini daha fazla duyurabilmeleri ve ekonominin kurallarının onların lehine değiştirilmesi gerektiğini anlatarak, ”Finansal krize gıda pulu alanlar değil, Wall Street’teki ihmalkarlık yol açtı. Ücretlerin yükselmemesinin nedeni göçmenler değil, çeyreklik kazançları uzun vadeli gelirlerin üstüne koyan yönetim kurulu toplantılarında alınan kararlar. Off-shore hesaplarıyla vergi kaçıranlar, elbette bu konuşmayı izleyen ortalama aileler değil” yorumunu yaptı.

Obama’nın bu cümleleri ayakta alkışlandı.

“ABD’yi kanseri tedavi eden ülke yapalım”

Başkan Obama’nın kanserin tedavisi için ulusal bir girişim başlattığını açıklaması ise “Birliğin Durumu” konuşmasının en çok dikkati çeken noktalarından biri oldu.

Girişimin başına, 46 yaşındaki oğlu Beau Biden’ı geçen yıl beyin kanserinden kaybeden Başkan Yardımcısı Joe Biden’ı getirdiğini duyuran Obama, şunları kaydetti:

”Geçen yıl, Başkan Yardımcısı Biden, Amerika’nın tıpkı aya çıkmayı başardığı gibi kanseri tedavi edebileceğini söyledi. Biden, geçen ay Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne son 10 yıldaki en yüksek finansman kaynağını sağlayabilmek için geçen ay Kongre’yle birlikte çalıştı. Bu gece, bunun gerçekleşmesi için ulusal bir girişim başlattığımızı açıklıyorum ve bu hastalığın yanı sıra son 40 yılda birçok sorunla savaştığı için Biden’ı bu görevin başına getiriyorum. Kaybettiğimiz tüm sevdiklerimiz ve hala kurtarabileceğimiz aileler için Amerika’yı kansere çare üreten ülke yapalım.”

“İklim değişikliğini kabul etmeyen yalnız kalır”

Obama, salonda duygusal anlar yaşanmasına neden olan bu açıklamanın ardından iklim değişikliğine değindi.

Hala iklim değişikliğini kabul etmeyenleri eleştiren Obama, “Eğer, iklim değişikliğine yönelik bilimsel kanıtlara hala karşı koymak istiyorsanız, çok yalnız kalacaksınız çünkü bunun bir problem olduğunda hemfikir olan ve çözmeye niyet eden ordumuza, iş adamlarımızın ve Amerikalıların büyük çoğunluğuna ve dünya genelindeki 200 ülkeye karşı çıkıyorsunuz” değerlendirmesinde bulundu.

Obama, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında 7 yıl önce ABD tarihindeki en büyük yatırımı yaptıklarını anımsatarak, bugün bunun meyvelerini aldıklarını dile getirdi.

Şimdi kirli enerjiden yeşil enerjiye dönüşümü hızlandırmak için çaba gösterdiklerini bildiren Obama, bu kapsamda fosil yakıtların kullanımını yeniden düzenleyeceklerini anlattı.

Obama, son yılında ayrıca göçmenlik yasası, asgari ücret artırımı, kadınlara eşit ödeme, silah şiddeti gibi konularda çalışmaya devam edeceğini söyledi.

“Uluslararası konularda Pekin veya Moskova’yı değil, bizi arıyorlar”

Obama, konuşmasının dış politika kısmında, terörle mücadele, İran, Küba açılımı, Guantanamo tutukevinin kapatılması ve insanların dini ve ırkı nedeniyle yargılanamayacağının Amerikan değerleriyle uyuşmadığı konuları üzerinde durdu.

ABD’nin zayıfladığına ve düşmanlarının güçlendiğine yönelik söylemlerin “siyasi palavralar” olduğunu belirten Obama, “ABD dünya üzerindeki en güçlü ulustur. Nokta” diye konuştu.

Obama, kamuoyu araştırmalarına göre, ülkesinin saygınlığının başkanlığa gelmeden önceki döneme göre daha yüksek olduğunu ifade ederek, “Önemli uluslararası konular söz konusu olduğunda dünyadaki insanlar liderlik etmesi için Pekin veya Moskova’ya bakmıyor, onlar bizi arıyorlar” ifadesini kullandı.

Bugünün dünyasında başarısızlığa uğramış çöken devletlerin kendileri için daha çok tehdit oluşturduğuna işaret beden Obama, önceliklerinin Amerikan halkının güvenliğini sağlamak ve teröristlerin peşini bırakmamak olduğunu kaydetti. Obama, terör örgütleri El-Kaide ve DAEŞ’in halkına yönelik doğrudan tehdit teşkil ettiğini dile getirerek, insanları zehirlemek için interneti kullanan bir avuç teröristin kendilerine çok büyük zararlar verebileceğini vurguladı.

ABD öncülüğünde kurulan uluslararası koalisyonun bugüne kadar yaklaşık 10 bin hava saldırısı düzenlediğini, örgütün liderlerini öldürdüğünü, eğitim noktalarını, silahlarını yok ettiğini ve gelirlerine darbe vurduğuna dikkati çeken Obama, DAEŞ’in dünyanın en büyük dinlerinden birinin temsilcisi olduğu yalanını yansıtıp, bu savaştaki en önemli müttefiklerini dışlamamaları gerektiğine vurgu yaptı.

Obama, DAEŞ militanlarının “katil ve kökünün kazanması, ele geçirilmesi ve yok edilmesi gereken fanatikler” olarak adlandırılmasının icap ettiğini belirterek, örgüte karşı mücadelede Kongre’ye çağrıda bulundu. Obama, “Eğer Kongre bu savaşı kazanmada ciddiyse, askerlerimize ve dünyaya bir mesaj göndermek istiyorsa DAEŞ’e karşı askeri güç kullanımı yetkisini vermeli” ifadesini kullandı.

“Dış politikamız DAEŞ ve El-Kaide tehdidine odaklanmalı” diyen Obama, DAEŞ olmasa dahi dünyanın birçok noktasında istikrarsızlığın on yıllarca süreceğini ve bu durumdan yararlanmak isteyen yeni terör ağlarının bulunacağını kaydetti. Krizle boğuşan her ülkeyi yeniden inşa edemeyeceklerini, bunun “liderlikten” öte Amerikan kanının döküleceği bir bataklığın reçetesi olacağını dile getiren Obama, Vietnam ve Irak savaşlarından şimdiye kadar bu dersi almış olmaları gerektiğini söyledi.

“Dünya başka bir savaştan kurtuldu”

Obama, bu noktada tek başlarına hareket etmekten öte ortaklarla adımlar atmalarının zorunluluğuna işaret ederek, Suriye meselesini buna örnek gösterdi. Yerel güçlerle ortaklaşa hareket ettikleri Suriye’de savaşın çözüme kavuşturulup, kalıcı barışın sağlanması için uluslararası çabalara öncülük ettiklerini hatırlatan Obama, İran’ın nükleer silah elde etmesini önlemek için de yaptırım ve diplomasinin prensipleriyle desteklenen küresel bir birliktelik sağladıklarını anımsattı. Obama, “İran’ın nükleer programı geriledi, uranyum stokunu gemilerle gönderdi ve dünya başka bir savaştan kurtuldu” dedi.

“Küba’ya ambargoyu kaldırın”

Obama, Küba konusunda ise 50 yıllık izolasyonun ardından Havana yönetimiyle diplomatik ilişkileri yeniden tesis ettiklerini, iki ülke arasında seyahat ve ticaret kapısını araladıklarını ve Kübalıların yaşamlarını ilerletmeye çabaladıklarını anlattı. Kongre’ye Hemisfer’de ABD’nin liderliği ve güvenirliliğini sağlamlaştırmak isteyip istemediklerini yönelten Obama, “O zaman Soğuk Savaş’ın sona erdiğini kabul edin. Ambargoyu kaldırın” çağrısı yaptı.

Obama, 2001’deki 11 Eylül saldırılarının ertesinde ve ABD’nin Afganistan’ı işgali sonrasında hizmete giren Guantanamo tutukevinin de kapatmak istediğini yineledi. Cezaevinin pahalı, gereksiz ve sadece düşmanlarının asker toplamasına hizmet ettiğini belirten Obama, “Guantanamo’daki tutukevini kapatmak için çabalamaya devam edeceğim” diye konuştu.

“Siyasetçilerin Müslümanlara hakaret etmesi bizi güvenli kılmaz”

Obama, Müslümanlara yönelik söylemleriyle tepki toplayan Cumhuriyetçi Parti’nin başkanlık seçimlerindeki aday adaylarından emlak zengini Donald Trump’ın da ismini kullanmadan insanların ırkları ve dinleri nedeniyle hedef alınacağı her türlü politikayı reddetmeleri gerektiğini söyledi. Bunun politik açıdan doğru olmayacağına işaret eden Obama, dünyanın kendilerine askeri teçhizatlarından dolayı değil, farklılıkları, açık görüşlülükleri ve her inanca saygı göstermeleri nedeniyle itibar ettiklerini kaydetti. Obama, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyasetçiler Müslümanlara hakaret ettikleri zaman, bir cami kırıp döküldüğü zaman veya bir çocukla dalga geçildiğinde bu, bizi daha güvenli kılmıyor. Bu, olayı olduğu gibi göstermiyor. Bu bir yanlış. Bu bizi dünyanın gözünde daha da küçültüyor, hedefleri başarmamızı zorlaştırıyor ve ülke olarak bizim kim olduğumuza ihanet ediyor.”

Obama, son kez gerçekleştirdiği ”Birliğin Durumu” konuşmasına çok sayıda kişiyi davet etti. Gecede 23 kişi Obama ailesinin özel davetlisi olarak salondaki yerlerini alırken, ülkede meydana gelen silahlı saldırılarda hayatını kaybeden kurbanlar için davetli listesindeki bir sandalye boş bırakıldı. Davetlilerin arasında Suriyeli mülteci ve bilim adamı Refai Hamo ile ABD’deki Müslümanların en büyük sivil toplum kuruluşu Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’nden iki temsilci de yer aldı.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X