Ömer Çelik: ‘Tarihi bir süreç’

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Yarın başlayacak anayasa sürecinin son derece önemli, altı çizilmesi gereken tarihi bir süreç olduğunu ifade etmek istiyoruz” dedi.

Ömer Çelik: ‘Tarihi bir süreç’

Çelik, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, bundan sonra anayasa değişikliğinden çok “yeni anayasa” başlığının artık tahakkuk etmesi gerektiğini düşündüklerini dile getirdi.

Önemli olanın halkın özne olduğu bir devlet yapılanmasının yazılımını üretmek olduğunu söyleyen Çelik, “Darbeler sonucunda çıkmış Anayasa, başka bir yazılım üretiyor ve sürekli olarak sivil siyaset bu Anayasa’nın ürettiği virüslerle çeşitli toplumsal ve siyasal sorunlarla bir takım antivirüs programlar üreterek mücadele etmek zorunda kalıyor. Hem sivil siyasetin enerjisini hem Türkiye’nin enerjisini boşa harcaması manasına geliyor. Halbuki Türkiye’nin baştan yazılmış, halkın özne olduğu sivil bir anayasaya ihtiyacı vardır” diye konuştu. 

Çelik, 1 Kasım seçimlerinden sonra yeniden Türkiye’de bir istikrar tablosunun oluştuğunu, yeni anayasayı gündeme almak bakımından da eşsiz bir fırsatın ortaya çıktığını kaydetti. 

Bu kapsamda Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun siyasi partilerden randevu istediğini anımsatan Çelik, şöyle devam etti:

“Bu çerçevede yarın başlayacak sürecin Türkiye’de yeni bir anayasanın ortaya çıkması için son derece önemli, altı çizilmesi gereken ve tarihi bir misyona sahip bir süreç olduğunu ifade etmek istiyoruz. AK Parti olarak yeni anayasa konusundaki tutumumuz artık anayasa değişiklikleriyle Türkiye’nin ilerleyeceği çok bir mesafe yoktur. Türkiye’nin artık yeni anayasaya kayıtsız şartsız ihtiyacı vardır. Bu, 2023 hedeflerini yakalaması bakımından da önümüzdeki bu yüzyıl içerisinde Türkiye’nin büyük siyasi rolünü oynaması bakımından da son derece gerekli bir durumdur.”

“Türkiye’nin 2023 hedefleri için son derece gerekli”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Türkiye’nin sivil bir anayasaya, halkın özne olduğu bir anayasaya ve sadece anayasa hukukçularının teknik çalışmasıyla sınırlı olmayan, halkın iradesiyle aşağından yukarıya yükselen bir anayasaya ihtiyacı Türkiye’nin 2023 hedeflerini tutturması bakımından da, demokrasini daha yüksek standartlara ulaştırması bakımından da, ekonomisini daha büyük ileriye götürmesi bakımından da gereklidir” dedi.

Bugün fedakarca mücadeleyi ortaya koyanların Türkiye’nin demokrasisini, hukuk devletini, vatandaşın yaşama hürriyetlerini koruma konusunda tarihe geçecek bir rol oynadıklarını ifade eden Çelik, “Şehitlerimizin bu fedakarlığı, kuşkusuz ki ebediyen hatıraları bizimle olacak. Bu fedakarlıkları Türkiye’nin korunması, Türkiye’nin daha iyiye götürülmesi konusunda her zaman bizler için rehber olacaktır” diye konuştu. 

Genel Başkan Yardımcısı Çelik, yarından itibaren Türkiye’de önemli bir gündem başladığına işaret ederek, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yeni anayasa temelinde partilere ziyaret takviminin başlayacağını belirtti. 

Başkanlık sistemi 

CHP ve MHP ile yapılacak görüşmelerde başkanlık sisteminin hemen gündeme gelip gelmeyeceği sorusuna ise Çelik, şöyle yanıt verdi:

“Başkanlık sistemi, geçen uzlaşma komisyonu çalışmaları sürerken AK Parti’nin zaten resmi görüş olarak uzlaşma komisyonuna sunduğu bir teklif ama mesele şöyle tartışılıyor, başkanlığa karşı olanlar, olmayanlar, parlamenter sisteme karşı olanlar, olmayanlar şeklinde. Biz diyoruz ki ‘karşı olsanız da, buna yandaş olsanız da ya da parlamenter sistemle ilgili tarafgir bir tutumunuz olsa da reddiyeci bir tutumunuz olsa da gelin şunu tartışalım, bunun içeriğinde bu bahsettiğim içerik kalemlerini hangi sistem daha iyi tahakkuk ettirebiliyor, kuşkusuz AK Parti’nin resmi pozisyonu orada başkanlık sistemidir, bundan vazgeçilmiş değildir.” 

Çelik, konuşmasını “Temel hak ve hürriyetler hangi sistemde daha çok güvence altına alınıyor, kuvvetler ayrılığı hangi sistemde daha çok güvence altına alınıyor. Parlamento hangi sistemde daha çok özne oluyor, çağdaş demokrasinin standartları temelinde sistemleri yargılayalım. Sistemler temelinde demokrasiyi yargılamayalım. Sistemler temelinde demokratik tutumumuzu, tarafgir bir takım yaklaşımlarla üretmeyelim, tam tersine içerik tartışmasından yola çıkarak sistemin adının koyulması tartışmasına gidersek, burada çok daha verimli sonuçlar alabileceğimizi düşünüyoruz” şeklinde tamamladı. 

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X