Artan kanıtlar, Covid-19’un varyantının boğazı enfekte etme olasılığının akciğerlerden daha fazla olduğunu gösteriyor.
Bilim insanları bu durumun, Omicron’un neden daha bulaşıcı göründüğünü ancak virüsün diğer versiyonlarından daha az ölümcül olduğunu açıkladığını söyledi. Geçen Aralık ayından bu yana kadar yayımlanan altı çalışma Omicron’un insanların akciğerlerine Delta ve Covid’in önceki diğer varyantları kadar zarar vermediğini buldu.
İngiltere’deki çalışmanın yazarlarından biri olan University College London’da viroloji profesörü Deenan Pillay, “Omicron’u önceki varyantlardan farklı çok sayıda mutasyona sahip olması.
Bu mutasyonlar, onun farklı hücre tiplerini enfekte etme yeteneğini değiştirmiş olabilir. Özünde, üst solunum yollarını (boğazdaki hücreleri)daha fazla enfekte edebilecek gibi görünüyor. Yni boğazdaki hücrelerde, akciğerin derinliklerindeki hücrelerden çoğalması daha kolay olur” diye konuştu.
Bununla birlikte Pillay, Omicron’un boğazda daha fazla hücre üretmesinin onu daha bulaşıcı hale getirdiğini ve daha hızlı yayılmasını açıklamaya yardımcı olduğunu söyledi. Akciğer dokusunu enfekte etmede iyi olan bir virüsün ise potansiyel olarak daha tehlikeli, ancak daha az bulaşıcı olduğunu sözlerine ekledi.
Liverpool Üniversitesi Moleküler Viroloji Araştırma Grubu’ndan Prof James Stewart ve ekibi, Omicron’un farelerde “daha az şiddetli hastalığa” yol açtığını gösteren bir çalışma yayımladı. Makale, Omicron ile enfekte olmuş farelerin daha az kilo verdiğini, daha düşük viral yüklere sahip olduğunu ve daha az şiddetli zatürre yaşadıklarını gösterdi.
Stewart, “Hayvan modeli, hastalığın Delta ve orijinal Wuhan virüsünden daha az şiddetli olduğunu gösteriyor. Daha hızlı temizleniyor ve hayvanlar daha hızlı iyileşiyor gibi görünüyor.
İlk göstergeler bunun iyi haber olduğu yönünde, ancak bu gardımızı düşürmenin bir işareti değil çünkü klinik olarak savunmasızsanız, sonuçlar hala kötü olabilir. Omicron’dan ölümler var. Bu durum, insanların maskesini çıkarıp parti yapabileceği anlamına gelmez” dedi.
Diğer taraftan Avrupa’daki farklı bir çalışmayı yürüten Belçika’daki Leuven Üniversitesi’ndeki Neyts Laboratuvarı, Omicron’a ilişkin diğer varyantlara kıyasla akciğerlerde daha düşük viral yük ile Suriye hamsterlerinde benzer sonuçlar buldu.
Prof. Dr. Johan Neyts bunun nedeninin virüsün insanları enfekte etmede hamsterlardan daha iyi olması veya üst solunum yollarını enfekte etme olasılığının daha yüksek olması veya daha az şiddetli hastalığa neden olması olabileceğini söyledi.
ABD’deki araştırmacılar tarafından geçen hafta Nature’a sunulan başka bir araştırma da, Omicron’lu farelerin daha az kilo verdiğini ve daha düşük viral yüke sahip olduğunu buldu.
İskoçya’daki Glasgow Üniversitesi Virüs Araştırma Merkezi’ndeki araştırmacılar, Omicron’un vücuda girme şeklini değiştirdiğine dair kanıtlar bulduklarını aktarırken, Omicron’un iki doz aşı yaptıran kişilerin bağışıklığından kurtulma olasılığı büyük ölçüde devam ettiğini vurguladı. Ancak, İskoç araştırmacıların bildirdiğine göre, bir takviye dozu “bağışıklığın kısmen yenilenmesini” sağladı.
Tüm bunların yanı sıra, geçen ay Hong Kong Üniversitesi’nden akciğerlerde daha az Omicron enfeksiyonu gösteren bir çalışma, aşılı hastalardan alınan kan örneklerini analiz eden Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ravi Gupta’nın liderliğindeki araştırmalar da Omicron’un aşılardan kaçabildiğini, ancak akciğer hücrelerine daha az girebildiğini buldu.
Öte yandan, son bilimsel araştırma, İngiltere’de evde test yapmanın sonuçlarının doğruluğuna ilşkin bir tartışmanın ardından geldi. Geçen hafta, bazı bilim insanları, insanların burnundan olduğu kadar boğazından da sürüntü almaları durumunda yanal akış testlerinin (LFT’ler) daha doğru olabileceğini öne sürdü.
University College London’dan Prof. Dr. Jennifer Rohn, LFT kullanma deneyiminin, burun sürüntüsü kullanarak negatif test ettiğini, ancak boğazından bir örnek alırken pozitif olduğunu söyledi.
Bu durum aynı zamanda, Güney Afrika’dan PCR testlerine tabi tutulan tükürük örneklerinin Omicron’u tespit etmede burun sürüntülerinden daha iyi olduğunu gösteren bir çalışma tarafından da desteklendi.