AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Ömer Çelik, toplantıda iç politikaya dair kapsamlı bir gündem bulunduğunu ve bunun değerlendirildiğini söyledi.
Yeni yıla girilmesinin ardından Irak’ta gerçekleşen hadiselerle birlikte dış politika gündeminin de daha karmaşık ve uzun vadeli krizleri barındıran bir hale geldiğini anlatan Çelik, bu konunun da kapsamlı bir şekilde değerlendirileceğini ifade etti.
Şehit cenazesi
Pençe-3 harekatı kapsamında Irak’ın kuzeyinde şehit düşen sözleşmeli piyade er Berkay Işık’ın cenaze töreniyle ilgili haberlere ilişkin, “Alevi askerin cenazesine devletin zirvesi ve Genelkurmay katılmadı” şeklinde bir haber yapıldığını hatırlatan Çelik, “Son derece çirkin bir haberdir. Tipik bir yalan haber örneğidir, her şeyden önce şehadet mertebesine erişmiş kardeşlerimizi Alevi-Sünni ya da herhangi bir etnik aidiyetle ya da mezhepsel mensubiyetle tanımlamak şehitlik makamına bir saygısızlıktır. Ne devlet geleneğimizde ne milletimizin adetlerinde şehitler arasında böyle bir ayrım yapmak şeklinde bir yaklaşım söz konusu değildir. Kesinlikle de hiçbir şehit cenazesinde bu olmamıştır.” diye konuştu.
Anayasada belirtilsin ya da belirtilmesin, kanunla tanımlansın ya da tanımlanmasın devlet geleneği olarak hiçbir şekilde şehitle ilgili ayrım yapılmasının söz konusu olmadığına vurgu yapan Çelik, “Milletimizin bütün şehit cenazelerine sahiplenmesi konusunda da şehidimizin hangi etnik mensubiyeti olduğu, hangi mezhepsel aidiyeti olduğu şeklinde bir ayrımı kesinlikle söz konusu değil. Maalesef o sebeple baştan aşağı yalan bir haber, son derece provakatif bir haber ve şehitlik makamına karşı da son derece saygısızca yapılmış bir haber.” şeklinde konuştu.
Bu konuda yaptıkları açıklamalara karşı, “Ama şunlar şunlar katılmadı” şeklinde bir açıklama daha yapıldığını hatırlatan Çelik, “Yani hangi ismin katılacağına bu haberi yapanlar mı karar verecek? Hükümet adına Aile Bakanımız Zehra Hanım oradaydı, partimiz adına Genel Başkan Yardımcımız Fatma Hanım oradaydı. Nitekim Valimiz yönetici olarak, amiral ve generallerden toplam 9 kişi olmak üzere her kademeden subay, astsubay, er ve erbaş katıldı.” ifadesini kullandı.
Milletin sahiplenmesi konusunda herhangi bir eksiklik, herhangi bir sıkıntının söz konusu olmadığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
“Şehitlerimizin uğurlanması ile ilgili bütün şehitlerimize devlet töreni olarak aynı tören uygulanmaktadır, hiçbirinde bir farklılık yoktur. Dolayısıyla neredeyse nefret suçu kapsamına girebilecek bir yalan haberle bir şehidimizin cenazesi vesilesiyle karşılaşmak son derece üzücü olmuştur. ‘Camiden kaldırıldı, cemevinden kaldırıldı’ gibisinden vurguların yapılması bile yanlıştır. Devlet, millet şehidimiz nereden kaldırılmasını istiyorsa talebi ne ise ona göre riayet ederek, ailesinin talebine saygı duyarak o cenaze törenini her zamanki genel uygulamalara, usullere uygun bir şekilde gerçekleştirmektedir.”
Diyarbakır anneleri
Diyarbakır anneleriyle ilgili gündemin MYK ve MKYK açısından son derece canlı bir gündem olduğuna değinen Çelik, Diyarbakır annelerine heyetleri adına selamlarını iletti.
Annelerin vicdan eyleminin 126’ncı gününe girdiğini, bazı annelerin çocuklarına kavuştuğunu, bazılarının da kavuşmayı beklediğini dile getiren Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın anneleri ziyaret ettiğini hatırlattı.
Anneliğin ideolojisi ve siyasetinin olmayacağını vurgulayan Çelik, “Annelerin bu vicdan çağrısı etrafında kalbi olan herkesin, vicdanı olan herkesin kenetlenmesi ve Diyarbakır annelerinin bu çağrısına destek vermesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Biz bir kere daha onlara buradan selamlarımızı, saygılarımızı iletiyoruz.” dedi.
Kadına şiddet
Kadına şiddet konusunun yılın ilk günlerinde de çeşitli haberlerle gündeme geldiğini anımsatan Çelik, “Bunun siyasetin üzerine düşen, vazifesi olan kısımları var kadına şiddetin önlenmesi açısından bir de tabii kültürel, ahlaki duyarlılıkların artırılması ile ilgili yapılması gereken çalışmalar var.” değerlendirmesinde bulundu.
Hukuki düzenleme noktasında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu çıkardıklarını anımsatan Çelik, “Bu alanda tabii aktif olan sivil toplum örgütlerinin de fikirleri alınarak bu aşağıdan yukarıya oluşturulmuş bir çerçeveydi, son derece takdir gördü.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuya ilişkin ne gerekiyorsa yapılması konusundaki talimatını sık sık yinelediğini belirten Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“En son Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız ve İçişleri Bakanlığımız, diğer bakanlık ve paydaşların bir araya gelmesiyle 75 maddelik bir eylem planı ortaya koydular. Parti olarak bu 75 maddelik eylem planını son derece önemsediğimizi belirtmek isterim. Bütün taraflarla görüşülerek, devlet içerisindeki kurumların görüşleri alınarak, sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak bu noktada ortaya koyulmuş bir eylem planıdır bu. Diyanet İşleri Başkanlığı da burada rol üstleniyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının koordinasyonunda ve sorumluluğunda bu çalışmalar yürütülecek.”
Her can kaybında büyük bir üzüntü yaşadıklarına değinen Ömer Çelik, şöyle devam etti:
“Aynı zamanda da bu şiddet eyleminin gerçekleşmesi safhasına kadar ailelerinin çeşitli beyanları oluyor, işte başvuru yaptıklarını, çeşitli kademelerde kendilerine ilgi gösterilmediğini, bunlarla ilgili konuların hepsi masaya yatırılmıştır ve masaya yatırılarak nerede boşluk var, zincirin hangi noktasında zayıflık varsa bunun giderilmesiyle ilgili olarak son derece hassas çalışmalar yürütülmektedir. Örneğin İçişleri Bakanlığımız tüm kaymakam ve emniyet müdürlerine ve yaklaşık 28 bin ilgili polis memuruna bu konuda eğitim vermiştir, jandarma görevlilerine eğitim verilmiştir. Yani kadına şiddet konusuyla karşılaştıklarında nasıl davranacaklar, nasıl hızlı bir şekilde harekete geçecekler. Bu yıl sonuna kadar İçişleri Bakanlığı bünyesinde 250 bin polisimiz ve jandarmamız bu eğitimden geçmiş olacaktır. Yine İçişleri Bakanlığımızın yayınladığı genelge çerçevesinde emniyet teşkilatı psikolog ve sosyolog alımları ile kadrolarını kadına karşı şiddetle, aile içi şiddete karşı daha duyarlı ve daha etkili hale getirecek.”
Konunun sürekli takip ve mücadele edilmesi gereken bir konu olduğunu dile getiren Çelik, şu bilgileri verdi:
“Nitekim 25 Kasım’da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü münasebetiyle bu konudaki hassasiyetler bir kere daha belli bir planlama çerçevesinde masaya yatırılmıştı ama şimdi bu 75 maddelik eylem planıyla bu aile içi şiddete, kadına karşı şiddete karşı farkındalığı artırmak, bunu önlemek için yeni bir aşamaya geçmiş oluyoruz. Bu koordinasyon sağlanarak en üst düzeyde illerde ilgili birimlerde bu takip edilecek ve gerçekleştirilecek.”
Konuya ilişkin sivil toplum örgütlerine, belediyelere ve herkese büyük görevler düştüğüne dikkati çeken Çelik, “Esas olan gündelik hayatta kullandığımız dilin fazla ataerkil olmasından, fazla maço olmasından, kadın karşıtı bir dil olmasından başlayarak gündelik hayattaki bazı davranış biçimlerine kadar gözden geçirilmesi gereken çok önemli safhalar var.” dedi.
Dilin aynı zamanda zihin dünyasını dışarı vuran bir çerçeve olduğunu aktaran AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gündelik hayatta kullandığımız dil maalesef bu ‘sözel şiddet’ diyebileceğimiz bu şiddete fazla yatkın, kadına karşı gereken hassasiyeti göstermeyen fazla maço, fazla ataerkil ifadeler içeren bir dil. Tabii bu dil konusundaki dil meselesi bir sonuç olarak önümüze geliyor, hem zihnimizi belirliyor hem zihnimizin çerçevesini dışarıya vuruyor. Bu konuda da çok hassas olmak gerekiyor. Hem siyasetçilerin konuşmalarında hem medyanın haber dilinde ve çeşitli alanlarda kullanılan dilde maalesef bu son derece maço, ataerkil, kadına karşı gereken saygıyı göstermeyen dili gündelik hayat içerisinde fazlasıyla görüyoruz. Mücadelenin belki de en yüksek hassasiyetle buradan yürütülmesi gerekiyor. Diğer konulardaki eğitimler tabi ki devam edecek.”
İranlı Komutan Süleymani’nin öldürülmesi
Çelik, İranlı Komutan Süleymani’nin öldürülmesi ile ilgili, “Orta Doğu coğrafyasındaki ve uluslararası ilişkiler denklemini doğrudan etkileyecek sonuçlar doğurdu.” değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, Süleymani’nin öldürülmesiyle Irak’ın, bölgenin, dünyanın güvenliği ve istikrarı açısından olumsuz sonuçlar doğuracak gelişmelerin tetiklendiğini kaydederek, “Saldırıyla yeni birtakım şiddet oluşumlarını önümüze getirebilecek safhaya geçildiği görülmektedir.” şeklinde konuştu.
Kanal İstanbul Projesi
Çelik, Kanal İstanbul Projesi’nin Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile çelişmediğini söyledi.
Libya’ya asker gönderilmesi
Libya’ya asker gönderilmesi ile ilgili de Çelik, “Ateşkesin ve istikrarın sağlanması için hem diplomasideki hem de sahadaki faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Çelik, “(Libya’da) Meşru yapıyı korumak ve hukuk içerisinde hareket etmek isteyen unsurlara Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından eğitim verilecektir.” dedi.