Parayı değil sanatı seçtim

9 yaşında İbrahim Tatlıses’e çiçek vermek için çıktığı sahnede söylediği bir şarkıyla hayatı değişen Buse Türker, 12 yıl önce 100 bin satan arabesk bir albüm yapmıştı.

Parayı değil sanatı seçtim

FOTOĞRAFLAR: AYKUT GÜNGÖR

 

O kız büyüdü ve 12 yıl aradan sonra modern bir single çalışmasıyla müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Buse Türker, arabeskten, pop ve caza evrilmesinin öyküsünü anlattı.

 

“Popüler olmayı sürdürüp, para kazanmayı tercih etmedim. Zor olan seçtim” diyen Türker, “Müzik piyasasına popüler kültür hakim. Sanatçı üzerinden değil şarkı üzerinden giden bir sektörün içindeyiz. İnanılmaz yetenekli şarkıcılar, yorumcular var ama desteğe ihtiyaçları var. Kendi adıma da destek istiyorum” dedi.

 

Bugün 14 Şubat. Yani Sevgililer Günü. Bu özel günde, Pazar Söyleşisi’nin konuğu aşk şarkılarıyla tanınan Buse Türker oldu. Genç müzisyen, 9 yaşında tesadüflerle başladığı müzik yolculuğundan bugüne, yaşadıklarını anlattı. Kaliteli müzik yapmanın zorluklarını anlatan Buse Türker, hazırlık aşamasında olduğu single çalışmasıyla da ilgili bilgi verdi.

 

Müzik yolculuğunuza İbrahim Tatlıses’le başladınız. Bu ilginç anı anlatır mısınız?

 

9 yaşında bir tatil köyünde, İbrahim Tatlıses‘in konserini izlemeye gitmiştik ailece. Ben Tatlises‘e çiçek vermek için sahneye çıktım ama bir şarkı da söyledim. Konserden sonra, birçok menajerden teklif aldım. Sonrasında televizyon programları teklifleri geldi. Ve ardından bir albüm teklifi aldım. 13 yaşında “Canlı canlı” isiml fantezi bir albüm yapmıştım.

 

 

O albümünüz 100 bin satmıştı. Sonra ne oldu?

 

Evet, ses getiren bir albüm olmuştu. İkinci albümün teklifi de geldi ama ben müzik eğitimine yönelmek istedim. Bursa Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi’nde 4 yıl okudum. Ardından İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera Bölümü‘ne başladım.

 

Albüm yapmanız birlikte, o dönem çocuk şarkıcılar da kamuoyunda tartışılmaya başlandı değil mi?

 

90’lı yıllarda çocuk şarkıcılar furyası vardı. Benim çıkış yaptığım dönemler 2000‘li yıllardı. Ama benim albüm yapmam da çok konuşulmuştu.

 

ARABESK YAPMAKTAN PİŞMAN DEĞİLİM

 

Çocukken arabesk söylüyordunuz. Ancak bugün farklı müzikler yapıyorsunuz.

Arabesk albüm yapmaktan pişman mısınız?

 

Kesinlikle pişman değilim. Müziği tarz olarak ayırmıyorum. Aşina olduğum müzik tarzı tabii ki çok değişti. Bu değişimde eğitimin çok büyük rolü oldu. Eğitim alırken kendinizi keşfediyorsunuz çünkü. Ben o zamanlar 9 yaşındayım ve evde Ebru Gündeş, İbrahim Tatlıses dinliyordum. Hala çok seviyorum onların müziklerini. Güzel olan herşeyi dinlemeye çalışıyorum ama tarzım çok farklı. Klasik batı müziği, sonrasında opera eğitimi aldım, caz müziğini keşfettim. Bugün de caz, pop, R&B tarzında müzik yapıyorum, Türkçe ve yabancı repartuarlarla devam ediyorum.

 

O dönemde albümünüz 100 bin sattı. Popülerdiniz ve klibiniz dönüyordu televizyon kanallarında. Ancak daha sonra müzik eğitimine yöneldiniz. Daha popüler olmak, daha fazla para kazanmak varken, modern müziğe yönelmeye karar vermek zor olmadı mı?

 

Bunda ailemin çok büyük etkisi oldu. Ailem her zaman beni eğitime teşvik etti. İlkokuldan bu yana başarılı bir öğrenciydim. Bu nedenle, karar vermek zor olmadı benim için. Ailemin de desteğiyle doğru bir yola girdim.

 

Enbe Orkestrası’nda çalıştınız ve O Ses Türkiye yarışmasına katıldınız. O dönemlerde yaşadıklarınızı da anlatır mısınız?

 

2011 öncesinde 1 yıl Enbe Orkestrası’nda solist olarak yer aldım. Sevgili Ajda Pekkan‘la konserlerde bulunma fırsatı yakaladım. Benim için güzel bir deneyimdi. Daha sonra O Ses Türkiye’ye katıldım. Aslında yarışmaya kardeşim başvurmuş benim adıma. Bana, başvurumun kabul edildiğini söyledi sadece. Hadise’nin takımında, “Bu böyle” şarkısını seslendirmiştim. Bu yarışma da benim için güzel bir deneyimdi. Yarışmadan sonra sahne almaya başladım.

 

O SES TÜRKİYE İLE İKİNCİ ÇIKIŞ

 

O Ses Türkiye’ye katıldıgınızda sizi tanıyanlar oldu mu?

 

Evet. Yarışmadan sonra kendimi magazin programlarında izledim. ‘Küçük şarkıcı O Ses Türkiye‘de diye haber yapmışlardı. Çok enteresan bir şekilde 2004 yılında yaptığım albümden beni tanıyan çok sayıda insan var.

 

2004’teki albümünüzden 12 yıl sonra yeni bir çalışmanın hazırlıklarını yapıyorsunuz. Bu çalışmanızdan da söz eder misiniz?

 

Maxi single çıkarma aşamasındayız. Çok güzel bir proje, müzik kalitesi çok yüksek bir iş olacak. Çok önemli müzisyenler olacak ama ismini bugün söyleyemiyorum. Farklı ve herkese hitap edecek, tam olarak pop diyemeyeceğimiz, birçok tarzın karışımı bir çalışma olacak.

 

Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz. Yorumcu Buse Türker mi, sesiyle öne çıkan Buse Türker mi? Hangi Buse Türker?

 

Ben aslında yorumcuyum. Aynı zamanda piyano da çalıyorum. Sahneye piyanoyla çıktığım için enstürmanımla bütünleştim ama yorumcuyum.

 

Seyirciyle aranızda nasıl bir diyalog var?

 

Genellikle sahnede ilk yarıda yabancı yavaş parçalar çalıyorum. İkinci bölüm hareketli ve Türkçe parçalardan oluşuyor. Bu karışımdan seyirciler memnunlar. Bursa‘da oturmuş bir kitle var. Ben klasik bir bar programı yapmıyorum. Piyanoyla birlikte vokal performansı yapılmayan bir şey. Yabancı şarkılar da söylüyorum. İnsanlar evlerine keyifli bir şekilde döndüklerinde çok mutlu oluyorum.

 

ŞARKILARA GÜÇ VERMEK İSTİYORUM

 

Bugünkü müzik piyasasını nasıl buluyorsunuz? Nitelikli işler yapılıyor mu?

 

Ben zor bir piyasaya giriyorum. Çünkü bugün müzik piyasasına popüler kültür hakim. Ve sanatçı üzerinden değil şarkı üzerinden giden bir sektörün içindeyiz. Benim istediğimse tamamen farklı. Ben yorumcuyum ve iyi bir iş çıktığında ‘Buse‘ desinler seyirciler. Bir şarkı alayım, o şarkı popüler olsun, daha sonra bir başka şarkıyla daha çıkış yapayım. Ben bunu istemiyorum. Daha çok yorumumla öne çıkacağım, müzikal yeteneğimi gösterebileceğim bir iş yapmak istiyorum.

 

Şarkılardan güç alan değil, şarkılara güç veren bir sanatçı olmak istiyorsunuz

 

Evet aynen öyle.

 

Popüler müzik dışında farklı tarzda müzik yapan sanatçılar piyasada tutunabiliyorlar mı?

 

Dediğim gibi piyasa tek tip işler üzerinden yürüyor. İnanılmaz yetenekli şarkıcılar, yorumcular var ama desteğe ihtiyaçları var. Kendi adıma da bu desteği istiyorum. Piyasada çeşitlilik olmalı. Caz yapan da, etnik müzik yapan da, pop yapan da olmalı. Seyirciye seçenek sunulmalı ve onlar da tercihini bu seçenekler arasından yapmalı.

 

İlk albüm yaptığınız dönemlerde korsan satışı bugünkü kadar yaygın değildi. Single çalışma yapmanız, sizi tedirgin ediyor mu?

 

Albüm satışı dönemi bitti artık. Konserler ve canlı performanslar öne çıkmış durumda. Satış olarak bir hedef koymadım. Kendimi ifade ettikten sonra konserler vermeyi düşünüyorum.

 

HEDEFİM YURTDIŞI

 

Buse Türker’in hedefi neler?

 

Hedefim çok net. İlk önce Türkiye’de sesimi duyurmak istiyorum. Güzel parçalardan oluşan bir albüm yapmak isterim. İngilizce şarkı söylemeyi çok seviyorum. Yurt dışında bir single çıkarmayı çok istiyorum. Sadece bir yorumcu olarak değil, sahnede dans edebilen, kendi özgün yorumuyla şarkılar söyleyebilen bir tarz yaratmak istiyorum.

 

Bugün 14 Şubat. Aşk ne ifade ediyor Buse Türker için?

 

Benim için aşk, müziği ifade ediyor. Özellikle bugün, müzik benim için bir tutku.

 

Yani sevgilim müzik diyorsunuz

 

Evet sevgilim, müzik.

 

 

Buse Türker kimdir?

 

24 yaşındaki genç müzisyen, Bursa‘da doğdu. Türkiye onu, küçük yaşlarda yaptığı arabesk albümle tanıdı. Selami Şahin ve Hüsnü Şenlendirici gibi sanatçıların katkı verdiği albüm 100 bin sattı. Ancak Türker, o albümden sonra müzik eğitimine yoğunlaştı. Bursa Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümü’ne devam ederken, özel piyano ve armoni dersleri aldı. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera Bölümü’nden mezun olan Türker, Enbe Orkestrası‘nda 1 yıl solist olarak çalıştıktan sonra, O Ses Türkiye Yarışması‘na katıldı. İstanbul’da yaşayan TürkerBursa‘da bazı mekanlarda piyanosuyla birlikte izleyicisiyle buluşuyor.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X