Ankara’da 17 Şııbat ve 13 Mart’ta düzenlenen canlı bomba saldırılarının ardından hem HDP’ye hem de terör örgütü PKK’ya yönelik tepkiler çığ gibi büyüyor. Örgüt, bu kez kendisine destek vermeyen bölge halkını hedef almaya başladı.

Sur. Bağlar, Silopi ve Cizre’de binlerce insanı evinden eden örgüt bu kez çocuklarına göz dikti. Operasyonlarda bölgede ağır darbe alan örgüt, militan toplamak için vatandaşları tehdit etmeye başladı.

Taziye çadırlarında, camilerde bile propaganda yapan örgütten çocuklarını kurtarmaya çalışan bazı aileler İçişleri Bakanlığı’ndan dayardım istedi.

ÇOCUKLARI KULLANIYORLAR

Aileler, çocuklarının kullanılmasının önlenmesi için valiliklere ve emniyete başvurmaya başladı. PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H militanlarının küçük çocukları da eylemlere zorladıkları belirtiliyor. Çocukları evlerden alarak barikat kurmaları için zorladıkları, ön saflara iterek arkalaııııda saklandıkları ifade ediliyor. Ailelerden zorla alınan 14-17 yaşındaki çocuklar PKK kamplarına götürülerek eğitiliyor.

Terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlar sürerken, devletin imkânlarını örgüte seferber eden HDP’li beledij’elere de göz açtırılmıyor.

GÖREVDEN EL ÇEKTİRİLİYOR

Örgüte lojistik destek verdiği belirlenen 70’in üzerinde belediye başkanı ve belediye meclis üyesine görevden el çektirildi, 12’si tutuklandı. Terörle bağı olan belediyelerin yetkileri tırpanlanırken, eş başkanların görevi devralmaması için de yeni tedbirler alınacak.

Bölgedeki bazı HDP’li il ve ilçe örgütlerine ait binaların, PKK-KCK ve gençlik yapılanması YDGH’nin “sözde öz savunma yapılanması”, ideolojik konularda eğitim yeri olarak kullanıldığı belirtiliyor.

ÖRGÜTE HARCIYORLAR

Raporda bu belediyelerin borç karnesi de çıkarıldı. HDP’li belediyeler, merkezden aldığı ödeneğin bir bölümünü örgütün lojistik üs ve propaganda çalışmalarına harcıyor. HDP’li belediyeler tüm imkânlarını örgüt üyelerinin kullanımına açıyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da “Milletvekili sıfatı, belediye başkanı unvanı, parti yöneticisi pozisyonu hiç kimseyi, şayet terör örgütü yanında saf tutmuşsa hukuk önünde hesap vermekten kurtaramaz” diyerek yargıyı göreve çağırmıştı.