Çiçekçi Ural, yıkılan binanın alt katında bir tekel bayi ile güzellik merkezinin bulunduğunu belirtti.
Anne ve babasının depremin olduğu gün yanında olduğunu anlatan Ural, “Babam bankaya maaşını çekmeye gelmişti. Ben de bir müşterimin siparişi çiçeği hazırlamıştım. Çiçeğin üzerine not yazıyordum. Ayağımın altında yerin oynadığını hissettim. O an annemi kolundan tutup dışarı çıkardım. Kapının önünde bekleyen babamı da alıp kendimizi dışarı attık. Annem ‘içeride duralım geçer’ dedi, ben ‘yok’ dedim, babamı alıp dışarı çıktığımızda otoparkın oraya yürüyene kadar camlar patlamaya başladı. Birkaç adım atmaya kalmadan bina yıkıldı ve toz bulutu oluştu. O anda hepimiz şoka girdik. Orada birçok sevdiğimiz içeride kaldı.” diye konuştu.
Uğur Ural, binanın depremden önceki durumuna ilişkin ise “Akhisar ve Kırkağaç depremlerinin ardından binada çatlak gördük. Ondan önce de çatlaklar vardı.” dedi.
Binadaki çatlaklar konusunda daha önce apartman yöneticileriyle görüştüğünü, ancak kiracı olduğu için çok dikkate alınmadığını belirten Ural, “Dilimiz döndüğünce tanıdıklara söylemeye çalıştık. Onlar da apartman yönetim kurulu toplantısında gündeme getireceklerini söylediler, apartman yöneticisi bir kişi binaya test yaptıracaklarını söylemişti, bilmiyorum ondan sonra ne oldu ne bitti ama bir sıkıntı vardı binada.” ifadesini kullandı.
– “Tadilatı yapan arkadaş, bize kolonun sağlam olmadığını söylemişti”
Rızabey Apartmanı’nın zemin katındaki güzellik salonunu işleten Bilge Gökalp ise depremden kıl payı kurtulduklarını dile getirdi.
Depremin yaşandığı 30 Ekim’de çevrede ve dükkanlarında sakinlik olduğunu kaydeden Gökalp, “Normalde çok yoğun bir işletmeydik, içeride kalabalık bir müşteri olurdu, iş yerimin önündeki kaldırım ana cadde olduğu için kalabalık olurdu. Sanki deprem öncesi bu yoğun yolda ölüm öncesi bir sessizlik vardı.” diye konuştu.
Dükkanı 4 yıl önce kiraladığında iş yerindeki sorunları fark ettiklerini dile getiren Bilge Gökalp, şunları söyledi:
“Kiralamadan önce bir spor salonu varmış bizim olduğumuz yerde. Biraz rutubetli bir yerdi. Biz bunu çok sorun etmedik, ufak tefek tadilatla geçer diye düşündük. Spor salonundan kalan kolonlara yapıştırılmış aynalar vardı. Bu aynaları söktürdüğümüzde, kolonun üzerinde kum parçaları gördük. Tadilatı yapan arkadaş bize kolonların sağlam olmadığını söyledi ama biz bunu önemsemedik maalesef. Biz bu durumu yöneticilere ilettik ama kimse duyarlı olmadı. Biz halen kendimizde değiliz, şoku yeni atlatıyoruz, olanların yeni yeni farkına varıyoruz.”
Deprem anında panik yaşadığını, daha sonra hastaneye kaldırıldığını anlatan Gökalp, “O anı anlatmak imkansız, Allah kimseye yaşatmasın.” şeklinde konuştu.
AA