Rusya’nın Ukrayna saldırısı 6. gününde…
Ukrayna ordusu, Kiev’e ilerleyen Rus askerlerini durdurmaya çalışıyor.
Büyük bir direnişe imza atılıyor…
“Savaş aslında 2014’te başladı”
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, “Putin saldırıya geçti derken aslında hangi saldırı tarihini kriter aldığımız önemli burada. Çünkü Ukrayna’yla ilgili bize en çok sorulan soru şuydu: Rusya, Ukrayna’ya savaş açacak mı? Ben de bu soruya savaş aslında 2014’te başladı şeklinde yanıt veriyordum çünkü Ukrayna’nın stratejik açıdan da en önemli noktası Kırım yarımadası Rusya tarafından işgal ve ilhak edildi. İkincisi savaşı sadece çatışma olarak görüyoruz ama savaşın konsepti değişti artık” dedi.
“Günümüzde hibrit savaş konsepti var”
Pirinççi, “Günümüzde hibrit savaş konsepti var. Askeri unsurlar bunun sadece bir öğesi. Başka neler var siber saldırılar var, ekonomik saldırılar var, dezenformasyon propaganda araçları var yani psikolojik savaş boyutu var., paramiliter güçler var, ayrılıkçı güçlerin desteklenmesi var, aklınıza gelebilecek bütün unsurlar aslında 2014’ten beri Ukrayna’da vardı. Peki, 2022’de Putin neden saldırdı? Aslında bunun iki tane açıklaması var bir tanesi yerel veya lokal birisi de küresel. Küreselden başlamak gerekirse dünya dönüşüyor. Uluslararası sistem değişiyor, Putin de bunu çok iyi okuyor olduğunu varsayıyorduk” görüşünü dile getirdi.
“Askeri yöntemlerin net bir şekilde kullanılmasıyla sonuç almaya çalıştı”
“ABD gücünde bir erozyon var. Küresel çapta bir lidersizlik var. Batı’nın eski etkisinin olmadığı Batı’sız bir dünyaya doğru gidiyoruz. Yükselen güçler var Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya, Türkiye, Meksika gibi aktörler var. ABD gücünün azalmasına paralel olarak jeopolitik boşluklar var. Bu jeopolitik boşluklar Doğu Akdeniz’de olabiliyor, Ortadoğu’da Irak’ta, Suriye’de veya Karadeniz’de Doğu Avrupa özelinde de olabiliyor” ifadelerini kullanan Ferhat Pirinççi, “Dolayısıyla bunları gördü ve ben uluslararası sistemin Soğuk Savaş’tan sonra Rusya’ya biçtiği role razı değilim. 22 Şubat’ta yaptığı konuşma bir meydan okumaydı aslında. Sadece Ukrayna’ya değil Avrupa’ya, ABD’ye, NATO’ya bütün dünyaya bir meydan okumaydı, bir rest çekmeydi. Çin de bunun benzerini yapıyor ama sessizce. Rusya’nın itirazının en büyük noktası Ukrayna’ydı. Çünkü Ukrayna Avrupa Birliği ve NATO ile yakın ilişkiler içinde, bunlara üye olma iddiasında olan Rusya için de son bir savunma hattı olarak görülüyor. Belarus’ta bir sallantı vardı. Lukaşenko askeri yöntemlerin devreye girmesi ile iktidarını korudu. Ukrayna’da ise Putin bir türlü bunu beceremedi çünkü şu anda Zelenski’den önceki yönetici de yine aynı şekilde Batı yanlısıydı. Ondan önceki Rus yanlısıydı ama zaten meydan olaylarıyla devrildi. Burada yığınak yaparak, baskıcı diplomasi dediğimiz askeri yöntemlerin net bir şekilde kullanılmasıyla sonuç almaya çalıştı. Bu sonucu ilk aşamada alamadı bir şekilde ne ABD ne NATO Rusya’nın taleplerini kabul etmedi. Rusya’nın talepleri Ukrayna ile sınırlı değildi, güvenlik garantileri istedi, NATO geri çekilsin, temel silah sistemleri konulmasın, Ukrayna’yı üyeliğe almayacağını kesin bir dille ifade etsin gibi şartlar öne sürdü. Ukrayna’da yüzde 70’in üzerinde oy alan yönetim Batı yanlısı. Diğer aday da Batı yanlısıydı. İki adayın oylarını topladığımızda yüzde 90’ın üzerine bir oy oranı yapıyor” şeklinde konuştu.
“Gürcistan ile Ukrayna’nın özel konumu var”
Pirinççi, “NATO için Rusya kağıt üstünde bir tehditti ama o kadar hayati değildi. Rusya için de açıkçası diğer genişleme dalgalarına hiç ses çıkarılmaması ama 2008’den beri Ukrayna ve Gürcistan özelinde çok fazla itiraz etmesi NATO’nun genişlemesini tehdit olarak gördüğünü gösteriyor ama burada bence NATO, Moldova’yı alsa üyeliğe bence bu kadar gürültü kopmayacaktı. Haritaya baktığımızda Gürcistan ile Ukrayna’nın özel konumu var. Bunlar Rusya ana karasının korunması açısından son bir supap veya koruyucu kalkan olarak görülüyor” dedi.
“Ukrayna feda edilmiş gibi gözüküyordu”
Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, “İlk başlarda Ukrayna feda edilmiş gibi gözüküyordu, Zelenski de bunu hissediyordu bu bizim yorumumuz değil aslında. Televizyonun karşısına çıktı dedi ki bizi yalnız bıraktınız. 4 gün içinde o kadar hızlı bir dönüşüm oldu ki bu dönüşümle beraber Batı’da, NATO’da, Avrupa Birliği’nde ve ABD’de bir dayanışma oldu. Sosyal medyanın bunda payı var, Putin’in kendi davranışlarının da var. Eleştirirsiniz eleştirmezsiniz ama Fransız Devlet Başkanı, BM Güvenlik Konseyi Üyesi ve Avrupa Birliği Dönem Başkanı sıfatıyla gidiyor sizi ziyarete diplomatik nezakete uymayacak şekilde ağırlıyorsunuz. Aynısını Almanya Başbakanı’na yaptınız. Bütün kapıları kapattınız. Baktılar ki Rusya uzlaşmıyor, Ukrayna kaybedilirse sonraki hamleler gelecek, Rusya’nın önünü tutamayacağız. Zelenski ve sosyal medyanın da etkisi var tabii ki. ABD de sürekli olarak olayı diri tuttu. Sürekli herkeste Rus tehdidi algısı iyice pekişti” açıklamasını yaptı.
“Şu anda görünen Zelenski yönetiminin düşmeyeceği”
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, sözlerini şöyle tamamladı:
“Rusya’nın şimdiye kadar oluşturmaya çalıştığı Rus caydırıcı gücü yıpransa bile yıkılmadı henüz. Rusya şu anda çekilirse bu durum onun yıkılması anlamına gelir. Bugün, yarın veya bir hafta, 10 gün içinde Kırım dahil çekilmesini beklemiyorum. Batı’nın tepkisiz kalacağını, kendi askeri kapasitesinin güçlü olduğu düşüncesine kapıldı ki güçlü ama sahadaki durum her zaman birbirini tutmaz. Siz dünyanın en güçlü ordusuna sahip olabilirsiniz ABD mesela 6 ayda gideceğim dediğimiz yerden 10 senede zor çıkarsınız… 20 yıl kalıp başarısızlıkla çıkabilirsiniz. Güç sarhoşluğuna kapıldı Rusya ve Batı’nın kendisine tepki göstermeyeceğini düşündü iki Ukrayna’da çok ciddi bir direniş olmayacağı algısına kandı. Ukrayna gayrinizami harp yöntemlerine de baya çalışmış. Şu anda görünen Zelenski yönetiminin düşmeyeceği.”
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi’nin açıklamalarının tamamını videomuzdan izleyebilirsiniz.