Türkiye’de ağustos ayı itibarıyla sanayide istihdam edilenlerin sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 213 bin kişi artarak 5 milyon 437 bin oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ‘Ağustos 2017 İşgücü İstatistikleri’ne göre, Ağustos 2016’da 5 milyon 224 bin olan sanayi istihdamı, aradan geçen 12 aylık süreçte 213 bin kişi artarak 5 milyon 437 bine ulaştı. Sanayide çalışanların toplam istihdam içindeki payı ise yüzde 18,9 olarak gerçekleşti. Bu sektörde istihdam edilen 5 milyon 437 bin kişinin 4 milyon 998 bini imalat, 293 bini elektrik-gaz-su temini ve kanalizasyon, 146 bini de madencilik ve taş ocakçılığı alt sektöründe çalışıyor. İlk defa Nisan 2013’te 5 milyonun üzerine çıkan sanayi istihdamı, 63 bin kişiye daha iş imkanı sunulması halinde 5,5 milyonla tarihi zirveyi görecek.
‘TEŞVİK VE KGF’ ETKİSİ
Kocaeli Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan, işsizliğin Türkiye ekonomisinin temel yapısal sorunlarından biri olduğunu belirterek, nüfus artışı, göç ve özellikle kadınların iş gücüne katılım eğilimindeki yükselişle rekabetçi olma adına teknoloji geliştirme nedeniyle istihdamın başta sanayi sektöründe artmasına rağmen işsizlik oranının yıllardır yüzde 9-11 bandında seyrettiğini söyledi. 2017 yılındaki istihdam teşvikleri ve Kredi Garanti Fonu (KGF) desteğiyle sanayide 210 bini aşan istihdam sağlandığını dile getiren Bayraktutan, ”Bu tek başına önemli bir veri olup sektör istihdamının yıllık bazda yüzde 4,1 artışına tekabül etmektedir” dedi.
TEKNOLOJİK GELİŞME DİKKAT ÇEKİYOR
Prof. Dr. Bayraktutan, TÜİK tarafından 2017 yılı ilk 8 ayı için açıklanan mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin de yüzde 4,8 artış olduğunu gösterdiğini dile getirerek şunları kaydetti: ”Sanayi üretimindeki artış oranının sanayi istihdamındaki artıştan fazla olması, verimlilik artışı ve bunu sağlayan teknolojik gelişmenin katkısı ile açıklanabilir. Aynı dönemde sanayi sektörü ihracatında gözlenen yüzde 12,7 düzeyindeki artış bu yorumu desteklemektedir. O halde sanayi istihdamındaki artış, iktisadi açıdan beklendiği gibi üretim ve ihracat artışına katkı sağlamıştır. Bu olumlu gelişmeyi daha anlamlı hale getirmek için mesleki ve teknik eğitimi ön plana çıkararak iş gücüne katılanların istihdam imkanlarını artırmak ve yüksek oranlı büyümenin istihdam artışıyla birlikte gerçekleşmesi yoluyla işsizlik oranında belirgin düşüş sağlamak gerekmektedir.”