‘Savaşın gerçek fotoğraflarını gözler önüne sermeye çalıştım’

Gazeteci, Yazar ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şube Başkanı Yüksel Baysal, yeni kitabı ‘Sabahın Sessizliği Ülkesi’ni Olay Gazetesi okurları için anlattı.

‘Savaşın gerçek fotoğraflarını gözler önüne sermeye çalıştım’

ULAŞ GİRGİN

Kitapta Kore Savaşı’nda yaşanan kahramanlıklara ışık tutan Baysal, aynı zamanda savaşı sorgulamayı ve Türkiye açısından irdelemeyi de ihmal etmedi.

Kitabı yazmaya nasıl karar verdiniz? Neden Kore Savaşı’na odaklanmayı seçtiniz?

‘’2013 yılında Bursa Valiliği bizi çağırıp, ‘Kore Gazileri bu dünyadan göçmek üzere, gelin onlarla röportaj yapın. Biz de size telif ödeyelim ve sonrasında bu röportajları kitap haline getirelim’ dedi. Biz de bu teklifi kabul ettik. Ardından hikayeleri en ilginç Kore Gazileri’ni bulup onlarla röportaj yapmaya başladım. Kitabın sonundaki 10, 12 civarında söyleşi bu röportajlardan çıktı. Yaptığım röportajların akabinde Bursa Valisi görevden alındı ve bu işten sorumlu olan şimdinin Bingöl Valisi, dönemin ise Bursa Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta da başka bir yere gönderildi. Böylece bizim röportajlarımız elimizde kaldı. Uzun süre arayıp soran olur diye röportajları muhafaza ettim. Devlet harekete geçmeyince 2018 yılında oturup Kore Savaşı konusunda okumaya başladım ve neden Kore Savaşı’na gittiğimiz, sonuçlarının bizim için ne olduğuyla ilgili çok özenli bir araştırmanın olmadığını gördüm. Bu kitabı yazmaya karar verdim. Kitabın birinci bölümünde neden 8 bin kilometre uzağa asker gönderdiğimizin ve neden başka bir ülkenin işgal gücü olarak gönderildiğimizin cevaplarını vermeye çalıştım. İkinci bölümde de yaptığım söyleşiler aracılığıyla savaşın gerçek fotoğrafını Türk halkının gözü önüne sermeye çalıştım. Bu savaşa Amerika’nın yanında ilk olarak asker gönderen ülke biziz. Peki neden? Okuyucularımız bu sorunun yanıtı kitabımda bulacaklar. Türkiye’nin fiili olarak Amerikan kapısına bağlanma tarihi Kore’ye asker gönderdiğimiz tarihtir. Kore’de Kıbrıs’ta verdiğimizden fazla şehit verdik. Neden? Dolayısıyla bunların mutlaka sorgulanması gerekiyor.’’

Kitaba ismini veren Sabahın Sessizliği Ülkesi ne anlama geliyor? Neden bu ismi seçtiniz?

‘’Aslında kitap için uzun bir isim. Bana ‘bu roman ismi gibi’ diyenler de oldu. Ben zaten roman gibi anlatmaya çalıştım. Kore kelimesi Türkçe’ye çevrildiğinde kitabın ismine yakın bir anlama denk geliyor. Sabahın Sessizliği Ülkesi ismiyle aslında Kore’de savaşın, kanın, göz yaşının yerinin olmadığına, doğasıyla zengin, huzurlu bir ülke olması gerektiğine vurgu yapmaya çalıştım. Korece bilmiyorum ve Kore’ye gitmedim. İddiam Kore’yi anlatmak değil. Ben kitabı yazarken iki kaynaktan beslendim. Bu kaynakların ilki yaptığım söyleşiler. İkincisi ise TBMM’de danışmanlık yaptığım dönem sayesinde 1950, 1953 arasındaki TBMM zabıtlarını okumam oldu. Kore Savaşı sırasındaki konuşmaları, önergeleri inceledim ve bu kaynaklardan yararlandım. Özünde, Türk askeri Kore’ye neden gönderildi, hangi koşullarda ve hangi yollarla gitti, nasıl savaştı? Bu konuların fotoğraflamaya çabaladım. Kitabı 158 sayfa ile sınırladım. Çünkü kolay okunabilsin ve anlaşılsın istedim. Aynı zamanda bu kitap artık aramızda olmayan Kore Gazileri’nin de bir hatırası olması açısından da çok değerli oldu.’’

Birçok gazi ile röportaj yaptınız. Sizi en çok etkileyen hikaye ne oldu?

‘’Kitabın yazılmasında ülkemizde ses getirmiş, Kore Savaşı ve Türk askerler konulu ‘Ayla’ filminin de önemli bir rolü var. O filmi görünce benim yaptığım röportajlarda da filmde geçen hikaye gibi ilginç hikayeler olduğunu düşündüm. Filmi izlemek beni bu kitabı çıkarmaya teşvik etti. Mesela Münevver Buğer’in hikayesi, hanımefendiyle oturup konuştuğumda beni epey etkilemişti. Hemşire olarak savaşta yaralanan Türk askerlerinin tedavisine yardımcı olmak için Türkiye’den Japonya’ya gidiyor. Japonya’da savaşta yaralanmış olan Bursalı bir yüzbaşı ile karşılaşıp birbirlerine aşık oluyorlar. Bu savaşın küllerinden doğan bir aşk hikayesi. Kitabın içinde buna benzer birçok hikaye var. Okuyucularımız aslında kitabın ilk bölümündeki araştırma yazılarıyla bir belgesel, son bölümündeki söyleşilerle de bir sinema filmi tadı alacaklar.’’

Kitap okuyucuda nasıl karşılık buldu? Tepkilerden memnun musunuz?

‘’Kitabımı Kırmızı Kedi Yayın Evi yayınlamaya değer buldu. İlk imza günüm BKM’de çok yoğun katılımla gerçekleşti. Kitap tükendi ve hemen ikinci baskıya girdiler. Şimdi ikinci baskıyı yapıyoruz. İkinci imza günüm ise yarın saat 14.30’da Türkiye Muharip Gaziler Derneği Nilüfer Temsilciliği’nde gerçekleşecek. Bursalı tüm edebiyatseverleri bekliyorum. ‘Sabahın Sessizliği Ülkesi’ beklediğimden fazla sevildi ve ilgi gördü. Kitapta savaşla ilgili küçük ama önemli ayrıntılar  var. Esir kampında neler yaşandı? Nazım Hikmet Kore’ye gittiğinde neler söyledi? Hangi gazeteciler orada asker olarak görev yaptı? Böyle ayrıntılar bence kitabı daha lezzetli kıldı ve ilgiyi artırdı. Tabii kararı yine okuyucularımız veriyor. Kore Savaşı konusunda hem eleştiri hem de kahramanlık hikayeleri içeren böyle bir kitap daha yok. Sabahın Sessizliği Ülkesi, hem övgü hem de eleştiri içerikli bir kitap oldu. Tüm kitapseverlere öneriyorum.’’

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X