Vagonlar 6000 Km demiryolu katederek Rostov limanına onbeş günde ulaşıyordu. Bu limandaki işçiler tarafından, ihraç olacak kerestelerin kabukları tek, tek özel yöntemle soyulurdu. Bundan amaç kabuklarda yerleşik mikroorganizmaların başka bir coğrafya olan Türkiye’ye geçmesini önlemektir.
O dönem “Volgabat” adı verilen hem nehir hem de deniz taşımacılığına uygun gemileri bulmak çok zordu. Gemiler aylar önceden rezerve ediliyordu zira Çin Halk Cumhuriyeti bu coğrafyada mevcut hurda metalleri gemilerle ülkesine taşıyordu.
Ben sonunda “Sivir 1” adlı gemiyi buldum ve çam tomruklarının Bursa Gemlik limanına naklini sağladım. Sibirya’dan kereste getirebilmek o dönem çok zordu, bunu başarabilen sınırlı sayıda firma vardı. Bunların içinde Denizlipek firmamın her türlü kayıt dışı ticarete olan tavrı bu iş kolunda da hemen nam saldı…
Yıllardan beri beraber çalıştığımız Mehmet Ali Yavuz ve Tevfik Ceylan Gemlik Limanında şirket aracımızı adeta bir yazıhaneye çevirip bu kerestelerin satışını sağladılar.
Yıl 2021, yine 14 Şubat; Denizli, Buldan, Babadağ ve Kızılcabölük emekçilerinin “alınteri” karşılığını bulsun amacıyla yıllardır çalıştığımız hipermarket zincirleri üst yönetimleri ile olan randevularımıza yetişmek üzere yine yıllardan beri beraber çalıştığımız Seyhan Tosun ve Süleyman Altun ile Bursa ardından İstanbul’a geçmek için akşam yola çıktık.
Bu kentlerdeki işlerimizin bitiminde ben Mersin’e geçtim. Adana, Gaziantep, Maraş, Hatay, Urfa ve Diyarbakır pamuk yörelerinin “alın teri” emeğin karşılığını bulması ve memlekete bereket getirecek katkılar sağlaması için çabaladık, hala yörede bu çabalarımız sürüyor.
KAPTAN YOLUN AÇIK OLSUN!
Pamuk Linteri, ülkemizde pamuk üretimi yapılan yörelerimiz; Çukurova, Güney Doğu, Ege ve Akdeniz olmak üzere önemli bir üründür. Linterin ülkemizde kullanım alanı çok sınırlı olup, her yıl tamamına yakını başta Çin Halk Cumhuriyeti’ne olmak üzere ihraç edilir. Bu ürün viskon ve floş iplik üretiminde hammadde olarak kullanılır.
Denizlipek firmamız olarak 2010 yılından günümüze, ülkemiz pamuk yörelerinden linter alıp Çin Halk Cumhuriyetine ihraç ediyoruz. Sektöre ilk girdiğimiz o yıl bu ihracatı yaklaşık elli yıldır gerçekleştiren firmaların arasından sıyrılarak 18.600 ton (Türkiye toplam üretiminin yaklaşık yarısı) ihraç etmiştik. Bu konuda, Adana Çukobirlik’ten emekli kıymetli ağabeylerim Hüseyin Karaca ve Mehmet Koca ülkemizin en kıymetli pamuk ve linter eksperleri olarak bana gecelerini gündüzlerine katarak destek oluyorlar, kendilerine minnettarım! Bu yıl linter ihracat işlemleri için yeğenim İlker Mete Efeoğlu’da aramıza katıldı.
2020/2021 sezonu ilk ihracatlarımızı Şubat ve Mart aylarında üç partide toplam 5600 Ton olarak gerçekleştirdik. Nisan ve Mayıs aylarınnda da pamuk linteri ihracatına devam edeceğiz.
Ülkemiz pamuk diyarlarının emeği ve alın terinin “İhracat” yoluyla karşılık bulması ve ülkemize döviz kazandırmak için var gücümüzle çabalıyoruz. Mersin Limanından ihracat çabalarımız memlekete “bereket” getirsin! “Kaptanlar yolunuz açık olsun!”
İHRACAT VE DIŞ TİCARET HİKAYEM
İlk ihracatımı 1991 yılında gerçekleştirmiştim; Sovyetler Birliğinin dağılmasından hemen sonra Macaristan’a bir TIR kamyonu dolusu “Buldan” havlusu ve Denizli’den bornoz. Hiç de kolay günler değildi; Beraber çalıştığımız dokumacı hemşerilerim o günleri hatırlarlar.
Denizli, Buldanlı bir yurttaş olarak aileden gelen tekstil sanatı ve ticaret geleneğini çocuk yaşlarımdan beri sürdürürüm. 2004 yılında DENİZLİPEK firmamın Bursa’da şubesini açmak bu kentte iş yaptığımız dostlarımızın yorumuyla “çok isabetli” olmuştur.
Kayıtdışı “faturasız” ticaret ile mücadele ederek her daim devleti ve halkımızı öncelikli olarak düşünmemiz, kar marjı açısından azla yetinip, kanaarkar ve açık oluşumuz her bulunduğumuz ortamda olduğu gibi Bursa’mızda da bizi ön plana çıkarmıştır. “Herşey de bir hayır var” derler, büyüklerimiz…
6.700 şirketin bulunduğu Denizli’de, iki şirketimiz her yıl Denizli ili vergi sıralamasında ilk yüz arasına girmektedir. Devlete ödenecek her kuruş vergide “tüyü bitmemiş yetimin hakkı” olduğunu çok iyi biliriz!
ÜLKE SİYASETİ
Ülkemizin dürüst, eğitimli ve donanımlı, geçmişinde “başarı hikayesi” olan, memleket ve insanlık sevgisiyle dolu siyasetçilere ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç içinde bulunduğumuz günlerde her zamankinden çok daha ön plandadır. Siyaset için yola çıkanların asla “kişisel çıkar” beklentilerinin bulunmaması çok değerlidir!
1980, 12 Eylül Askeri Darbesi Türkiye’de mevcut 60 yıllık “Parlamenter Demokratik” birikimi adeta yok etmiştir. Sonrasında halkımız nitelikli siyasetçi bulmakta zorlanmaktadır; seçenekleri çok azdır.
“Kifayetsiz muhteris” deyimi ve psikolojik sendromu ülkemiz siyaset hayatında ne yazık ki çok önemli bir konudur. Hangi siyasi partiden olursa olsun, geçmişinde hiçbir “başarı hikayesi” bulunmayan, niteliksiz kişilerin siyasi kadroları boşuna işgal etmeleri ülkemiz için büyük kayıptır.
Bu konunun düzelmesini sağlayacak ve işin ehli “yetkin”insanların siyasette önünü açacak olan sadece ve sadece halktır! Halk neylerse güzel eyler!
Saygı, sevgi ve selamlarımla!
Dr. Halis Ödel