Sınırdaki okulun fedakar kadın öğretmenleri

Suriye’deki iç savaş nedeniyle bir dönem şiddetli çatışmaların yaşandığı Halep’e bağlı Kobani (Ayn el-Arab) sınırının sıfır noktasındaki Eğrice ilk ve ortaokulunda görev yapan kadın öğretmenler, tüm zorluklara rağmen özveriyle mesleklerini sürdürüyor.

Sınırdaki okulun fedakar kadın öğretmenleri

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün “Öğretmenler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.” sözünü hayata geçiren öğretmenler, sınıra yakın bir okulda görev yapmanın zorluklarına rağmen var güçleriyle çalışıyor.

Türkiye’nin çeşitli illerinden Suruç ilçesinin Suriye sınırındaki Eğrice Mahallesi’ne gelen 9 kadın öğretmen, sayıları 200’ü bulan öğrenciyi geleceğe hazırlıyor.

Zonguldak’tan gelen İngilizce öğretmeni Arzu Kartal (23), memleketiyle Suruç arasında ciddi farklılıklar olduğunu söyledi. İlk atandığı günlerde çok zorlandığını anlatan Kartal, ancak kısa sürede sıkıntılarını atlattığını belirtti.

Öğrencileri için zorluklara alıştıklarını ifade eden Arzu Kartal, “Gelmeden önce korkularım vardı. Buraya geldikten sonra anlatılanların abartılı olduğunu gördüm. Burada Türkiye’nin her tarafından öğretmenler var. Hepimiz aynı amaca hizmet ediyoruz. Tek gayemiz, bu pırıl pırıl öğrencileri hem ülkemize hem de ailelerine yararlı bir şeklide geleceğe hazırlamak. Umarım bu çocukların hepsi okuyup, gelecekte iyi bir yerlere gelirler.” diye konuştu.

Adanalı rehberlik öğretmeni Nida Savurur (23) da İnönü Üniversitesinden mezun olduktan sonra mesleğe geçen yıl Suruç’a atanarak adım attığını aktardı.

“Sınırda görev yapmanın güzellikleri daha fazla”

Sınırda görev yapmanın farklı bir duygu olduğunu dile getiren Savurur, başta bazı zorluklar yaşamasına rağmen, bölgeye ve öğrencilerine kısa sürede uyum sağladığını söyleyerek, “Çok uzak bir yerden gelmiyorum, sınırda görev yapmanın zorlukları var tabi ama güzellikleri daha fazla. Öğrenci sayımız çok fazla değil. Ben de rehberlik öğretmeni olduğum için bu konuda kolaylık yaşıyorum. Okulda 200 civarında öğrenci var ve her öğrenciyi ayrı ayrı tanıyabiliyorum, sorunlarını öğrenebiliyorum. Bunlar benim için avantaj. Merkezde bir okulda olsa öğrencilerle bu kadar yakın olacağımı düşünmüyorum. Ben gelmeden önce ‘Ceyhan da ilçe, Suruç da ilçe. Çok fark olmaz’ diyordum ama 300 kilometrede bile o kadar farklılıklar var ki.” dedi.

Suruç merkezde yaşadıklarını ve her gün Eğrice Mahallesi’ne gidip geldiklerini anlatan genç öğretmen, burada çalışmasının kendisine önemli kazanımlar sağladığını dile getirerek, “Her yerin avantajı ve dezavantajı var. Buraya geldim. ‘İyi ki gelmişim’ dediğim birçok şey oldu ama ‘keşke gelmeseydim’ dediğim hiç olmadı. Burası bana birçok tecrübe kazandırdı, zorlukları yaşıyorum, başka bir yere gittiğimde başka şeylerle karşılaşacağım. Ama işimi, arkadaşlarımı ve öğrencilerimi çok seviyorum.” şeklinde konuştu.

Kobani’de geçen yıllarda çıkan çatışmalar nedeniyle öğrencilerinin zaman zaman psikolojik olarak sıkıntılar yaşayabildiğini anlatan Nida Savurur, “Geçen sene sınırın karşı tarafından sesler geliyordu. Tabi bu korkutucu oluyor ama çocuklar bizden daha şanssız. Geçen sene birçok öğrencim bana ışıktan korktuğu için uyuyamadığını söyledi. Korkuyorlar, gece dışarı çıkamıyorlar, onlar için büyük bir travma. Bunlarla mücadele ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Tek düşünceleri öğrencileri

Mardinli Türkçe öğretmeni Pınar Hava (24) ise 2 yıldır Eğrice Mahallesi’nde öğretmenlik yaptığını belirtti.

Öğretmenlik hayalini gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşadığını, işini çok sevdiğini, Mardin ve Şanlıurfa’nın kültürel anlamda birbirine yakın olduğunu anımsatan Hava, “Sınırda görev yapmak bir sıkıntı değil benim için. Ben de Mardinliyim. Bu kültürü biliyorum. Buna dezavantaj diye bakmadım. Tabi yaşanan bazı olaylar insanı olumsuz düşüncelere sevk ediyor ama ben bunu yaşamadım açıkçası. Aslında benim için tek önemli olan şey çocuklara faydamın olması. Her öğrenciyi kazanma derdim var benim. Bir öğrenciye bile dokunabilirsem, onun hayatına bir şey katabilirsem benim için önemli olan budur. Burada bir sorumluluğumuz var ve bize verilen görevi en iyi şekilde yapmak için gayret ediyoruz.” diye konuştu.

Elazığlı sınıf öğretmeni Zeynep Tekin (23) de öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu vurgulayarak, işini yaparken bölge ayrımı yapmadığını belirtti.

Kendi isteğiyle bu yıl Suruç’a atandığını dile getiren Tekin, “Küçüklüğümden itibaren öğretmen olmayı hayal etmiştim, Allah’a şükür çok beklemeden atamam oldu. Buraya gelirken bazı ön yargılarım vardı ama bunların gerçek olmadığını gördüm. Hem öğretmen arkadaşlarım hem de öğrencilerle çok iyi anlaşıyoruz. Uzun süre burada çalışmayı düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Sınıf öğretmeni Fatma Zorlu ise Suruç’ta doğup büyüdüğünü ve memleketinde görev yapmanın ayrı bir güzellik olduğunu ifade etti.

Hemşehrilerine bir şeyler kazandırmanın mutluluğunu yaşadığını anlatan Zorlu, çocukların hayatına dokunmak ve özellikle kız çocuklarını eğitime kazandırmak adına mücadele ettiğini dile getirdi.

Adıyamanlı Sibel Avşar da öğretmenliğin bu gibi yerlerde çok daha anlam kazandığını aktararak, genç öğretmenlerden oluşan okulda işlerini en güzel şekilde yapmaya çalıştıklarını anlattı.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X