Sürgün edilişlerinin 70. yıl dönümünde yürüdüler

Bursa’nın İnegöl ilçesinde, Ahıska Türklerinin vatanlarından sürülüşünün 70. yıldönümünde yürüyüş tertiplendi.

Sürgün edilişlerinin 70. yıl dönümünde yürüdüler
Ahıska Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen sessiz yürüyüşe çok sayıda Ahıska Türk’ü katıldı. İnegöl Belediyesi önünden başlayan yürüyüşe katılanlar ellerinde Türk bayrakları ile ‘Güçlü, büyük Türkiye, Ahıska Türkü’ne sahip çık’, ‘Bir milyon Ahıska Türk’ü halen sürgünde’, ‘Kimlik ve çalışma izni istiyoruz’ yazılı pankartlar taşıdı. Bin kişinin katıldığı yürüyüş Atatürk Anıt önünde son buldu.

AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, belediye başkan yardımcıları Alper Taban ve Gülhan Şahin, AK Parti, SP, MHP ilçe başkanları, Ahıska Türkleri Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Osman Çelik ve dernek başkanlarıyla çok sayıda vatandaşın katıldığı yürüyüşün sonunda Atatürk Anıtı önünde saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşı okundu.

İnegöl Ahıska Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Taş, “70 yıl önce maruz kaldığımız sürgünü ve yaşadığımız sıkıntıları anlatmak ve o acılı günleri yad etmek için toplandık. Osmanlı toprağı olan Ahıska’nın 1829 Edirne antlaşmasıyla sınırın diğer tarafında yani Rusya’da kalmasıyla Ahıska Türklerinin bitmeyen çilesi başlamıştır. Ahıskalılar, 1944 yılında sınırda tehdit oluşturdukları gerekçesiyle Orta Asya’ya sürgün edildi. Zorlu yolculukta, üzerlerinde kalın giysileri olmayan insanlar, soğuk hava, açlık ve hastalık sebebiyle çetin yol şartlarına dayanamayıp hayatlarını kaybetti. 17 bin Ahıskalı kendilerine yeni bir yurt bulamadan hayatını kaybetti. Her istasyonda, askerler, ölen yakınlarının cenazelerini insanların elinden zorla alıyor ve Rusya’nın karla kaplı arazilerine bırakıyordu. Her durakta askerler vagonları didik didik arıyor ve buldukları cenazeleri zorla alarak atıyordu. Sonra vagonlardaki ağır hastaları da ölmeden istasyonlarda bırakmaya başladılar. Bu zorlu yolculukta sağ kalanlarımızı da Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan ve Kırgızistan gibi Rusya’nın çeşitli bölgelerine yerleştirdiler. Fergana Vadisi’nde 1989 yılında çıkan olaylar yüzünden ikinci defa sürgüne mahkum olan biz Ahıskalılar yeniden Rusya ve Orta Asya’nın farklı ülkelerine dağıldık. Yaşadığımız ülkelerde, etnik ve dini çatışmaların arttığı dönemlerde vatansız insanlar olarak hep ezilmek ve arada kalmak zorunda kaldık” dedi.

BİR AHISKALI, NORMAL BİR VATANDAŞ GİBİ ÇALIŞABİLMELİ

Vatanlarına dönmek için uzun yıllar mücadele verdiklerini belirten Mehmet Taş, “1956 yılında Stalin’in ölümünden sonra bizler gibi sürgüne mahkum edilen Çeçenler, İnguşlar ve Kürtlerin vatanlarına geri dönmelerine izin verilirken, Sovyet yönetimi, Ahıskalıların geri dönüşüne izin vermedi. Neredeyse 400 yıl Osmanlı topraklarında ‘Osmanlı’ olarak yaşayan, sınırın öte tarafında kaldığı için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sahip olduğu haklardan mahrum kalan Ahıska Türklerine ülke olarak uzun yıllar ilgisiz kaldık. Yardıma muhtaç Ahıska Türklerinin meselelerine Türkiye’nin en kısa zamanda somut ve kalıcı çareler üretmesi gerekiyor. Bizler devletimizden çok şey istemiyoruz. Vatandaşlık, emeklilik gibi isteklerimizin yanında en büyük sıkıntımız çalışma iznidir. Bir Ahıskalı, normal bir vatandaş gibi çalışabilmeli, sosyal güvencesi olmalı. Çalışma izninin verilmesi bile bizim meselerimizin büyük bölümünün çözülmesi demektir” diye konuştu.

 

AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin ise, “TBMM Türkiye-Gürcistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanıyım. Daha geçen hafta meclis başkanımızla birlikte resmi ziyaret için Tiflis ve Batum’daydık. 3 günlük seyahatte Ahıska Türklerinin geri dönüşlerine kolaylık sağlama mevzuunu konuştuk. Gürcü hükümeti buna taraf olmuş ve konsey kararlarına uyacağını beyan etmiştir. Bunu Türkiye Cumhuriyeti yakından takip ediyor. Ben de bunu gündemde tutmaya çalışıyorum. Eğer Ahıska Türkleri anavatanlarına dönmek istiyorlarsa, bunların kolaylaştırılması, vatandaşlıklarının geri verilmesi, eski arazilerinin, mülklerinin geri verilmesinde tek teminat Türkiye Cumhuriyetidir. Ahıskalıların vatandaşlık hakkıdır ve verilmelidir. Ancak uluslararası ilişkilerde vatandaşlık mevzuu birçok hüküm altındadır. Kolay halledebilir bir mesele değil. Dönem dönem vatandaşlık verildiğini ben biliyorum. En son 2010 veya 2011 yılında verildiğini de biliyorum. Bu konuda biz sesimizi çok yüksek çıkarmasak da kendi hükümetimize de baskı yapıyoruz. Bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Ahıskalıların vatandaşlık hakkı, analarının ak sütü gibi helaldir, mübarektir, verilmelidir. Ben de buna inanıyorum ve buradan sesleniyorum. Ama uluslararası anlaşmalar ve uluslararası mevzuatın bize çıkarttığı engelleri bir bir aşıyoruz” şeklinde konuştu.

 

Konuşmaların ardından Zülbiye Şahmuradov ‘Ahıskalım’, Doktor Hasan Türkmenoğlu ise ‘Ahıska Türk’ünün Türküsü’ adlı şiiri okudu.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X