Türk Silahlı Kuvvetlerinin kararlı operasyonlarıyla yurt içinde iyice köşeye sıkışan bölücü terör örgütü, Suriye’nin kuzeyinden havalandırdığı dronelarla saldırmaya çalışıyor. Son iki haftada terör örgütü YPG/PKK’nın Fırat’ın doğusundan havalandırdığı dronelarla yaptığı 12 saldırı, Türk Silahlı Kuvvetlerince engellendi.
Güvenlik uzmanları, söz konusu saldırıların Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan güvenli bölgenin kontrolünün Türkiye’de olması gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdiğini ancak bu şekilde sınırların ve halkın güvenliğinin tamamen sağlanabileceğini belirtti.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yoğun operasyonları sonucu iyice köşeye sıkışan bölücü terör örgütü, yeni saldırı yöntemleri ile varlığını sürdürmeye çalışıyor.
Bu yöntemlerin başında ise sınır ötesinden drone kullanılarak yapılan saldırılar geliyor. Aralıksız devam eden operasyonlar sonucu yurt içindeki hareket imkanı iyice sınırlanan teröristler, bunun için Fırat’ın doğusunda barındıkları alanları kullanıyor.
Terör örgütü YPG/PKK tarafından Fırat’ın doğusundaki alanlardan son 15 günde yurt içindeki üs bölgelerine 12 drone saldırısı gerçekleştirildi. Suriye’nin derinliklerindeki terör yuvalarından yönlendirilen dronelarla yapılan bu saldırıların hedefinde Şırnak’ın Silopi, Gaziantep’in İslahiye, Şanlıurfa’nın Suruç ve Birecik ilçelerindeki Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları oldu.
Saldırıların tamamı güvenlik güçlerince drone savarlarla ve çeşitli silah sistemleriyle engellenirken herhangi bir zayiat yaşanmadı. Söz konusu saldırılar, Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan güvenli bölgenin kontrolünün Türkiye’de olması gerekliliğini bir kez daha gözler önüne sererken ancak bu şekilde Türkiye’nin sınırlarının ve halkın güvenliğinin tamamen sağlanacağı belirtildi.
“Fırat’ın doğusu bir üs gibi kullanılıyor”
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, terör örgütü YPG/PKK’nın paramotor, drone ve model uçak gibi araçlarla sınır ötesinden çeşitli saldırılar gerçekleştirdiğini belirtti.
Bölücü terör örgütünün bu yöntemleri terör örgütü DEAŞ’tan öğrendiğini ve kullanmaya başladığını ifade eden Ağar, droneların teröristlerce sadece saldırı için değil, keşif için de kullanıldığını söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin teröristle mücadele harekatlarında kazandığı başarıların sonucu olarak teröristlerin dağlık ve kırsal alandaki fiziki varlığının önemli ölçüde azaldığına dikkati çeken Ağar, teröristlerin özellikle Suriye ve Irak’ın kuzeyindeki varlıklarının devam ettiğini kaydetti.
“Terör örgütünün Suriye’nin kuzeyindeki varlığının etkisizleştirilmesi sadece Türkiye’nin değil, bölgenin güvenliği için önemli.” diyen Ağar, terör örgütü YPG/PKK’nın özellikle Fırat’ın doğusunu bir üs, bir merkez gibi kullandığını vurguladı.
Buralarda kurdukları atölyelerde saldırı için kullandıkları droneları geliştirdiklerine dikkati çeken Ağar, “Oluşturulması planlanan güvenli bölgenin kontrolünün Türkiye’de olması önemlidir ancak bu şekilde sınırın ötesinden gelen teröre karşı fayda sağlanır.” diye konuştu. Ağar, bunun bölgenin güvenliği ve istikrarı için de gerekli olduğunu belirtti.
“Günlük yaşamın normalleşmesine katkı sağlar”
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve SETA Güvenlik Uzmanı Murat Aslan da saldırıların bunları düzenleyen teröristlerin etkisiz hale getirilmesine yönelik Türkiye’ye meşru müdafaa hakkı tanıdığını vurguladı.
Gerçekleştirilen saldırıların, ABD’nin bölgedeki askeri unsurlarının söz konusu saldırıları engelleyemediğini ve otorite boşluğunu gösterdiğini ifade eden Aslan, “O halde Türkiye, söz konusu saldırıları durdurmak için her türlü tedbiri alabilir.” dedi.
Türkiye’nin kontrolü altındaki bir güvenlik koridorunun hem terör saldırılarını sonlandırabileceğine hem de Suriye halkının günlük yaşamının normalleşmesine katkı sağlayabileceğine işaret eden Aslan, “Aksi bir hareket tarzı ise Türkiye’nin terörizmle mücadele dinamiklerini harekete geçirebilir çünkü terörle küresel ve bölgesel savaşta tereddüt ve zayıflık kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.