Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), aylık Tüketici Eğilim Anketi ile vatandaşların maddi durum ve genel ekonomiye ilişkin değerlendirmelerini, gelecek dönem beklentilerini, harcama ve tasarruf eğilimlerini ölçüyor.
AA muhabirinin bu verilerden derlediği bilgiye göre, ekimde tüketici güven endeksi 81,9 oldu. Tüketicilerin gelecek aylara ilişkin beklentilerine bakıldığında ise tasarruf etme ihtimallerinin 4 aydır düzenli olarak yükseldiği görüldü. Gelecek 12 aylık dönemde tasarruf etme ihtimali endeksi, yurt içinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında ilk vakanın görüldüğü mart ayında 21,2 seviyesinde bulunuyordu. Bu seviyeden toparlanan endeks ekimde 30,4’e çıkarak, 2012’den bu yana en yüksek değerine ulaştı.
Endeksin geçen yılki en yüksek seviyesi 23,8 ile aralıkta, 2018’deki en yüksek seviyesi de 26,1 ile nisanda gerçekleşmişti. Endeks, bu yılın ekim ayında yıllık bazda yüzde 33,3, aylık bazda ise yüzde 21 yükseliş kaydetti.
“Salgın nedeniyle ertelenen talep ana etken”
Başkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ayşegül Ak, AA muhabirine, tasarruf etme ihtimali endeksindeki değişime ilişkin değerlendirmede bulundu.
Genel ekonomik durum beklenti endeksinin ekimde gerilediğini belirten Ak, bu durumun salgının gidişatındaki olumsuzluklardan kaynaklandığını söyledi.
Ak, dünya genelinde 40 milyondan fazla insanın salgın sürecinden etkilendiğine dikkati çekerek, 2021 yılına yaklaşılmasına karşın aşı ve ilaç çalışmalarında henüz beklenen olumlu haberin gelmediğini bildirdi.
Arz ve talep koşullarındaki belirsizliğin artması, iş gücü kaybı gibi risklerin öne çıktığını vurgulayan Ak, şunları kaydetti:
“Tasarruf etme ihtimali endeksi ilk defa 30’un üzerine çıktı. Bu durumun oluşmasında küresel salgın nedeniyle ertelenen talep ana etken oldu. Talebin ertelenmesinde, salgına yönelik alınan zorunlu tedbirler ve kişilerin tüketim kalıplarında meydana gelen değişimler etkili. Artık insanlar restorana gitmek, büyük otellerde tatil yapmak yerine evlerine çekilmeyi tercih ediyor. Bu durum kişilerin gelirleri içinde bazı harcama kalemlerinin yok olmasını sağladı. Bu tüketilemeyen gelirin de kimi gelir grupları için tasarrufa yönelme ihtimalini artırdığını söyleyebiliriz.”
AA