TBMM yeni yasama yılına başlıyor! Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar…

Meclis’in yeni yasama yılı açılış oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’ın yanında olduklarının mesajını verdi. Erdoğan, “Azerbaycanlı kardeşlerimizin işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyorum. İşgalcilerin bu topraklardan çıkmaları gerekir ki burada bir çözüme ulaşılsın. Şimdi netice zamanı” dedi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Erdoğan, ”idam kararını onaylarım” açıklamasında bulundu. Bahçeli’nin AYM’nin yapılandırılması çağrısına da, ”Parlamento yeni bir adım atarsa seve seve ben de varım” dedi.

TBMM yeni yasama yılına başlıyor! Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar…

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN GENEL KURULDA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis açılışında konuşma yaptı…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM Genel Kurulu’nda şunları söyledi:

“Cumhuriyetimizin 100’üncü sene-i devriyesinde, sembolik yıldönümlerine önem veriyoruz. Tarihimizi ne kadar iyi bilir, ona ne kadar iyi sahip çıkarsak geleceğimize o derece güvenle bakabiliriz. Henüz birkaç asırlık geçmişe sahip devletlerin kendilerine köklü tarihler uydurmalarının gerisinde bu hakikat vardır. Türkiye çok geniş bir coğrafyaya yayılmış, 2 bin 200 yılı aşkın devlet geleneğine sahip bir ülkedir. TBMM’nin yasama alanında temsilcisi olduğu kadim ve asil duruş evlatlarımıza bırakacağımız en kıymetli hazinedir. Kıbrıs ve Azerbaycan Türklerinden Balkanlar ve Kuzey Afrika’ya kadar destek veren Meclisimiz tüm dostlarımızın umut kaynağı olduğunu göstermiştir.

Bu yıl TBMM’nin dualarla, tekbirlerle, coşkuyla açılışının 100’üncü yıldönümüydü. Bu önemli yıldönümünü arzu ettiğimiz gibi kutlayamadık.

Yeni reformlarla, hukuki ve icrai olarak tespit ettiğimiz aksaklıkları gideriyoruz. Türkiye bu konuda da dünyaya örnek olacak, başarılara imza atacaktır. Meclisimizin yeni yasama yılında bu çerçevede çok önemli çalışmalar gerçekleştireceğine inanıyorum. Meclis çalışmalarına katkı verecek her partiye şimdiden teşekkür ediyorum.

“KÜRESEL YÖNETİM MODELİ KURMALIYIZ”

Sizlerin de dikkatini çekmiştir. Millet olarak son dönemde, her yılımızı geçmişte yaşanan gelişmelere ve bir kesafete geçiriyoruz. Birincisi Türkiye’nin istikrarsızlıklar, kavgalar nedeniyle ihmal ettiği demokratik ve ekonomik atılımları hayata geçirmiş olmasıdır. Bunlar direnişlerle, saldırılarla karşılaştı. Karşımıza çıkan engelleri aşarak bugünlere geldik. Gelişmelerin bu derece hızlanmasının ikinci nedeni dünyanın geldiği yol ayrımıdır. 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzen çatırdıyor. Salgın döneminde yaşananlar bu yıkılışı göstermektedir. BM’den başlayarak sorumlu kurumlar tıkanmıştır. Dünyanın karşılaştığı yeni krizler, yeni ihtiyaçlar konusunda bu kurumlar kırılganlığı artırıyor. Bu çarpık düzenin aynı şekilde devam etme şansı kalmamıştır. Bir süredir her platformda dile getirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ ifadesinin bunun gerçeğidir. Ya mevcut kurumlar yeniden yapılanacak, ya da bu ihtiyacı karşılayacak yeni kurumlar inşa edilecek. Dünyanın doğusu ve batısıyla, kuzeyi ve güneyiyle her köşesinin güvenliğe ihtiyacı vardır. Dünyanın herkese yetecek kaynaklarının adaletli şekilde dağılımına ihtiyaç vardır. Bunları sağlayacak küresel yönetim modeli kurmamız şarttır. Meclisimizin de üzerine düşenleri yerine getirdiğinden memnuniyet duyuyoruz.

AZERBAYCAN’IN MÜCADELESİ

Ülke olarak küresel krizlerin en çok yaşandığı coğrafyada yer alıyoruz. Karadeniz’de Kırım’ın işgaliyle başlayan kriz her an yeniden tırmanabilir. Kafkasya yeni çatışma potansiyeline sahip kriz vasfını sürdürüyor. Dağlık Karabağ’ı işgal eden Ermenilerle başlayan çatışmalar bunun en somut örneğidir. Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanlarında olduğunu belirtmek istiyorum. Minsk-3’lüsü denilen ülkelerin 30 yıla yakın zamandır bu sorunu ihmal ettikleri için bu olumsuz gelişmeler karşısında ateşkes arayışı içinde olmaları kabul edilebilir değil. Bir şey mi istedin, işgalcilerin bu topraklardan çıkmaları gerekir ki bir çözüm olsun. Azeri kardeşlerimiz topraklarına döneceği günü bekliyor. Önce bunu masaya yatırın. Bunları Sayın Putin, Sayın Macron ile görüştük. Oturdular, konuştular netice yok. Şimdi netice zamanı. Azeri kardeşlerimiz de kendi göbeklerini kesmenin adımını attılar. Rabbim, Azerbaycanlı kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun.

IRAK VE SURİYE’DEKİ TERÖR

Kriz haritasında biraz daha güneye baktığımızda karşımıza Körfez bölgesi çıkıyor. Pek çok sorunla boğuşan Körfez bölgesi hala kaynamaya devam ediyor. Biz bu coğrafyada bayrağımızı dalgalandırmayı sürdüreceğiz. Irak’ta Körfez Savaşı’ndan beri süren istikrarsızlıklar en çok ülkemize zarar vermiştir. Bölücü terör örgütü kanlı eylemler yapmıştır. Son dönemde Irak sınırındaki örgüt yuvalarını ortadan kaldırıyoruz. Bu fitne çukurlarını bitirene kadar operasyonlarımız sürecektir. Bağdat yönetiminin Türkmen kardeşlerimizin haklarını da gözeterek toprak bütünlüğünü sağlaması en büyük temennimizdir. Suriye krizi en trajik, en kanlı meseledir. Bu meselenin her boyutu bizi çok yakından ilgilendiriyor. Sınırın her iki yanında yaşayan halklar binlerce yıllık geçmişi taşıyor. Türkiye’nin 40 yıllık terörle mücadelesinde de Suriye kritik konumda yer almıştır. Son 10 yılda DEAŞ ve PKK/YPG olmuş, bunu hala dirayetle sürdürmeye gayret ediyorlar. Suriye’deki zulümden kaçan 4 milyona yakın insanı biz misafir ediyoruz. Türkiye sınır güvenliğini korumak için her türlü operasyonu sürdürecektir. Son teröristi imha edene kadar operasyonları sürdüreceğiz. Mazlumlara sahip çıkmayı biz sürdüreceğiz. Suriye’deki krize çözüm bulunması için uluslararası platformların en etkin destekçisi Türkiye’dir. Hem sınırlarımızı korumayı, hem mazlumlara sahip çıkmayı sürdüreceğiz.

DOĞU AKDENİZ KONUSU

Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, Türkiye’nin denizlerde verdiği en önemli mücadeledir. 482’inci yıldönümünde Preveze Deniz zaferinde bölgeye barış hakim olmuştu. Çanakkale Harbi’nde de denizde büyük zaferler kazanmıştık. Barış mirasına sahip çıkmak bu ülkenin her evladının boynunun borcudur. Türkiye olarak Akdeniz’de çatışma, haksızlık, hukuksuzluk peşinde değiliz. Ülkemizin haklarına, hukukuna saygı gösterilmesidir. Yunanistan’ın ve Kıbrıs Rum Kesiminin 2003 yılından beri ortaya koydukları tavır bunun uzağındadır. AB ise, Yunanistan’ın esiri olarak, etkisiz ufuksuz ve sığ yapıya dönmüştür. Birliğin müdahil olduğu her kriz yeni boyutlar kazanarak büyümüştür. Türkiye’nin önünde kendi politikalarını hayata geçirme dışında bir seçenek kalmamıştır. Bizi sahillere hapsedecek haritalarla karşımıza çıkanlar önce tehdit ve şantaj dilini denediler. Türkiye’nin kahraman ordusunun desteklediği kararlı duruşuyla diyaloğu kabul etmek zorunda kaldılar. Çatışma çıkarmak da kendilerinin tercihidir. Çatışmaların yaşandığı dünyada Türkiye kadar fedakarlık yapan kaç ülke vardır… BM’den İİT’ye kadar her platformda gücümüzü ve inisiyafitimizi arabuluculuktan yana kullanmamız bunun ispatı değil midir?

FİLİSTİN VE KUDÜS’ÜN DURUMU

İsrail’in Filistinlilere yaptığı zulümdür. Burada şunun altını çizmekte fayda görüyorum. Kudüs meselesi jeopolitik bir sorun değildir. Ecdadımız bu şehri el üstünde tutarak hürmetini göstermiştir. Hala Osmanlı’nın direniş izlerine rastlamak mümkündür. Kudüs bizim şehrimizdir, bizden bir şehirdir. Kudüs’ün ve bölgenin binlerce yıllık sakinleri olan Filistinlilerin topraklarının işgal edilmesi, haklarının çiğnenmesi bu meseleyle yakından ilgilenmemizi gerektiriyor. Bu anlayışla hem küresel vicdanın kanayan karası Filistin ve Kudüs davasının sonuna kadar takipçisi olacağız.

EKONOMİYE SALDIRILAR

Türkiye’nin Gezi olaylarıyla başlayan yoğun saldırı sürecinde en çok hedef alınan alan da ekonomidir. 2019 yılında güçlü bir görünüme kavuşmuştuk.

”İDAM KARARI GELİRSE ONAYLARIM”

Konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, idam cezası ile ilgili olarak ”Meclisten idamla ilgili karar çıktığında bana gelmeyecek mi gelirse onaylarım” dedi.

Erdoğan ayrıca, parlamentoya gelmeyen HDP’nin varlığı ile yokluğu arasında bir fark göremediğini söyledi. 

VAKA/HASTA AYRILMASI

Sağlık Bakanı Koca günlük açıklanan corona virüs hasta sayısında vaka/hasta ayrımı yapıldığını söylemesinin ardından oluşan tartışmalara yönelik de cevap veren Erdoğan, ”Bilim insanları bununla ilgili her türlü araştırmayı çalışmayı yapıyor. Üzüntümü sayının buralara kadar gelmiş olması. Biraz tavsiyelerinizi uyarsak her şey değişecek” açıklamasında bulundu.

BAHÇELİ’NİN AYM ÇAĞRISI

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin AYM’nin yeniden yapılandırılmasına yönelik çağrılarına da ”Parlamento yeni bir adım atarsa seve seve ben de varım.  Biz ne yapacağımızı paşiyana soracak değiliz. Meclis konuşmamda soyledim” dedi.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, Meclis açılışında yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, Meclis açılışında yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Büyük bedeller ödeyerek kanımız, canımızla kazandığımız bağımsızlıktır. Biz tam bağımsızlık diyoruz. Bölgemizde ve yakın coğrafyada yaşananları gördükçe, tam bağımsızlığın önemini anlıyoruz. İkincisi, büyük bir devletin küllerinden cumhuriyeti kurmamızdır. Üçüncüsü de demokrasimizdir. Milletimizin bu kazanımları elde etmesinde Meclisimiz öncülük etmiştir. 15 Temmuz gecesi hain terör örgütü FETÖ’nün saldırısına uğrayan ilk kurum Meclisimiz olmuştur. İkinci defa gazi unvanını almıştır. Böyle büyük bir Meclisin mensubu olmak ne büyük bir şereftir. Bu şerefli görevin üzerimize sorumluluklar yüklediği aşikardır. Bizler ülkemizin ve dünyanın bütün sorunlarını bu yüce çatının altında usulüyle konuşacağız, tartışacağız.

Tarihin önemli bir kavşak noktasından geçiyoruz. Değişim sürecinin içindeyiz. Virüs salgınının bu büyük değişime katalizör etkisi yaptığını takip etmekteyiz. Koronavirüs salgını hayatta etkilerini gösterecektir. Bu tablo yapıları ve işlevleri tartışılan uluslararası kuruluşları da gündeme getirdi. Başta BM olmak üzere birçok kuruluş iflas bayrağı çekmiş durumdadır. Böyle dönemleri bizim gibi devletler için yeni imkanlar sunduğunu belirtmem gerekir.

Türkiye uluslararası alanda hukuktan, meşruiyetten, anlaşmalardan yana olmuştur. Türkiye, Doğu Akdeniz’de kendi haklarını aradığı kadar, hakça paylaşımın gerçekleşmesi için vardır. Ağır ekonomik sorunlarla boğuşan bazı küçük ülkelerin tetikçi olarak kullanıldığına şahit oluyoruz. Batılı bazı devletlerin, bir takım kukla devlet yönetimlerine de işaret etmek gerekir.

Türkiye bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Azerbaycan’ın yanında olacaktır. Tek millet, iki devlet prensibi sadece bir slogan değildir. Diplomasiden sahaya her alanda yaşayan bir ilkedir. Bu husus ve Türkiye’nin desteği Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ifade edilmiştir.”

ZİYARETÇİ KABUL EDİLMEYECEK

Yasama yılı açılışına katılacak protokol ve davetiyeli izleyiciler dışında, TBMM’ye ziyaretçi kabul edilmeyecek.

Meclis Başkanlarının yasama yılı açılışı dolayısıyla geleneksel olarak verdiği akşam resepsiyonu, pandemi nedeniyle bu yıl yapılmayacak.

İLK İŞ IRAK VE SURİYE TEZKERELERİ

Meclis’in yeni yasama yılındaki ilk işinin, ekimde süresi dolacak Irak ve Suriye tezkeresinin olması bekleniyor.

Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi ile Birleşmiş Milletlerin Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde icra ettiği harekat ve misyonlara katılımına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin ele alınması öngörülüyor.

Bu arada 6 Ekim Salı günü siyasi partilerin grup toplantıları da gerçekleştirilecek.

BÜTÇE MARATONU

Meclis’e 17 Ekim’e kadar 2021 yılı bütçe teklifi gelecek. TBMM Başkanlığına sunulacak bütçe önce TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda daha sonra TBMM Genel Kurulunda görüşülecek.

Bütçe görüşmelerinin bu yıl Kovid-19 tedbirleri nedeniyle Plan ve Bütçe Komisyonu toplantı salonu yerine, daha geniş olan TBMM Tören Salonu’nda yapılması düşünülüyor.

YOĞUN GÜNDEM

Meclis’i 2021 yılı bütçesine kadar yoğun bir gündem bekliyor. Meclis, ekim ayı boyunca önemli düzenlemeler için mesai yapacak.

Tarım arazilerinin hobi bahçeleri gibi uygulamalarla bölünmelerinin engellenmesi, sahipli arazilerde izinsiz ağaç kesimiyle ilgili cezaların artırılması, makaron, yaprak sigara kağıdı, sigara filtresi ve alkol üretimi, satışının Tarım ve Orman Bakanlığının denetimine alınması, taklit ve tağşiş ürünleri üreten ve piyasaya arz edenlere yönelik yaptırımların ağırlaştırılmasını da içeren Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi, Meclis’in gündeminde yer alıyor.

Bu süreçte ayrıca enerji alanına yönelik düzenleme, yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla hazırlanan kanun teklifi, Tanık Koruma Kanunu’nda değişiklik teklifi ile Türkiye Çevre Ajansı kurulmasına ilişkin teklifin de TBMM Başkanlığına sunulması bekleniyor.

Bu arada Anayasa ve Adalet komisyonları üyelerinden kurulu TBMM Karma Komisyonu, hakkında “nitelikli cinsel saldırı” ve “tehdit” suçlamasıyla fezleke düzenlenen, yasama dokunulmazlığının kaldırılması istenen Bağımsız Mardin Milletvekili Tuma Çelik’in dosyasını görüşmek için 2 Ekim Cuma günü saat 10.30’da toplanacak.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X