‘Telafer’de saldırı olursa tedbir alırız’

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Haşdi Şabi’nin Telafer’e yöneldiği iddialarına ilişkin, “Telafer ve diğer bölgelerde saldırı olursa, bize yönelik bir tehdit oluşursa tedbir alırız.” dedi.

‘Telafer’de saldırı olursa tedbir alırız’

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Sudan Dışişleri Bakanı İbrahim Ghandourile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından bakanlığın resmi konutunda ortak basın toplantısı düzenledi.

Mevkidaşıyla hem Afrika hem de Türkiye ve bölgesindeki gelişmeleri değerlendirdiklerini söyleyen Çavuşoğlu, Sudan’da barış sürecine yönelik atılan adımları takdirle karşıladıklarını vurguladı.

Sudan’ın komşu ülkelere yönelik sorunlarda objektif ve dengeli tutumunu da takdirle karşıladıklarını dile getiren Çavuşoğlu, komşu ülkelerdeki sorunlar nedeniyle Sudan’ın çok sayıda mülteciyi ağırladığına dikkati çekti.

Çavuşoğlu, Suriye’de rejim unsurlarına ait bir helikopterin Tall Nayif’de bulunan muhalif unsurlara varil bombalı hava saldırısı düzenlemesi sonucu 2 muhalifin ve ayrıca DEAŞ’ın Aktarin’in güneydoğusundaki Ak Burhan bölgesinde düzenlediği bombalı araç saldırısı sonucu 2 muhalifin şehit olmasına ilişkin bir soruya karşılık, Suriye’de rejimin ve destekçilerinin bugüne kadar DEAŞ, PKK ya da El Nusra gibi bir derdi olmadığının herkes tarafından bilindiğini söyledi.

Rejim ve destekçilerinin aslında Halep’in barış ve güvenliğinin sağlanması için değil, kenti ele geçirmek için El Nusra’nın çekilmesini istediğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Bu tür saldırılar bizim DEAŞ’a karşı, ÖSO ve koalisyon güçleriyle beraber mücadelemizi durdurmaz ve Fırat Kalkanı operasyonu da devam edecektir. Fırat Kalkanı operasyonunun tek amacı bu bölgeden DEAŞ’ı temizlemektir. “ şeklinde konuştu.

“Dolayısıyla El Bab’a kadar bu operasyon ilerleyecek.” diye konuşan Çavuşoğlu, ayrıca insanların istemeleri halinde rahatlıkla geri dönebilmeleri için bu bölgenin güvenli bölge ilan edilmesi gerektiğini belirtti.

“DEAŞ sonrası iyi planlanmalı”

Bakan Çavuşoğlu, Haşdi Şabi’nin Telafer’e yöneldiği iddialarına ilişkin ise şunları söyledi:

“Bazı ülkelerin de grupların da tahrikiyle, desteğiyle intikam içinde olan Haşdi Şabi’nin bir taraftan Musul’a girmek istediğini, bir taraftan diğer bölgelerde Sünnilerin ağırlıkla yaşadığı bölgelere saldırmak istediğini görüyoruz. DEAŞ ile mücadele edilmeli ama DEAŞ sonrasını iyi planlayarak, yerel güçlerle bu mücadele yapılmalı. Musul ve Telafer’deki etnik ve mezhep dengeleri çok iyi dikkate alınmalı. Eğer buradaki gelişmeler bizim güvenliğimizi tehdit edecek bir duruma gelirse, biz koalisyonun içindeki katkımızın yanında kendi güvenliğimizi sağlamak için her türlü tedbirimizi alırız. Bu bizim uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkımızdır.

Diğer taraftan Telafer ve diğer bölgelerde saldırı olursa, yine burada bize yönelik bir tehdit oluşursa burada da tedbir alırız. Ayrıca buradaki Türkmen kardeşlerimizin hak ve hukukunu da koruma konusunda kararlılığımız da var Allah’a şükür muktediriz de. Oradaki kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmadık. Onlara yönelik saldırılar olursa elbette biz de buna duyarsız kalmayız.”

“FETÖ ile ilintili kişilerin Sudan’dan ayrılmalarını talep ettik”

Sudan Dışişleri Bakanı İbrahim Ahmed Abdulaziz Gandur, Sudan’da bazı Türk yatırımcıların faaliyet gösterdiğini, daha fazla Türk iş adamını ülkesine beklediğini belirterek iki ülke arasında Siyasi İstişare Komitesi kurulması kararı alındığını ve tarım bakanlarının, komite çalışması kapsamında bir araya geleceğini anlattı.

Gandur, Türk hükümetinin, farklı uluslararası platformlarda Sudan’a desteğini esirgemediğini söyleyerek ziyareti kapsamında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Başbakan Binali Yıldırım ile temaslarda bulunacağı bilgisini paylaştı.

“Sudan hükümeti, FETÖ okullarını kapattı. Türk halkı bunu memnuniyetle karşıladı. Özellikle FETÖ yapılanmalarının olduğu diğer Afrika ülkelerine bir mesajınız var mı?” sorusu üzerine Gandur, şunları söyledi:

“Türkiye’nin güvenliği, Sudan’ın kırmızı çizgilerinden birini teşkil etmektedir. Türk hükümetine ve halkına bu darbe girişimi sonrasında vermemiz gereken desteğin bir boyutu da bu tür önlemlerin alınmasını gerektiriyordu. Terör örgütüyle ilintili okul ve kurumların kapatılmasını gerektiriyordu. Biz de bu okulları kapattık. Milli Eğitim Bakanlığımıza devrettik. Bakanlık, bu okulların nasıl yönetileceği konusunda karar vermekte yetkili makam olacak.”

Gandur, kısa süre içinde Türkiye’den Milli Eğitim Bakanlığından bir heyetin ülkesini ziyaret edeceğini, bu konuda fikir alışverişinde bulunacaklarını belirterek “Buna ilaveten FETÖ ile ilintili kişilerin Sudan’dan ayrılmalarını talep ettik. Zaten Sudan’ı terk ettiler, artık Sudan’da değiller.” dedi.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X