İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Sait Buğdacı, AA muhabirine, gastroparezinin teşhisinde yaşanan zorlukları, tedavisinde kullanılan son yöntemleri ve hastaların dikkat etmesi gereken durumları anlattı.
İnsan vücudundaki bütün organların yüksek segmentli bir araç motoru gibi olduğunu ve sessiz bir şekilde 24 saat boyunca düzenli olarak çalıştığını söyleyen Buğdacı, kalp, mide ve ince bağırsaklarda değişen durumlara adaptasyon için hız sensörleri bulunduğunu vurguladı. Buğdacı, “Hızlardaki değişiklikler hastada çarpıntı, şişkinlik, kramp ağrıları gibi bulgularla ortaya çıkmaktadır. Kalpte sinüs nodu, mide ve ince bağırsaklardaki cajal hücreleri bu organların çalışma ritmini düzenleyen minik beyinlerdir. Mide de sayıca daha az olsa da kalp gibi ritmik çalışır, bu ritmik hareketteki azalma gastroparezidir.” diye konuştu.
Gastroparezinin semptom ve bulguları hakkında bilgi veren Buğdacı, şöyle devam etti:
“Şişkinlik hissi en sık bulgudur. Mide, içeriğini 4 saatte yüzde 90 boşaltmalıdır. Önceden boşalmayan yiyeceklere yenileri ekleneceği de düşünüldüğünde yemekten hemen sonra meydana gelen şişlik varlığında gastroparezi düşünülmelidir. Karın ağrısı, reflü ve göğüs ağrısı (reflüsü olan hastalarda gastroparezi daha da kötüleşmeye neden olur), kusma, diyabet ilaçlarının etkisiz olması (mideden bağırsağa geçmemesi nedeniyle) ve kan glikoz düzensizliği, hazımsızlık ve kilo kaybı en belirgin bulgularıdır. Gastroparezideki şişkinlik, hazımsızlık, gaz ve midede ağrı gibi semptomlar, diğer mide rahatsızlıklarının tipik belirtileridir. Bu nedenle hastanın doktora başvurmasından sonra daha çok diğer mide rahatsızlıklarına yönelik tedaviler uygulanır. Bu şikayetler uzun süre devam ettiği ve verilen tedavilere cevap alınamadığı için yapılan standart rutin tetkiklerden sonra gastroparezi teşhisi konulur.”
“Mide botoksu da nedenler arasında”
Şeker hastalarının yüzde 30’unda gastropareziye rastlandığını ancak sağlıklı insanların da bu hastalığa yakalanabileceğini kaydeden Buğdacı, gastroparezinin kadınlarda, erkeklere göre daha sık görüldüğünü aktardı.
Gastroparezinin birçok nedeni olduğuna dikkati çeken Buğdacı, “Potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi kan mineral değişiklikleri, tiroit yetmezliği, ilaçlar (özellikle narkotik gurubu ağrı kesiciler) ve günümüzün popüler zayıflama yöntemi mide botoksu bu hastalığın önemli nedenleri arasındadır.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Mehmet Sait Buğdacı, teknolojinin ilerlemesiyle gastroparezi tanısı için çok farklı yöntemler kullanıldığını belirterek, “Sintigrafi ve wireless motilite kapsülü ile kesin tanı konur. Sintigrafide radyonüklitle işaretli maddeler kullanılırken motilite kapsülleri; mide içindeki asit düzeyi, mide boşalma zamanı, bağırsakların çalışma düzeni gibi detaylar vermektedir. Kalp EKG’si gibi mide için de EGG (elektrogastrografi) geliştirilmiştir. EGG ile mide hareketleri 24 saat değerlendirilebilmektedir.” şeklinde konuştu.
“Lifli gıdalar azaltılmalı”
Gastroparezi hastalarının sabah iyi beslenmesi gerektiğine ve bu öğünde katı gıdalar tüketmelerinin önemine vurgu yapan Buğdacı, “Her ne kadar genel anlamda pek çok hastanın sağlıklı beslenme diyeti listesinde yer alsa da lifli gıdalar bu hasta grubunda azaltılmalıdır. Aşırı lifli beslenme bu hastalarda, midede bezoar adı verilen taşlaşmış yiyecek yumaklarına neden olabilir.” dedi.
Buğdacı, gün içinde egzersiz ve tempolu yürüyüşle mide içeriğinin kolayca ve yer çekimi etkisiyle boşalabildiğine dikkati çekerek, gastroparezi hastalarına egzersiz yapmayı ve yürümeyi önerdi.
Buğdacı, Avrupa Gastroenteroloji ve Hepatoloji Dergisinde yayınlanan bilimsel bir makalede zencefil kullanımının gastroparezi tedavisinde yararlı olduğunun tespit edildiğini dile getirerek, “Ancak genel bir prensip olarak altını çizerek belirtmek gerekirse bitkisel ilaçlar ilk basamakta ve tek başına kullanılmamalıdır. Çünkü bitkisel kürlerin çoğunda ne kadar doz, ne kadar süre kullanılması gerektiği standardize edilmemiştir. Ayrıca pek çok kez zararlı yan etkileri ile karşılaşmış biri olarak bitkisel kürlerin uzun süreli kullanımındaki yan etkilerinin bilinmediğinin altını çizmek isterim. Tedavide mide hareketini artıran metoklopramid, eritromisin, domperidon içeren ilaçlar öncelikle denenmelidir. Bu ilaçlara yanıtsız olgularda, alternatif tedavi olarak sandostatin denenebilir.” diye konuştu.
“Mide pili alternatif tedavi yöntemi olabilir”
Alternatif tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veren Buğdacı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hassas bağırsak sendromunda kullanılan tegaserodun gastroparezide de yararlı olduğu gösterilmişse de araştırma aşamasında 10 binden fazla hastanın birkaçında kalp ve beyinle ilgili yan etkiler çıkması nedeniyle soru işaretleri oluşmuştur. Aradaki ilişki araştırılmaktadır. Mide pili; kalp pili gibi elektriksel uyarı üreterek midenin kasılmasını uyarır ve boşalmasını sağlar. Obezite tedavisinin yanı sıra mide boşalmasını uyarmak için gastroparezide geleceğin tedavileri arasındadır. Cerrahiye alternatif olarak endoskopik olarak POP (peroral piloromyotomi) yöntemi ile mide çıkışı gevşetilerek gastroparezide boşalmayan mide içeriği bağırsağa kolayca aktarılabilir. Mide duvarına yaygın olarak enjekte ederek yaptığımız botoks, tokluk hissini uyarıp içeriğin boşalmasını geciktirdiği için günümüzün popüler zayıflama yöntemleri arasındadır. Aynı mantıkla sadece mide çıkışına yapılacak botoks uygulaması da mide çıkışını sürekli açık tutar ve boşalmayı kolaylaştırır.”
AA