Türkiye’de yılda ortalama 23 binin üzerinde deprem meydana geliyor. Ülke topraklarının yüzde 66’sı, yani nüfusun yaklaşık yüzde 71’i riskli alanlarda oturuyor.
Bu da yaklaşık 59 milyon kişiye denk geliyor. Yaklaşık bir yüzyılda Türkiye’de 60’a yakın büyük deprem olurken, bu depremlerde 80 bini aşkın vatandaş hayatını kaybetti.
Ege Deniz’inde yaşanan ve İzmir’i etkileyen 6,6 büyüklüğündeki deprem sonrası yapıların durumu tartışılırken ülke genelindeki riskli yapılar alarm veriyor. Dört bir yanı aktif faylarla çevrili olan Türkiye’de bazı büyükşehirlerde ciddi oranda riskli bina bulunuyor. Kentsel dönüşüm çalışmalarının yoğunluk kazandığı 2012’den bu yana 197 bini aşkın riskli yapıdan 165 bini yıkılmıştı.
Yeni yapılan tespitler de tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor. Sadece geçtiğimiz yıl ülke çapında 9 bin 647 adet yapıda risk tespit edildi. 2012 yılından bu yana ise en çok riskli yapının tespit edildiği şehirler arasında 68 bin ile İstanbul başı çekti. Onu 18 bin 764 ile İzmir, 18 bin 203 ile Ankara, 10 bin 294 ile Antalya, 6 bin 343 ile Konya takip etti. İstanbul’daki riskli binalarda yaklaşık 353 bin konut ve iş yeri bulunuyor. Bu binaların yaklaşık yüzde 85’i yıkıldı.
Yeni yapılan tespitler ve henüz tespiti yapılmayan binalarla birlikte, İstanbul’da hâlâ önemli miktarda riskli yapı bulunuyor. Uzmanlar özellikle İstanbul, Bursa, Sakarya, Manisa, Balıkesir, İzmir, Denizli, Aydın, Kahramanmaraş, Erzurum, Hakkâri, Hatay, Aksaray, Bolu, Yalova, Eskişehir, Muğla, Bingöl ve Kütahya gibi illerin, başlıca risk bölgeleri olduğunu belirtiyor.
1999 ÖNCESİ TEHLİKELİ
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın riskli yapı tespitleri, kat malikleri tarafından başvuru üzerine yapılıyor. 1999 yılından önce yapılan binalarda yapı denetim şartının olmayışı sebebiyle o binaların asıl tehlike olduğu vurgulanıyor. Türkiye’de bugün dönüştürülmesi gereken konut sayısı 6,7 milyon olarak belirlenmişti. 2023 yılına kadar 300 bini İstanbul’da olmak üzere 1,5 milyon konutun dönüşümünün yapılması planlanıyor.
İHA