Ümitcan Uygun’un annesi Gülay Uygun, 17 Eylül 2020 saat 19.00 sularında Ankara Bağlum’da ölü olarak bulundu. Ölüm olayının ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kapsamlı bir soruşturma başlattı. İlk incelemede ateşli silah yaralaması sonucu olduğu tespit edilen Gülay Uygun’un yanında bir intihar mektubu da bulundu.
KAĞITTA PARMAK İZİ İNCELEMESİ
Savcılık not kağıdı üzerinde parmak izi incelemesi yaptırdı. İnceleme sonucunda Gülay Uygun’a ait üç ayrı parmak izi ile nottaki parmak izlerinin aynı olduğu tespit edildi. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’nce yapılan incelemede ise not kağıdı üzerindeki yazıların, Gülay Uygun’un işyerinde kullandığı el yazısı doküman ve dilekçelerle aynı olduğu belirlendi. Yine Gülay Uygun’un aile avukatlarına aynı gün sabah saatlerinde intihar edeceğine dair sesli mesaj gönderdiği, eşini de arayıp helallik istediği tespit edildi. Ailenin ve avukatın bu gelişme üzerine durumu 10.12 itibariyle 112 Acil çağrı merkezine bildirdiği görüldü. Bildirim sonrası hemen teknik takibe başlandı, ancak ölüm olayına kadar Gülay Uygun’a ulaşılamadı.
ELİNDE ATIŞ ARTIĞINA RASTLANDI
Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından düzenlenen raporda, olay yerinde bulunan boş kovanın, Gülay Uygun’un yanında bulunan tabancadan atıldığı ve yine Uygun’un her iki elinde de atış artığı bulunduğu kaydedildi. Olay yerinde bulunan aile fertleri ve vatandaşların ellerinde ise herhangi bir atış artığına rastlanmadı.
Kamera görüntüleri de detaylı incelendi. Buna göre; Gülay Uygun saat 08.58’de bir binanın kameralarınca kayda alındı. Elinde bir poşet ile sokakta tek başına ilerliyordu. Sanatoryum Caddesi’nde saat 08.59’da bir taksiye bindi. Savcılık soruşturma kapsamında söz konusu taksi sürücüsünün ifadesine de başvurdu. Sürücü ifadesinde; “Elinde bir poşet ile araca bindi. Aramızda bir konuşma geçmedi. Bağlum son durağa geldiğimde devam etmem gerektiğini ineceği yeri söyleyeceğini ifade etti. 5 kilometre daha gittikten sonra durmamızı istedi. 100 lira bütün para verdi. Para üstünü aldıktan sonra araçtan inerek yolun karşısına geçti” dedi.
Adli Tıp Grup Başkanlığı raporunda; Gülay Uygun’un sağ kulak kepçesinin 3,5 cm üzerinde, ateşli silah mermi giriş deliği, sol kulak kepçesinin 5,5 cm üst kısmında ise yırtıklı ateşli silah mermi çekirdeği çıkış deliği yarası bulunduğu aktarıldı. Toksikolojik incelemede zehirlenmeye ilişkin bir delil bulunmadığı, ateşli silah mermi çekirdeği yaralanması dışında travmatik bir tesirle öldüğüne dair delil bulunmadığı ifade edildi. Ateşli silah yaralamasının tek basına ölümü meydana getirebilecek nitelikte olduğu vurgulandı.
Savcılık aile fertleri ile tanıkların ifadelerini de aldı. Aile fertleri, Gülay Uygun’un bir televizyon programında hakkında ortaya atılan iddialar nedeniyle bunalıma girmesi sonucu intihar ettiğini söyledi. Mesai arkadaşları ise Gülay Uygun’u “hareketli, çalışkan ve işini severek yapan bir personel olarak” tanıdıklarını anlattı. Esra Hankulu, Aleyna Çakır ya da Gülay Uygun’un çocuklarının kuruma hiç gelmediğini söylediler.
Aile avukatı ölüm olayı sonrası suç duyurusunda bulundu. Dilekçede; Uygun’un bir televizyon programında hakkında “yurt kızlarını gece yaşamına yönlendirdiği” gibi iddialar üzerine bunalıma girerek, intihar ettiği belirtildi. Bu iddiaların araştırılarak, program sunucusu ve iddialarda bulunanlar hakkında soruşturma yapılması istendi. Savcılık bu gelişme üzerine söz konusu televizyon programı kayıtlarını da mercek altına aldı. Programa katılanların ifadelerine başvuran Savcılık, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan rapor da aldı.
Bakanlığın raporunda; 1997 yılından beri kurum bünyesinde çalıştığı aktarıldı. Raporda: televizyon programındaki iddialar üzerine Gülay Uygun’un ilgilendiği kızlara ulaşıldığı aktarıldı. Kız çocuklarının Gülay Uygun’un kendilerini gece hayatına özendirmediği, aksine ileride hayatlarını kurtarmaları için memuriyete girmelerini tavsiye ettiği, kızlara anne şefkati ile yaklaştığı, şiddet uygulamadığı, kendisine “yurt anne” dediklerini söyledikleri ifade edildi. Bu beyanların yurt personeli ve amirlerinin beyanları ile de uyumlu olduğu vurgulandı.
SAVCILIK TAKİPSİZLİK KARARI VERDİ
Tüm beyanları, raporları ve delilleri inceleyen Savcılık, “Gülay Uygun kendi iradi eylemi neticesinde yaşamına son verdi” dedi ve takipsizlik kararı verdi. Savcılığın kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında özetle şu ifadelere yer verildi:
RUHSAL BUNALIMA GİRDİ İNTİHAR ETTİ
Kamuoyunda Aleyna Çakır ismi ile tanınan Sema Esen’in ölümü ile ilgili sosyal medya ve bazı televizyon kanallarında çeşitli iddialar üzerine 2020 yılı Eylül ayında … kanalında yayımlanan programda iddialar ele alınmaya başlandı. Özellikle 15 Eylül 2020 tarihli yayında ve sonrasında iddiaların müntehir Gülay Uygun’a yönelik olarak çocuk yetiştirme yurdunda çalıştığı ve buradaki kızları gece hayatına yönlendirdiği, bu konuların bakanlık tarafından ve savcılık soruşturması kapsamında ele alınmasına yönelik iddialar ortaya atıldı.
Bu iddialardan sonra ruhsal durumu bozulan müntehir Gülay Uygun’un 17 Eylül 2020 tarihinde yanına tabanca alarak evden çıktığı ve bir taksi ile kırsal alana gittiği, buradan eşine ve avukatına haklarını helal etmeleri için mesaj yolladığı, telefonla görüştüğü, tanıdıkları ile veda ettikten sonra yanında getirdiği tabanca ile basına ateş ederek intihar ettiği görüldü. Veda mesajlarını öğrenen aile bireyleri ile avukatının savcılığa ve BTK’ya başvurarak sinyal bilgilerinden müntehirin yerinin tespitini istedi. Gün boyu 112 servisini arayarak kolluk ekiplerinden yardım istediler. Ancak aramalar sonucu akşam saatlerinde müntehirin cesedi bulundu.
SORUŞTURMA GENİŞLETİLDİ:
Sosyal medyada ve televizyon programında Gülay Uygun’un ölümü ile çocukları veya eşinin ilişkili olabileceğine dair iddialar üzerine soruşturma genişletildi. Bu iddialar ile ilgili gerek programa katılanlar, gerekse müntehirin tanıdıkları ve ailesi tarafından verilen beyanlar birlikte incelendiğinde, olay günü müntehirin tek başına olduğu, yalnız olarak taksi ile bulunduğu yere geldiği bulgularının aksine; ölümü sırasında yanında başka kişilerin olduğuna dair hiçbir tespit yapılamadığı görüldü.
Yine sosyal medyada ve televizyon yayınlarında müntehirenin öldürülmediyse dahi bir kısım çevresi tarafından intihara yönlendirilmiş olabileceği iddiaları ile bir televizyon programındaki soyut isnat ve iddiaların Türk Ceza Kanunu 84. Madde kapsamında intihara yönlendirme suçu kapsamında inceleme genişletildi.
Programda ele alınan konular ve bu konuların işleniş biçimlerinin müntehireyi psikolojik olarak etkilediği kabul edilse bile intihar eylemi ile doğrudan irtibatı ve bu suçun unsurları bulunmadığından iddialarla ilgili soruşturma sürdürülemedi. Sonuç olarak; müntehirin kendi iradi eylemi neticesi hayatına son verdiği, müntehiri intihara azmettiren, teşvik eden, intihar kararını kuvvetlendiren ve intihara teşebbüs eylemine yardım eden herhangi bir kimse olmadığı gibi olay nedeniyle herhangi bir kimseye atfı kabil kusur ve suç bulunmadığı anlaşıldığından, olay nedeniyle açıklanan gerekçe doğrultusunda kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
TV PROGRAMI İÇİN AYRI SORUŞTURMA
Savcılık televizyon kanalında Gülay Uygun hakkında ortaya atılan iddialarla ilgili ise “hakaret ve iftira” suçlamasıyla soruşturma başlatılmasına karar verdi. Savcılık kararında buna ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi:
“Müntehirenin intiharı öncesi televizyon kanalındaki yayınlar ile ilgili olarak müntehirin esi Durak Uygun’un vekili tarafından verilen dilekçe, müntehirin bırakmış olduğu intihar mektubu ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın hazırlamış olduğu rapor kapsamında, iftira ve hakaret suçları ile ilgili; bu eylemlerin televizyon yayını sırasında olması nedeniyle gerekli soruşturmanın yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’na soruşturma dosyanın bir örneğinin gönderilmesine, (iddialarla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’nda … sayılı soruşturma başlatılmıştır.)