Yürütülen çalışmalarla, sarayda yapıldığı ve 200 yıla yakın geçmişi olduğu belirlenen örtü, ustalar tarafından titizlikle işlenerek kent belleğine kazandırılıyor.
Sadece üzerindeki desenlerin bir yıl süren çalışmayla okunarak yapım tekniklerinin belirlendiği örtü, tamamlandığında eskisiyle değiştirilerek gelecek nesillere de ulaştırılacak.
Bursa Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Nilüfer Karakoç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Olgunlaşma Enstitülerinin, geçmişe sahip çıkarak ve kültürel değerleri geleceğe aktarma misyonuyla çalışmalarını yürüttüğünü söyledi.
Bu kapsamda padişahların türbe örtülerini yeniden işlemeye başladıklarını anlatan Karakoç, şöyle konuştu:
“Öncelikle Cumhurbaşkanlığı projesi kapsamında İstanbul’daki türbe örtülerini işlemeye başladık. Buradaki atölyemiz de Bursa’daki Osmanlı padişahlarının türbe örtülerini işliyor. Bu çerçevede daha önce Orhan Gazi, 1. Murat ve Yıldırım Bayazıt örtüleri çalışıldı. Arkadaşlarımız şu anda Osman Gazi türbe örtüsünü işliyor.” diye konuştu.
Karakoç, 2010 yılında yapılan bir protokolle türbe örtülerini işlemeye başladıklarını belirterek, “Osman Gazi türbe örtüsü diğerlerinden çok daha farklı. Bu bir ustalık eseri olduğu için en sona bunu bıraktık. Çok farklı ustalıklar ve teknikler isteyen bir türbe örtüsü olduğu için son olarak bunu aldık.” ifadelerini kullandı.
Enstitünün El Sanatları Bölümü Şefi Güleser Sencar da türbe örtüleri yenileme projesine 2009-2010 eğitim-öğretim yılında başladıklarını söyledi.
Sencar, 9 yıllık deneyim sonucunda atölyede bu çalışmanın yürütüldüğünü belirterek, “Osman Gazi türbe örtüsünü 3 yıldır çalışıyoruz ama bu 3 yılın bir yılı tamamen desenin okunması ve altyapısının çözülmesiyle geçti. Aktif olarak 1,5 yıldır artık formülleri çözerek işlemeye geçmiş bulunuyoruz.” dedi.
“O kadar önemli bir eser ki…”
İlk çalışmalarına, örtüsü olmayan bir türbeye örtü yaparak başladıklarını anlatan Sencar, şunları kaydetti:
“Sonrasında, ecdadımıza gereken saygının gösterilmesi ve mekanların olması gereken düzende olması düşüncesiyle yola devam ettik. Osman Gazi türbe örtüsü çok başka bir şey, o kadar önemli bir eser ki eseri yenilemekten ziyade koruma altına alınması gerekiyor. Vatandaş bunun işlemesini ya da üzerindeki telini koparıyor ve korunması gereken esere zarar veriliyor. Bunun için de örtünün hızla koruma altına alınması gerektiğini düşünerek işlemlerimizi hızlandırıyoruz. İnşallah, bir an evvel bitirip yerine sereriz. “
“Eserin çok iyi okunması gerekiyor”
Sencar, örtünün, altyapı çalışmaları, işleme tekniği ve yazılarıyla gelecek nesillere aktarılması gereken bir eser olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bu örtü, sarayda yapılan bir teknikle, ‘Maraş işi’ dediğimiz sim sırma, dival işi isimleriyle yer alır tarihimizde. Maraş işi, belli bir kat üzerine simle işlenen bir tekniktir. Alt ipi ayrı, üst ipi ayrı. Fakat Osman Gazi türbe örtüsünde ekstra bir teknik var. Ahşap oymacılığı tekniğiyle oymacılık sanatı var. Biz burada, çirişli kağıtlarla hamurlar hazırlıyoruz ve kağıtlar oluşturuyoruz. Normalde bunları möhlüke ve biz kullanarak işlemeye hazırlıyoruz. Fakat Osman Gazi türbe örtüsünün, ahşap oymacılığı yapan ustaların kullandığı bıçaklarla oyulduğunu çözdük. Desen çalışması ve altyapının çözülmesi çok uzun sürdüğü için gelinen sonuç bu oldu.”
Eski bir eseri yenisi gibi yapmak için eserin çok iyi okunması gerektiğinin, kendilerinin de bu hassasiyetle birçok ustadan destek aldıklarının altını çizen Sencar, “Çok kapı çaldık ve bilen insanlarla görüştük. Daha sonra İnegöl Müzesi’ndeki bir ustadan destek aldık. Arkadaşlarımla hem bıçak kullanmayı hem oyma sanatı öğrenmeyi hem de bıçakları törpülemeyi öğrenmek için 2 aylık bir eğitim aldık. Ancak sonrasında da aylarca atölyemizde oyma çalışmalarımız devam etti, ta ki eserin üzerindeki sonuca ulaşana kadar. Çünkü siz onu okuyabilirseniz, duygularınızla yontuyorsunuz.” diye konuştu.
Atölyede 8 usta öğretici ile çalıştıklarını ve herkesin farklı çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Sencar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Arkadaşların bu alanda 10 yıllık deneyimleri var. Burada iki arkadaşımız möhlüke ve desen çıkarma işlemini yapıyor. Hamur kağıtlarımızı atölye olarak hazırlıyoruz. Möhlüke ile çıkardığımız desenlerimiz bir başka arkadaşımızda kat oluşumuna girer. Her birinin ayrı bir numarası vardır ve katları oluşur. Bundan sonra oyma tezgahına girer ve oyma bıçaklarıyla tezgahta desenler oyulur. Daha sonra desenler üzerinde tırtık kalmaması için törpüleme yapılır. Desen olması gereken noktaya geldiğinde artık kumaş üzerindeki yerini alır ve Maraş işi tekniğinde işlemeye devam edilir.”