CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün, Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde üzüm bağında çalışan kadınlara yaptığı ziyaretteki konuşmalar oldukça dikkat çekiciydi.

Bir işçi, “Gemiciye verilen mazottan istiyorum. Mazot 24 lira oldu. Elektrik yüzde 195 zamlandı, şalterlere nasıl basacağız. Gübre aldık, zehirciden çıkamadık. Biz bunlarla nasıl üretim yapacağız. Nasıl üreteceğiz. Üretsek satacak pazar bulamıyoruz. Üç tüccarın elindeyiz. Onlar belirliyor, o fiyatın bir kuruş üzerine çıkamıyoruz” diye konuştu.

Gençlerin bahçede çalışmak istemediğini belirten bir başka kadın işçi ise “İhtiyaçlarımızdan kasıp çocuklarımızı okutacağız diye uğraşıyoruz” dedi.

Bir başkası ise “65 yaşında olanı da 20’si de var. Hiçbirimizin sosyal güvencesi yok. Sigortamız yok. Hiçbirimizin garantisi yok. 65-75 yaşındaki teyzelerimiz emekli olamıyor. 23 liradan mazot alıp ne yapabiliriz. 3 liraya üzüm sattık bu sene. Bu sene ihraç edilecek kalitede üzüm yetişmeyecek. Bu sene yeterli gübre atamadık” dedi.

6 dönüm araziye 166 lira gübre ve mazot desteği alabildiğini belirten bir başka kadın, bunun sadece 6 buçuk litre mazota denk geldiğini söyledi.

Kadınlardan umutsuz olmamalarını isteyen CHP lideri Kılıçdaroğlu ise şöyle konuştu:

“Umutsuz olmayın. Sandık gelinceye kadar sabredin. Ben ve arkadaşlarım tüm çiftçilerin hakkını hukukunu savunmak zorundayız. Siz üretmezseniz 84 milyon aç kalacak. Yeteri kadar destek verilmediği için mercimeği, nohudu, canlı hayvanı dışarıdan getiriyoruz. Bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümeti yabancı çiftçiler için çalışıyor, sizin için değil. Sanmayın ki sadece siz dertlisiniz. Doğu’ya gidin oradaki çiftçi de dertli, Orta Anadolu’daki de Antalya’daki de öyle. Sera yapmış, naylonun kilosu kaç lira olmuş? Mal ihraç etmişler savaş dolayısıyla 50 milyar dolar ihracatçı alamıyor. Alamadığı için çiftçiye ödeyemiyor. Çiftçi iflas edecek, öbürü iflas edecek. Pek çok sorun var. Ama dediğim gibi asla umutsuzluğa kapılmayın. Elinizi vicdanınıza koyarak oy kullanın. Geçmişte farklı partilere oy vermiş olabilirsiniz. Türkiye’nin aydınlığa çıkması lazım. Alın teri dökene hükümetin hakkını teslim etmesi lazım.

Geçse de geçmese de köprü 200 lira. Siz ödüyorsunuz. Belki hayatınız boyunca geçmeyeceksiniz ama ödüyorsunuz. 3 milyar liraya mal olan bir şeye 90 milyar dolar ödüyorlar. Sizden kesip onlara ödüyorlar. Bunların tamamını düzelteceğiz. 6 parti bir araya geldik. Dedik ki ‘Bu memleketin düzelmesi lazım’. Siz üretmezseniz memleket batar. Pazara giden insan da doğru düzgün bir şey alamıyor. Domatese bakıyor bibere bakıyor fiyatlar çok yükselmiş, alamıyor. Devletin destek vermesi lazım. Olması gereken şu. Dönüm başına maliyeti bulacaksınız. Üstüne makul bir kar koyacaksınız. Diyeceksiniz ki ‘Ben hükümet olarak ben üzümü bu fiyattan alıyorum’ Bunun üstüne satıyorsan sat. Ama onun altına fiyat düştüğü zaman ‘Ben satın alacağım’ diyecek. O zaman çiftçi zarar etmeyecek. Çiftçi aç kalırsa hepimiz aç kalırız.”