Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası ve Devlet Çoksesli Korosu, klasik müzik tarihinin duygusal yoğunluğu en yüksek eserlerinden biri olan Giuseppe Verdi’nin Requiem’ini dinleyiciyle buluşturdu.
Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Osmangazi Salonu’nda gerçekleşen konserde, bestecinin müziğinde hem kişisel bir yas hem de evrensel bir ifade biçimi olarak hayat bulan bu önemli yapıtı sahneye taşındı.
SANATSAL KADRO…
Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nı, Türkiye’nin deneyimli şeflerinden Naci Özgüç’ün yönettiği konser, Devlet Çoksesli Korosu’nun sanat yönetimi, koronun daimi şefi Burak Onur Erdem tarafından yürütüldü. Requiem’in dört solist partisini ise Ssoloları soprano Gülbin Kunduz Günay, mezzosoprano Nesrin Gönüldağ, tenor Erdem Erdoğan ve bas Engin Suna seslendirdi. ise alanında öne çıkan sanatçılar tarafından seslendirildi.
Bir besteciden dostuna saygı duruşu
Verdi’nin Requiem’i, 19. yüzyıl İtalyan edebiyatının önemli isimlerinden Alessandro Manzoni’nin 1873’teki vefatının ardından yazıldı. Manzoni’ye duyduğu derin hayranlık ve saygıyı ifade etmek isteyen Verdi, bu eserle yalnızca kişisel bir anma yaratmakla kalmaz, aynı zamanda insanlık durumuna dair evrensel bir yas anlatısı ortaya koyar. Requiem’in anlatımı, inanç sınırlarını aşarak yaşamın geçiciliğine dair güçlü bir müzikal ifade sunar.
SESSİZLİĞİN ARDINDAN GELEN GÜÇLÜ BİR SES…
Verdi’nin opera dışındaki nadir yapıtlarından biri olan bu eser, dramatik yapı ve operatik ifadeyle dikkat çeker. Fısıltıya yakın bölümlerden ansızın yükselen güçlü koro çıkışlarına kadar, Requiem’in her anı insanın iç dünyasına hitap eder. Bu ses evreni, sadece bir dini ritüel değil, aynı zamanda zamansız bir içsel sorgulama olarak da algılanabilir.