Yargıtay, yıllardır tartışılan taşeron işçilerin kıdem tazminatının kim tarafından ödeneceğine dair emsâl bir karara imza attı. Bir kamu hastanesinde taşeron şirket bünyesinde temizlik görevlisi olarak çalışan işçi, emeklilik sebebiyle işten ayrıldı.
Kıdem tazminatını dahi alamayan temizlik görevlisi, İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. İşçi, hastanede haftanın 6 günü fazla mesai yaparak çalıştığını, bayram tatillerinde de çalıştığını, yıllık izinlerini hiç kullanmadığını öne sürdü. Davalı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu avukatı ise belirsiz alacak davası açılmayacağı ve hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davanın açıldığı tarihten 5 yıl önce muaccel hâle gelen ücret alacaklarının zaman aşımına uğradığını savundu.
Davacının emeklilik dilekçesiyle iş sözleşmesini sona erdirdiğini, ihbar ve kıdem tazminatına ilişkin giderlerin sözleşme ve genel giderleri içinde firmaya ödendiğinden idarenin sorumluluğunun bulunmadığını dile getirdi. Asıl işveren konumunda olmadıkları ve sorumluluğun müteahhitlere ait bulunduğunu, asıl işverenin anılan firmalar olduğunu savunan avukat, davanın husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etti.
Davalı taşeron şirket avukatı ise davacının talepleri konusunda sorumluluğu bulunmadığını dile getirdi. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmederek, tazminatın Kamu Hastaneleri Birliği tarafından ödenmesine karar verdi. Kararı davalı avukatı temyiz etti.
Yargıtay 9. Hukuk Dâiresi, tazminattan taşeron şirketin de sorumlu olduğuna dikkat çekti. Kararda, “Somut uyuşmazlıkta davalı şirketi son alt işveren olup, kıdem tazminatının tamamından diğer davalı kurum ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumludur. Mahkemece davalı kurumun rücu haklarında ihlal eder şekilde davalı firmanın kıdem tazminatından sorumlu tutulmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir” denildi.
İHA