Bursa ne kadar genişlerse genişlesin… Yeni yerleşim alanlarında yeni cazibe merkezleri ne kadar oluşursa oluşsun, Atatürk Caddesi ve Heykel bölgesinin kentin merkezi olma gerçeği değişmiyor.
O bakımdan…
Atatürk Caddesi’nin, yani Heykel bölgesinin özel bir yoğunluğu olduğu için araç trafiği de, yaya trafiği de günün her saati fazla, hep sıkışık.
Ne var ki…
Dünyanın belli başlı kentlerinde sessiz şehir uygulamasının da getirdiği bir akım var. Bu akım, kent merkezlerinin araç trafiğinden arındırılmasını öngörüyor.
İşte…
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de merkezdeki yoğunluğu azaltıp araç ve yaya trafiğini rahatlatmak amacıyla yeni projeler geliştiriyor.
Örneğin…
25 yıl önce tek yönlü trafik uygulamasına dönülen Atatürk Caddesi’nin bugün artık taşıt trafiğini taşıyamaz hale gelmesi nedeniyle lastik tekerlekli araç trafiğine kapatılmasını planlıyor.
Projeye göre…
Cadde tramvay hattı dışında tüm motorlu araçlara kapatılıyor ve yalnızca yayaların kullanımına bırakılıyor. Uygulamayla, kentin merkezinde alışverişin yeniden gelişeceği yayalara ait bir alan oluşturulmak isteniyor.
Bu noktada…
Büyükşehir’in karşısına zaten sıkışık olan araç trafiğine hangi alternatif güzeargâhtan yol verileceği sorunu çıkıyor.
Çünkü…
Çakırhamam’dan Cumhuriyet Alanı’na, yani Heykel’e kadar gidiş yönü olarak kullanılan Atatürk Caddesi trafiğinin alternatif güzergâhı yok.
O bakımdan…
Atatürk Caddesi trafiği törenler için kesildiğinde bile neredeyse kentin tamamında trafik sorunu ortaya çıkıyor.
Kulağımıza gelen bilgilere göre, Başkan Altepe uzman kadrosuna çözüm olarak yer altı caddesi üzerinde çalışmalarını önerdi.
Böylece…
Geçtiğimiz hafta Olay Televizyonu’ndaki Her Açıdan programında konuk ettiğimizde ilk kez açıkladığı ve 10 Nisan günü bu sütunlardan duyurduğumuz yeni metro hatlarıyla bazı caddelerin yeraltına alınması kararını gerçekleştirmek için de ilk adım atılmış oluyor.
Barışık’ın kafasında Şanzelize vardı
Atatürk Caddesi’nin günün belli saatlerinde de olsa kapatılması düşüncesini ilk olarak Ekrem Barışık’tan duyduk. Üstelik, o yıllarda Atatürk Caddesi çift yönlü trafiğe açıktı.
1982’de atamayla gelip 1984’te ANAP Adayı olarak Bursa Belediye Başkanı seçilen Barışık’ın kafasında, Paris’in Şanzelize bölgesi gibi Ulucami-Kafkas arasındaki bölümü akşam saatleri kapatmak, masaların caddeye konulacağı kafeteryalar açmak vardı.
Projesi için önce Postane’nin arkasından Kafkas’a kadar gelen alternatif yol açmak üzere kamulaştırmaları yapıp yıkıma da başladı.
Ne var ki…
Açılan alan, kendisinden sonraki dönemde Nalbantoğlu Çarşısı’na dönüştü.
Suriyeliler Çevre Yolu’nun kenarında çadırkent kurdu
Bursa’yı anlatırken; Anadolu’daki tüm kentlerden, Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan gelenlerin bir arada yaşadıklarını söylüyorduk. Suriyeli mülteciler eklenince, genel tanıma Ortadoğu’dan gelenler de girdi.
Kentin günlük yaşamı içinde Suriyeli dostlarımız artık her yerde varlar, bazı semtlerde neredeyse çoğunluğu oluşturacak duruma ulaştılar.
Hatta…
Çalışma yaşamına girdiler, özellikle de konfeksiyon imalathaneleri için hem sermaye, hem de insan kaynağı oldular.
Bununla birlikte…
Bursa’daki Suriyeli yapısında ilginç gelişmeler de oluyor.
Örneğin…
Son günlerde Bursa Çevre Yolu’nun Batı bölümünde, Dereçavuş bölgesinde 10 çadırla başlayıp 40 çadıra kadar ulaşan ve giderek büyüyen bir çadırkent oluştu.
Çadırları Dereçavuş Muhtarı Hakan Ekim’e sorduk. “15 gün kadar önce ilk çadırlar kurulduğunda düğün için Bursa’ya geldiklerini söylemişlerdi. Fakat giderek yerleşiyorlar ve çadır sayısı da artıyor” dedi.
Mültecilerin köy içinde dolaşmaları nedeniyle bazı sıkıntılar başladığını da kaydeden Ekim, sorun yaşanmaması için muhtarlık olarak dikkatli davrandıklarını söyledi.
Çalıp söyleyerek Bursa kültürünü Avrupa’ya yayıyorlar
Bursalılar artık Nilüfer Kadın Korosu’nu çok iyi tanıyorlar. 2005 yılında kurulan ve hiç müzik eğitimi almamış kadınlardan oluşan koro rengarenk giysileri, eğlenerek seslendirdikleri şarkılarla hem Bursa’daki konserlerinde salonu dolduruyorlar, hem yurtdışı konserlerinde büyük ilgi görüyorlar.
Nitekim…
2 hafta önce Hollanda’da müzik festivaline davetli katıldılar. Şimdilerde İtalya’ya hazırlanıyorlar. Bursa’ya ait bir erkek eğlencesi geleneği olan gezek kültürünü Kadın Korosu olarak İtalya’da sergileyecekler.
Ardından da İspanya yolculuğuna çıkacaklar.
Ancak…
Önemli bir sorunları var. Korodaki kadınlar yurtdışı masraflarını kendileri karşılıyorlar, ama sponsor desteği olmadığı için saz ekibi götüremiyorlar.
Şef Dr. Aysel Gürel buna korodaki kadınlara aynı zamanda ritim çaldırarak formül bulmuş. Gittikleri her yerde çalıp söyleyerek gönülleri fethediyorlar.
Yardım amaçlı konserlerin vazgeçilmezi Nilüfer Kadın Korosu Şefi Dr. Aysel Gürel ve Mestaniye Efe ile sohbet ederken, “Bursa’mızın kültürünü kendi imkanlarımızla her yere taşıyoruz. Sazlarımızı götürebilsek daha iyi olacak, ama götüremeyince hayatlarında ilk kez şarkı söyleyen arkadaşlarımız yine hayatlarında ilk kez ritim çalıyorlar” dediler.