Her şey… Adana’da ekmeğe GDO’lu katkı maddesi karıştırıldığı haberleriyle başladı. İnsanlar önce GDO’lu katkı maddesini anlamaya çalıştılar, sonra da tartışmalar Adana’dan dalga dalga her yere yayıldı.
Gerçi…
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik hafta içinde Adana’daki fırınlarda GDO’lu ekmeğe rastlanmadığını, katkı maddesi üreten 5 firmadan 1’inde sorun olduğunu açıkladı, ama daha ilk günden itibaren Bursa’daki fırınlar da katkı maddesi sorularıyla karşılaşıyorlar.
Çünkü…
Ekmek konusu çok hassas. Doktorların, özellikle de diyetisyenlerin uyarılarına karşın ekmek en vazgeçilmez gıdamız olma özelliğini koruyor.
Öyle ki…
Günde 4-5 ekmek giren evler olduğu da biliniyor.
O bakımdan…
En vazgeçilmez gıdayla ilgili her türlü haber, tartışma, iddia ya da spekülasyon vatandaşta anında karşılık buluyor.
İşte…
Bu kritik konuyu, işin uzmanına, yani Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Lale Yıldız’a sorduk.
Öncelikle…
Ekmekten vazgeçme şansı olmayan vatandaşı rahatlatan bir mesaj verdi:
” Vatandaşlar müsterih olsunlar, ortada panik yaratacak bir durum yok.”
Şunu anımsattı:
” Türkiye’de GDO içeren herhangi bir gıda veya gıda hammaddesinin üretimi, satışı ve tüketime sunulması yasak. Buna uymayanlarla ilgili 10 yıla kadar hapis cezası kanunda var.”
Sonra da uyardı:
“Evet, ülkemizde gıda amaçlı GDO kullanımı yasak, kanun sadece yem amaçlı kullanıma izin veriyor, ama kötü niyetli kişiler bunları yasa dışı olarak gıda amaçlı da kullanabilir.”
Ardından…
Sorumluluk noktasında olanlara seslendi:
“Bu yüzden gıdada izlenebilirliğin önemi büyük. Gıda denetimlerinin gerek sayısal, gerekse etkinlik anlamında sürekliliği çok önemli.”
GDO’lu üretim yapan ifşa edilecek
Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Lale Yıldız, ekmekle ilgili hassasiyeti vurgularken şu bilgiyi verdi:
“Ülkemizde ‘Biyogüvenlik Kanunu’ kapsamında yalnızca hayvan yemi veya yem hammaddesi olarak GDO’lu ürünlerin kullanımına izin veriliyor.”
En kritik noktaya dikkat çekti:
“Bakanlığımız da bu süreçten ders çıkarmalı, yem amaçlı ithal edilen GDO içeren ürünlerin izlenmesinde etkin sistem oluşturmalı.”
Ardından da…
“Bundan sonra GDO’lu üretim yapan firmalar ifşa edilecek” dedi.
Deri sektöründe Bursa hedefi koydu: İtalya gibi olmak
Bursa’nın Tabakhaneler olarak bildiği ve bugün yıkılan bölgede deri işletmeleri faaliyete geçtiğinde Soğanlı henüz köydü ve Bursa’nın dışında kabul ediliyordu. Çünkü mücavir alan sınırları dışındaydı.
Gelin görün ki…
50 yıl önce kent dışı olan bölge artık kentin göbeği konumunda. O nedenle de gayrisıhhi işletme konumunda olan dericiler hem çevresel sorunla karşı karşıya kaldılar, hem de teknoloji açısından çok geriye düştüler.
O bölge artık yıkılıp temizlendi ve termal sağlık turizmi bölgesi olmaya hazırlanıyor. Dericilerse İzmir Yolu’nda, kentin hayli uzağında yükselen Deri İhtisas Organize Bölgesi’ndeki modern fabrikalarda faaliyet gösteriyorlar.
Üstelik…
Geçmişten gelen deneyimin yanına teknoloji ve günün koşullarıyla rekabet edebilecek bilgiyi de ekleyerek üretim yapıyorlar.
Nitekim…
Deri OSB Başkanı Rıfat Aygüler, modern işletmelerdeki yeni hedefi açıklarken, Bursa adına dericilik sektörü için umut da veriyor:
“Hedefimiz Bursa Deri Organize Sanayi Bölgesi’ni sektörün lideri haline getirmek. Bu sektörün Avrupa’daki lideri olan İtalya’nın yaptığını biz de yapabiliriz. Hatta Çin’den ucuza mal edebiliriz.”
Bununla birlikte…
Sektörün önünün açılması için şuna işaret ediyor:
“Sektörümüzün en önemli sorunu ithalat. Kalitesiz ürünlere denetim yok. Üstelik bazı ürünlere uygulanan fonlarda kriter değişiyor ve bu da rekabet şansımızı zorlaştırıyor. Onun için deri ürünleri ithalatına kota uygulanmalı.”
Dericiler “karma OSB’den” yana
Bursa’ İhtisas Deri OSB’de 170 hektarlık alanda 20’si deri üretimi, diğerleri ilgili işletme olarak 60 civarı fabrika faaliyet gösteriyor.
Bursa Deri OSB Başkanı Rıfat Aygüler şuna da dikkat çekiyor:
“Bölgemiz henüz dolmamışken, Bursa’ya çok yakın olan Gönen’e de deri OSB kurulması anlamsız.”
Sektör için ihtisas OSB’yi yararlı bulmadıklarını, görerek gelişme için karma OSB’den yana olduklarını ifade eden Aygüler, ana hammadde olan yağa uygulanan yüzde 65 ÖTV’nin de düşürülmesini istiyor.
Baba-kız doğal taşlardan süslemeyle tablo bile yapıyorlar
Meydan yapılmak üzere yıkılan Atatürk Stadyumu’nda maç izlemeye başladığımız yıllarda Bursaspor’un fırtına kadrosunda solbek olarak Tahtabacak İrfan oynuyordu.
Aradan yıllar geçti, İrfan Rubacı futbolu bıraktı, biz de gazeteci olarak fotoğraf makinesini omzumuza takıp Adliye’nin yolunu tuttuk. Orada, futbolcu olarak izlediğimiz İrfan Rubacı ile avukat olarak tanıştık ve duruşmalarını takip ettik.
Açıkça söylemek gerekirse, İrfan Abi’nin dostluğundan çok yararlandık, kişiliğinden çok dersler aldık.
Kızı Gonca Rubacı ile birlikte ziyaretimize geldiğinde biraz eski günleri andık, ama yeni bir uğraşa yöneldiklerini öğrenince de heyecanlandık.
Meğer…
Jeoloji mühendisi olan Gonca Rubacı bir süredir doğal taşlarla süslemeler yapıyormuş. Son dönem ona babası İrfan Rubacı da katılmış.
Böylece…
Baba-kız birlikte doğal taşlardan güzellikler ortaya çıkarmaya başlamışlar. Hatta, Türk Ressamı Osman Hamdi’nin unutulmaz Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunu bile doğal taşlardan yapmışlar.
Şimdi…
Sanatsal eserleriyle sergi açmaya hazırlanıyorlar. 13-18 Nisan tarihleri arasında BAOB Yerleşkesi’nde açacakları serginin bir de özelliği olacak.
Çünkü…
Yaptığı her eserle ilgili o anki duygularını kaleme alan Gonca Rubacı’nın yazdıkları de eserlerin altında olacak.