Ülke olarak… Ciddi bir ekonomik sınavdan geçiyoruz. Artık herkesin gözü her dakika televizyonların sağ alt köşesinde döviz fiyatlarında. Kaç kuruş arttı, kaç milim indi hesabını yapmayan neredeyse yok.

Gerçi…

Başlangıçta “Dolar da yok, Euro da… Bana ne dövizden” diyenler vardı, ama geldiğimiz noktada, küresel atmosferdeki döviz savaşı nedeniyle yaşanan ekonomi gerçekleri herkesi ve her şeyi çok yakından ilgilendiriyor.

Çünkü, bu tür dalgalanmalar zam olarak ürün fiyatlarına yansıyor.

Aslında…

Her şeye tek tek zamma gerek yok. Petrol ürünlerine zam geldiğinde zaten tüm sektörler ve ürünler otomatikman etkileniyor.

Çünkü…

Tüm ürünler benzin ya da mazot tüketen araçlarla taşınıyor. Taşıma maliyeti artınca anında fiyata yansıyor. Hele ambalajı petrol ürünü olanlar daha fazla etkileniyorlar.

Nitekim…

Bursa’da faaliyet gösteren çok şubeli yaygın market zincirleriyle çok şubeli yerel market zincirlerinde düzenli olarak her hafta raftaki fiyat araştırması yapan Deniz Üzülmez’e son 15 gündeki değişimi sorduk.

Listeyi hemen önümüze koydu.

Buna göre…

Marketlerde 15 gün önce 6.45 lira olan paketlenmiş salam 7.50 liraya yükseldi. Vakumlu ambalajdaki mihaliç peyniri 8.70 liradan 10.75 liraya, yine vakumlu ambalajdaki kaşar peyniri 8.75 liradan 10.90 liraya, tereyağı 32.90 liradan 33.90 liraya çıktı.

5 litrelik su fiyatları 15 gün önce firmalara göre 2.25-2.85 lira arasındayken, bugün 3.50-3.75 lira arasında. Domates 3.75 liradan 5.25 liraya, sivri biber 2.25 liradan 3.75 liraya, şeftali 3 liradan 5 liraya çıktı.

Buna karşın, 15 gün önce 15 lira olan muz 14 liraya indi.

Deniz Üzülmez market raflarındaki haftalık düzenli araştırmasından bazı ürünlerin fiyat artışlarını paylaşırken, “Genel olarak fiyatların yüzde 30-55 arasında arttığını gördük” dedi.

Vatandaşı ise…

Market raflarındaki yangının yanında elektrik ve doğalgaza yapılan zamlar da çok etkiliyor. O nedenle herkes “ekonominin bir an önce düzene girmesi” için dua ediyor.

Yoksa kış kötü geçecek.

 

Piyasanın umudu, okulların açılması

 

Son zamanlarda gittiğimiz neredeyse her işyerinde aynı sözleri duyuyoruz: Şu okullar artık açılsın da, yaşam normale dönsün.

Bu sözleri…

Kafeteryacısı da, lokantacısı da, kebapçısı da, marketçisi de, esnafı da söylüyor.

“Taildi, yazdı derken şehirde insan azaldı. Okullar açılırsa herkes geri gelir, yaşam canlanır” derken iyi niyetli beklenti dile getiriyorlar.

Okulların açılması piyasaya sihirli değnek etkisi yapar mı bilemeyiz, ama piyasanın umudu bu.

 

Marmarabirlik’e teşekkür etmek gerek

 

Döviz fiyatlarının artması, petrol ve petrol ürünlerinin zamlanması piyasalarda zincirleme olarak zamlara yol açtı.

Fakat…

Tüm bunlara direnen ve ürünlerine zam yapmama kararı alanlar da var. Örneğin, Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa geçtiğimiz günlerde fiyat artışı yapmayacaklarını, ürün fiyatlarını sabitlediklerini açıkladı.

Böyle bir ortamda…

Marmarabirlik ve Asa’ya tüketici olarak teşekkür etmek gerekiyor. Bir de, örnek olmasını diliyoruz.

 

Pakyürek öneriyor: Camilerde burs için para toplanamaz mı?

 

Farklı siyasetçi denildiğinde Bursa’da akla gelen isimlerden biri kesinlikle Niyazi Pakyürek olur. Bir kere siyasette en çok okuyan özelliğini uzun yıllardır kimseye kaptırmıyor. Evindeki kitaplığı, kütüphanelerle yarışır.

İkincisi…

İnandığı konularda doğruları kesinlikle söyler ve o nedenle Bursa siyasetinin doğrucu Davut’u olarak tanınanlar arasında da ön sırada yer alır.

AK Parti Bursa Milletvekili olarak görev yaptığı dönemde Millet Mahallesi’ndeki evinde yaşamayı sürdürdüğü gibi, mahalleye minibüsle gidip gelmeye, Ankara yolculuklarını da otobüsle yapmaya devam etti.

Bu dönem Türk Parlamenterler Birliği Bursa Şubesi Başkanlığı görevi üstlendi. Geçenlerde, ses tellerinden geçirdiği ameliyat nedeniyle sesi kısıldı, ama okumayı ve fikir üretmeyi sürdürüyor.

Dikkat çektiği nokta bizce önemli:

“Camilerimizde sürekli olarak para toplanıyor. Bazen caminin onarımı için, bazen masrafları için, bazen Kur’an Kursu için, bazen Diyanet için cami cemaatinden yardım isteniyor.”

Önerisi şu:

“Bu kadar çok yardım toplayan camilerde, cemaatteki garibanların çocukları için de burs parası toplanamaz mı?”

Şunu da ekledi:

“Mahalledeki okulun müdürü, caminin imamı ve muhtardan oluşan bir komisyon kurulur, burs organizasyonu da en gerçekçi şekilde yapılır.”

 

Beştepe’ye mektup: Avukata saldırı, kamu düzenine saldırıdır

 

Bir ay önceydi… Alacak davasında Orhaneli’ne bağlı Göynükbelen’de müvekkili adına haciz işlemi yapan Avukat Cüneyt Bülent Şeker önce bıçaklı saldırıya uğradı, kurtulduktan sonra borçlu yakınlarından biri tarafından ısırılarak yanağının koparıldı.

Saldırı sonrası…

Huzur Hareketi olarak avukat arkadaşları Bülent Kurt, Atilla Arslan, Talha Karakurt, Murat Arat’la birlikte sohbet ettiğimizde Av. Şeker şuna dikkat çekmişti:

“Haciz işlemi için giden heyette yer alanların tamamı devlet memuru ve yasal koruma altında, ama avukat kamu görevlisi değil. Bu nedenle haciz sırasında ‘Avukat hanginiz?’ diye sorularak saldırılıyor.”

Ardından…

Gündemde af tartışmaları yer alınca, saldırıyı bu kez de Cumhurbaşkanlığı gündemine taşıdı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a mektup yazdı.

Mektubunda…

“Avukata yapılan saldırıların asıl hedefi avukat değil, kamu düzenidir” diyen Avukat Cüneyt Bülent Şeker şuna dikkat çekiyor:

“Avukatın görevini yapamaması hukukun devreden çıkmasına, vatandaşı kendi eliyle hak aramaya iter. Bu da ne yazık ki mafya tipi yapılanmalara yol açar ve devlet otoritesini sarsar.”

İsteği şu:

“Avukatlara yapılan saldırıların engellenmesi için yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor.”