Siyasi partilerin genel yapısı içinde bugüne kadar gençlere bakış hep tartışma konusu oldu. Çünkü, yasa gereği partiler gençlik kolları kursa bile söz söyleme ya da siyasi proje üretme konularında gençler ön saflarda yer bulamadılar.
Dahası…
Zaman zaman vurguladığımız gibi, gençlerden parti büyükleri geldiğinde ya da toplantılar olduğunda salonu süslemeleri ve kalabalık yapıp gürültü çıkarmaları beklendi.
Hatta…
Adaylıklar söz konusu olduğunda, “Sen daha gençsin, sıranı bekle” uyarısı partilerin tümünde en çok kullanılan klişelerden biri haline geldi.
16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliği referandumu maddeleri arasında seçilme yaşının 18’e inmesi de var. Fakat, bu kez de “Meclis’in çoluk çocukla doldurulacağı” eleştirileri ya da kaygıları ortaya çıktı.
Bu durumu…
Uzun yıllar Başbakanlık Müsteşarlığı da yaptığı için tüm yasal düzenlemelerin merkezinde yer alan AK Parti Bursa Milletvekili ve İçişleri eski Bakanı Efkan Ala’ya sorduk.
Söze…
“Şu anda seçilme yaşı 25, ama Meclis’te 25 yaşında seçilen kaç kişi var?” dedi ve şunu söyledi:
“Bu tür yenilikleri yaparken daha demokratikleşme adımları atıyoruz.”
Ardından…
Avrupa’dan örnekler verdi:
“Almanya, Avusturya, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İspanya, İsveç, Portekiz, Macaristan, Slovenya… Bu ülkelerde seçilme yaşı 18. Yani her yerde böyle zaten.”
Şunu ekledi:
“Bir şeye karşı çıkarken ya da eleştiri yaparken dünyaya, Avrupa’daki uygulamalara bakmak lazım.”
Düşüncesi şu:
“18 yaşında bir gence seçme ve karar verme yetkisi veriyorsunuz. Bu gence seçilme yetkisi de vermenin neresi kötü?”
Şuna dikkat çekti:
“Bu hak verilince Meclisin tamamı 18 yaşla da dolmayacak. Nadiren kullanılacak bir hak. Belki hiç kullanılmayacak. O, günü geldiğinde partilerin karar vereceği bir konu.”
Bu noktada…
Partilerin 23-25 yaşa yöneleceğini tahmin eden Ala şunun altını özenle çizdi:
“İsteyen parti kullanır, isteyen kullanmaz. Kullanacağı zaman millete hesap verir, gerekçesini anlatır. Eğer iyi bir şey yapmışsa millet sandıkta oy verir, yapmamışsa vermez.”
Bakışı da şu:
“Gençleri katılımcı demokrasiye dahil etmek gerekiyor. Bu değişiklikle de katılımcı demokrasi için gençlere sorumluluk geliyor.”
Ala’dan Kılıçdaroğlu’na: Tek adam tek partide olur
Anayasa değişikliğine muhalefetin hayır gerekçeleri arasında tek adam eleştirisi de var. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na İçişleri eski Bakanı Efkan Ala cevap verdi:
“Tek adam tek parti rejimlerinde olur, Türkiye’de tek parti mi var? Bu bir slogan, rahmetli Menderes’e ve rahmetli Özal’a da söylendi. Onun için karşılığı yok.”
Ardından…
“Ama geçmişte, CHP zamanında vardı. Artık oralara dönmeye gerek yok” dedi ve sordu:
“Hem sonra hükümet var, Meclis var. Nasıl tek adam olacak?”
Bir yanda yaşlılar, bir yanda çocuklar: Huzur Köyü!
İnsan yaşamının belki de en kritik iki evresi, çocukluk ve yaşlılık olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü, yaşamın iki aşaması da özenli ilgi gerektiriyor.
İşte…
Yaşamın bu iki aşamasını birleştirecek, bir anlamda yaşlılarla çocukları buluşturacak bir projenin şu sıralar temelleri atılıyor.
Projeyi…
Ziyaretimize gelen Bursa Felsefe Kulübü Başkanı Diş Hekimi Gürkan Kaya ile Nilüfer Kadın Korosu Şefi Dr. Aysel Gürel ve korodan Aynur Öztan’dan dinledik.
Aynı zamanda Huzurevi Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olan Diş Hekimi Kaya, sosyal sorumluluk projesini anlatırken şunu söyledi:
“Öncelikle, yaşlılarımız için bir köy oluşturulacak. Biz buna Huzur Köyü adını verdik. Evlerin kapılarının ortak avluya açılacağı, sosyal aktivitelerin ve etkinliklerin olacağı bir Huzur Köyü.”
Şunun altını çizdi:
“Huzur Köyü’nde bir de anaokulu olacak.”
Nedeni şu:
“Çocukların büyüklerde sevgiyi, yaşlıların da çocuklarda yaşamı görecekleri bir proje üzerinde çalışıyoruz.”
Sosyal sorumluluk projesinin paydaşı konumunda olan Nilüfer Kadın Korosu da düşüncenin yaşama geçirilmesine kaynak sağlamak üzere konserler verecek.
Bu romanda son Osmanlıların çırpınışları anlatılıyor
Gazeteciler aslında yaşamın tanıklarıdırlar. Bazen gördüklerini ve duyduklarını kayıt altına alırlar, bazen de tarihin koridorlarında karanlıkta kalanlara ışık tutarlar.
Meslektaşımız, Olay’da bir dönem birlikte çalıştığımız, Bursa basınının önemli kalemlerinden Arzu Arınel de yaşamını sürdürdüğü İstanbul’da belgesel niteliğinde romanlar üretiyor.
Nitekim…
İkinci romanı Kayıp Osmanlılar hafta içinde Destek Yayınları’ndan çıktı. Kitapta Osmanlı’nın son çırpınışları akıcı bir dille anlatılıyor.
Bursa’nın ikinci özel hastanesi: 40. Yılında Yeni Hayat
70’li yılların sonlarında Bursa’da yalnızca 2 kamu hastanesi ve 1 de özel hastane vardı. Devlet Hastanesi ve SSK Çekirge Hastanesi dışında Özel Bursa Hastanesi o gün koşullarında sağlık hizmeti verirdi.
İşte…
Özel Hayat Hastanesi böyle bir ortamda 1978 yılında İnönü Caddesi’nde açıldı. Dr. Nazım Serhatlı büyüğümüzün Vakıflar İşhanı’ndaki küçük bir muayenehaneden yola çıkıp Bursa’ya ikinci özel hastaneyi kazandırdığı sürece tüm ayrıntılarıyla tanıklık ettik.
Dr. Ahmet Özkul’un yönetimi devralmasıyla başlayan yeni dönemde, İnönü Caddesi’nde bugün artık yetersiz hale gelen binanın yerine Bursa’ya yeni bir hastane kazandırılıyor.
Ankara Yolu’nda, Büyükşehir Belediyesi’nin tam karşısında inşaatı son aşamaya gelen bina yıl sonunda 40. Yılında Yeni Hayat sloganıyla sağlık hizmeti vermeye başlayacak.
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özkul, yeni projeyi omuzlayan oğlu Başhekim Dr. Fatih Özkul ve kızı Koordinatör Betül Kabalar’la birlikte Olay’a ziyaretlerinde, 150 yataklı, 7 ameliyathaneli hastanede yeraltında 3 kat da otopark olacağını söyledi.
Hayat Hastanesi ayrıca Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’ndan Beşevler’e girişte gündüz hizmet verecek tıp merkezi açtı.