Ahmet Emin Yılmaz
Ahmet Emin Yılmaz

Ege’de geri adım değil, strateji: Oruç Reis 2 kritik ‘etki’ sağladı

Türkiye onu Ortadoğu Uzmanı olarak tanıyor. Başta TRT olmak üzere yaygın medyadaki televizyon kanalları görüşlerini önemsiyorlar.

Biz de…

Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi’nin görüşlerini önemseyenlerdeniz. Onun için, sık sık görüşlerini soruyoruz.

Ziyarete geldiğinde…

“Doğu Akdeniz’de ‘kırmızı çizgimiz’ ilan ettiğimiz Oruç Reis neden Antalya limanına döndü? Geri adım mı attık?” diye sorduk.

O da…

“Geri adım attığımızı düşünmüyorum” diye başlayıp şunu söyledi:

“Türkiye’yi kuşatma altına alma, çevreleyip etkisini daraltma ve bunu da Yunanistan’la Güney Kıbrıs üzerinden yapma çabası var. Türkiye’yi yalnızlaştırmaya çalışıyorlar, ama Türkiye sahada kararlılığını gösteriyor.”

Ardından…

Türkiye’nin “kararlılıktan taviz vermeyeceğini net bir dille söylediğini” ve sürekli olarak “müzakereye açığım” mesajı verdiğini anımsattı. “Oruç Reis’in hareketleri taktiksel bir hamledir” deyip şuna dikkat çekti:

“Yunanistan’ın müzakereden kaçan özelliğinin uluslararası kamuoyuna sunmak önemliydi. Çünkü Yunanistan hep Oruç Reis’i bahane ediyordu.”

Devam etti:

“Türkiye önce temmuz ayında Merkel’e söz vermişti,  ama Yunanistan bunu Mısır anlaşmasıyla bozdu. Şimdi ikinci kez iyi niyet gösteriyor.”

İstenirse…

Oruç Reis’in yarın bile harekete geçirilebileceğini, Barbaros Hayrettin’in o bölgeye gönderilebileceğini söyledi. Oruç Reis’in faaliyetlerinden de iki kritik etki çıktığını söyledi.

Bir…

“Oruç Reis faaliyetteyken Yunanistan ve destekçileri Türkiye’nin bu faaliyetini engelleyemediler.”

İki…

“Bu süreçte Türkiye’nin kıta sahanlığı alanında ne Yunanistan, ne de başka bir ülke kıta sahanlığı faaliyetinde bulunamadı.”

Şunu da ekledi:

“Oruç Reis, Barbaros Hayrettin ya da diğer sondaj gemilerinin sürekli sahada bulunmasını gerektiren bir durum yok. Önemli olanın kıta sahanlığımız olduğunu ve tacize izin vermeyeceğimizi defalarca askeri açıdan gösterdik.”


Ferhat Hoca SETA’da kıdemli araştırmacı

 

Süreci biliyoruz… Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, bir dönem Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi ile kısa adı ORSAM olan Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde danışman olarak görev yapıyordu.

Defalarca Irak ve Suriye’ye gitti, Ortadoğu raporları hazırladı.

Ferhat Hoca, haziran ayından beri de kısa adı SETA olan Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nda Güvenlik Çalışmaları Direktörlüğü Kıdemli Araştırmacısı olarak araştırmalarını SETA Ankara Ofisi’nde sürdürüyor.


Milli Savunma Bakanı Hulusi Paşa Kaş’tan Meis’e ne mesaj verdi?

 

Sohbette… Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, Meis Adası’nın karşısı Kaş’taki röportajı anımsatıp, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Kıdemli Araştırmacısı Prof. Dr. Ferhat Pirinççi’ye sorduk:

“Hulusi Paşa Kaş’tan, Yunanistan Cumhurbaşkanı Meis’ten ne mesaj verdiler?”

Önce Meis’in şifresini anlattı:

“Yunanistan, Doğu Akdeniz’deki iddialarının temel dayanağı olan ve 500 kişinin yaşadığı 10 kilometrekarelik Meis Adası için 40 bin kilometrekare kıta sahanlığı istiyor. Bu hakkaniyete, hukuka, adil paylaşım ilkesine uygun değil.”

Ardından…

Türkiye’nin Meis’i sorgulamamasına karşın Yunanistan Cumhurbaşkanı’nın iç kamuoyuna mesaj verdiğini söyledi. İki itirazı var:

Bir…

“Bu adalar Yunanistan’a kısıtlı egemenlik ve askersiz statüyle verildi.”

İki…

“Bu kadar küçük adaya bu kadar büyük kıta sahanlığı tanınamaz. Üstelik 500 kişinin yaşadığı adaya 300 asker yerleştiren Yunanistan anlaşmaları ihlal etti.”

 

Kaş’tan dünyaya net mesaj

 

Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, önemli bir noktaya dikkat çekti:

“Yunan Cumhurbaşkanı Meis’teyken Milli Savunma Bakanımızın Kaş’a gitmesi müzakereye açığız mesajı verirken, arka planında Meis’in olması uluslararası kamuoyuna net bir mesaj.”

Sonrasında Hulusi Paşa’nın Kuzey Kıbrıs’a gitmesini de önemli kabul eden Ferhat Hoca şöyle düşünüyor:

“Üçüncü taraflar Yunanistan ve Güney Kıbrıs üzerinden Türkiye’yi kuşatmaya çalışıyorlar. Türkiye de bunu kırmak için mücadele ediyor.”

 

Doğancı Barajı yolu Karayolları için yıllardır bitmeyen sınava dönüştü

 

Ne zaman başladığını unuttuk… Bursa’nın dağ ilçeleri Keles, Orhaneli, Büyükorhan ve Harmancık ilçeleri Doğancü Barajı’na kadar yolu ortak kullanıyorlar.

Sonrasında

 

Keles Yolu devam ederken Orhaneli, Büyükorhan ve Harmancık yine ortak olarak Doğancı Barajı bendinden geçen yolu kullanıyorlar.

 

Ne var ki…

Orhaneli Kavşağı’ndan Doğancı Barajı’na kadar olan bölüm heyelanlar nedeniyle yıllardır bitirilemedi. Dün sabaha karşı da, heyelan yolun üstüne kayaları yığdı. Aynı yolu 2 yıl önce de sel bozdu.

Anımsıyoruz da…

Yıllar önce rahmetli Semih Pala ve İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı olduğu dönemde Necati Şahin heyelana dikkat çekerek “yamaçtan gelen şevleri yolun üstünden aşıracak tüneller” önermişlerdi.

Gördüğümüz kadarıyla…

Toprak kaymaları sorunu yüksek istinat duvarları ile aşılmaya çalışılıyor, ama toprak tutulamıyor. Onun için, Doğancı Barajı yolu, Karayolları için bitmeyen sınava dönüştü.

 

Keles Yolu asfaltına ‘mıcır’ kaplama

 

Fotoğrafı… CHP İl Başkanı İsmet Karaca kendi cep telefonuyla çekti ve gönderdi. Keles Yolu’nda yenilenemediği için mıcır dökülen asfaltı anlatırken de şunu söyledi:

“Bildiğimiz kadarıyla, Karayolları’nda asfaltın üzerine mıcır dökerek kaplamayı yenileme yöntemi kaldırılmıştı. Oysa Keles Yolu’nda eskiyen asfaltın üzerine mıcır dökerek kaplamayı yeniliyorlar.”

Dikkat çektiği şu:

“O mıcırlar nedeniyle yol buz patenine dönüşüyor ve her an kazaya davetiye çıkarılıyor.”

 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X