Ahmet Emin Yılmaz
Ahmet Emin Yılmaz

Salgın sonrası ekonomi için en büyük risk: Daralma ve işsizlik

Aradığımızda… CHP Bursa Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık omzundaki kas yırtılması nedeniyle askıya alınan kolu için yapması gerekenleri videokonferans yoluyla görüştüğü doktorundan dinliyordu.

Gelin görün ki…

Siyasetçi-gazeteci görüşmesi medikal sorunu aşıyor. Biz de, koronavirüs salgını sonrası nasıl bir ekonomi ortaya çıkacağını sorduk.

Önce…

“Tüm dünya ülkeleri şu anda salgın nedeniyle büyük bir kriz yaşıyorlar. Bu krizin ekonomik boyutu ülkelerin bu kriz öncesindeki durumuyla yakından ilişkili” dedi ve şu değerlendirmeyi yaptı:

“Ülkelerin salgın için ayırdıkları kaynak miktarı bile krizi etkiliyor. Çünkü bazı ülkeler daha fazla kaynak ayırabilirken, bazıları ayıramıyor.”

Devam etti:

“Üretim durma noktasında, dünyada gıda tehlikesi var. Gıda üretiminin yeterli olamaması bir tehdit olarak önümüzde. Eğer doğru planlanmazsa bu risk Türkiye için de geçerli.”

Şunun altını çizdi:

“Ülkeler bu krizde sağlık sistemlerini test ettiler. Başarılarını ve eksiklerini gördüler. Bir gerçek de var ki, bu salgının yol açtığı kriz 2008-2009 küresel krizinin çok çok daha üzerinde daralma getirecek.”

Tehlikeye işaret etti:

“Burada benim gördüğüm en önemli tehdit işsizlik.”

Bakışı şu:

“Türkiye’de kaynak ihtiyacı zaten vardı. Hatta, kaynağın doğru ve verimli kullanılması önemliydi. Yapılan hatalar da çok, ama gelinen noktada hem Türkiye, hem dünya için üç şey önemli.”

3 noktayı açıkladı:

“Birincisi istihdamı koruyabilmek. İkincisi işletmelerin sürekliliğini koruyup kriz sonrası faaliyetlerini sürdürebilmelerini sağlamak. Üçüncüsü de finansal istikrarı koruyabilmek.”

İşaret ettiği şu nokta önemli:

“Türkiye bu krize zaten yüksek işsizlik oranıyla yakalandı. Üstelik bu oran kadınlar ve gençlerde daha fazla. İstihdam yaratmada güven sorunu ve üretim daralması da ekonomik açıdan vardı.”

Yorumu şu:

“Gelinen nokta, Türkiye’nin salgın krizinden sonra ekonomik açıdan daha yüksek bir riskle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.”

 

Kayıt dışı çalışanlar mağdur

CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık salgının ekonomiye etkileri noktasında şuna dikkat çekti:

“Türkiye’de 13.8 milyon işçinin 1.9 milyonu sendikalı. Torba yasayla gelen düzenlemeler çok kişiyi kapsamadığı için mağduriyeti bitirmiyor.”

Üzerinde durduğu şu:

“Türkiye’nin bir gerçeği de 3 milyon kayıt dışı çalışanın olması. Özellikle genelgeyle kapatılan restoran ve berber gibi işletmelerde çalışıyorlardı.”

Düşüncesi şu:

“Onlara ulaşıp mağduriyeti gideren belediyelerdi, ama engellendi.”

 

Lale Hoca’nın çalışma yaşamı bakışı: Kısa çalışma ödeneği oturmadı

Koronavirüs salgını geçecek, ama kapanan fabrikalar ve işyerleri nedeniyle hem finans,  hem çalışan açısından ortaya çıkabilecek sorunlar var.

İşte…

Olası sorunları yorumlayan CHP Bursa Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Lale Karabıyık şunu söyledi:

“İstihdamı korumak adına kısa çalışma ödeneği sistemi getirildi, fakat genelgeyle kapatılan ve genelgeyle kapatılmayan işyerleri için farklı uygulamalar söz konusu oldu.”

Bu noktada…

“Kısa çalışma ödeneği tam oturmadı” dedi ve şuna dikkat çekti:

“Yaklaşık 3 milyon çalışan için başvuru yapılan kısa çalışma ödeneği modeli bundan sonra da belli bir süre aslında işsizlik oranının da düşüşünü örtecek. Yani gerçek işsizliğin ne olduğunu belli bir dönem çok net göremeyeceğiz. Çünkü kısa çalışma ödeneğini tercih ettiler.”

Şunun altını çizdi:

“Kısa çalışma ödeneğinden de çok sayıda çalışan maalesef yararlanamadı ve mağdur sayısı çok fazla.”

 

İşsizlik Fonu devreye girmeli

Salgının çalışma yaşamında yol açtığı sorunlara ilişkin CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık’ın öncelikle iktisatçı olarak önerisi var:

“İşsizlik Sigortası Fonu’nda 132 milyar lira var. Bunun yüzde 90’ı tahvil olarak duruyor. Şu anda kısa çalışma ödeneğiyle 1168 lira çalışanlara ödenecek. Bu da Fon’un sadece yüzde 5.5’i kadar tutar. Oysa asgari ücret kadar ödeme yapılsa, Fon’un en fazla yüzde 10 küsurunu bulur.”

Eleştirisi şu:

“Hayat bu kadar parayla dönmez.”

 

Paniği aşamıyoruz… Sokağa çıkma yasağı markete ve pazara yaradı

Geçenlerde de yazdık… Pazar alışverişimizi Mudanya Güzelyalı’da salı günleri kurulan Burgaz pazarından yapıyoruz. Müşteri kitlesi içinde Bademli, Nilüfer Köy bölgeleri de var, ama yaz mevsiminde yazlıkçıların katılımıyla hareketlenen pazaryeri kışları genelde sakin olur.

Oysa…

İki haftadır pazarda büyük bir hareket var. Dünkü kalabalığı bugüne kadar yazları bile görmedik. Pazaryeri çevresindeki trafik bile inanılmazdı.

“Sokağa çıkma yasağı 2 günden 4 güne çıktı, insanlar paniğe kapıldı” diyeceğiz, ama o da değil. Çünkü alınanlarda değişim yok. Kimse kasayla meyve-sebze götürmüyor, ne kadar gerekiyorsa o kadar alıyor.

Yani…

Bir pazar yağmalaması durumu yok, ama bu eğer harcama ekonomisi projesi değilse ortada gariplik var.

Geçen haftaki gibi, önünden geçtiğimiz zincir marketin kapısındaki kuyruk da kaldırımda uzayıp gidiyordu. Bursa’nın trafiği ise çoktan normale dönmüştü.

Kısacası…

Sokağa çıkma yasağı daha çok market ve pazar satışlarını arttırdı.

Görünen bu.

 

Mehmet Gedik’in ölümünün 9. yıldönümü

Anlaşmıştık… Sabah Burgaz’dan gelirken Bademli girişinde yaptığı Gedik Plaza’ya girecektik, o da bize binayı gezdirecekti.

Fakat…

1983 yılında ANAP Mustafakemalpaşa İlçe Başkanı olduğunda tanıdığımız, 1987’de ANAP Bursa Milletvekili seçildiğinde Ankara’ya birlikte gittiğimiz Mehmet Gedik o gece cinayete kurban gitti.

Vefatının 9. yıldönümü olduğunu da, Ertuğrul Yalçınbayır’ın bilgi notuyla fark edince gözümüzde anıları canlandı.

Bursa’dan bir Mehmet Gedik geldi geçti.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X