Ahmet Emin Yılmaz
Ahmet Emin Yılmaz

Seçim barajı düşerse, bugünkü Meclis yapısı ne kadar değişir?

Gerçi… AK Parti Genel merkezi ve hükümet gündemlerinde olmadığını söyledi, ama MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin gündeme taşıdığı seçim barajı medya ağırlıklı tartışılmaya devam ediyor.

Bahçeli, seçimde uygulanan yüzde 10 barajının ağır olduğunu düşünüyor. Bunu da “MHP için değil demokrasi için” gündeme getirdiğini söylüyor.

Aslında…

Tartışma bugünün tartışması değil. 1980 darbesi sonrası siyasi istikrar hedefiyle dönemin Milli Güvenlik Konseyi tarafından getirilip anayasaya konan yüzde 10 barajı o yıllarda garip koalisyonlar ve seçilemeyen cumhurbaşkanı nedeniyle kamuoyu desteği de buldu.1983 seçimlerinden bu yana da Meclis yapısını belirleyen en önemli kriter oldu.

Normalleşen demokrasilerde yüzde 10 barajı gerçekten de yüksek. O nedenle yıllardır seçim dönemleri yaklaşırken baraj tartışmaları hep yapılır.

Kimi…

Yine de koruyucu olması için yüzde 5 ya da yüzde 7 barajı makul bulurken, kimileri de her partinin en azından genel başkanını Meclis’e sokabileceği barajsız sistem dillendiriyor.

Tüm bunların ışığında günümüzün Meclis yapısı ve seçimlerdeki oylara baktığımızda daha farklı bir tablo karşımıza çıkıyor.

Örneğin…

Son genel seçim olan 1 Kasım 2015 genel seçiminde AK Parti yüzde 49.50 ile birinci parti olurken, CHP yüzde 25.32 oyla ikinci parti oldu. MHP’nin yüzde 11.90’la üçüncü parti olduğu 1 Kasım 2015’te HDP yüzde 10.76 ile dördüncü parti olarak Meclis’e girdi.

Yani…

Barajın hemen üstünde HDP yer aldı.

Buna karşın…

Barajın hemen altında yer alan parti de Saadet Partisi oldu.

Ne var ki…

Barajın üstündeki partiyle altındaki arasında 10.08 puan fark var. Çünkü, baraja en yakın parti görünen SP oyların yüzde 0.68’ini alabilmiş.

Bir önceki, yani 7 Haziran 2015 seçimi sonuçları da farklı değil. O seçimde de barajın üstündeki HDP yüzde 13.1 oy alırken, barajın altındaki SP de yüzde 2.06 oy almış.

Kısacası…

Son 2 seçime göre, Bahçeli’nin gündeme getirdiği baraj yüzde 5’e düşse bile Meclis’teki partiler değişmiyor, ama MHP’yi rahatlatan adım oluyor.

Buradaki tek istisna durumu yeni kurulan İYİ Parti için geçerli. Fakat o da parlamentoda. O nedenle, düşürülen baraj alttaki partilere umut ve hedef getirse de yapıyı değiştireceğe benzemiyor.
 

Karaburun’a disiplin görevi! 

 

TBMM Meclis Başkanlığı seçimini İsmail Kahraman kazandı ve göreve devam fırsatını elde etti. Tahmin edildiği gibi üçüncü turda seçilen Kahraman 289 oy alırken, 260 oy aldığı ilk turda AK Parti’li diğer aday Tamer Dağlı’ya 38 oy çıkması dikkat çekti.

Bu arada…

Meclis’in yeni döneminde, AK Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun da yapılan seçimle AK Parti Grup Disiplin Kurulu’na girdi.
 

Alinur Aktaş’ın doğru stratejisi: Halka güven veren sıcak yaklaşım 

 

Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Alinur Aktaş görevde 20. gününe ulaştı. Geçen sürede yaptığı konuşmalara, verdiği mesajlara ve tavrına baktığımızda şunu görüyoruz:

Halka güven veren, herkesle ve her kesimle sıcak diyalog kurmaya özen gösteren bir siyasetçi.

Öncelikle söylemek gerekirse, 3 dönem İnegöl Belediye Başkanı seçildiği için deneyimli olan Aktaş’ın bu stratejisi doğru.

Daha ilk günlerinde belediyedeki makam arabalarını garaja çektiren yaklaşımı toplumdan destek buldu. Ulaşım ve suyu ucuzlatma açıklamaları da aynı şekilde olumlu bir havaya yol açtı.

Yanı sıra…

Kutlama ziyaretlerini toplu kabulle yapması da yerel yönetimler açısından bir yenilik. Ayrıca, her fırsatta vatandaşla bir araya geliyor.

Dahası…

Halk otobüsü şoförü tarafından dövülerek indirilen yolcuya sahip çıkıp sosyal medyadan yaptığı açıklamalarla vatandaştan özür dilemesi de doğal hali.

Önümüzdeki süreç yeni yatırıma yetmeyeceği için, halkla ilişkiler belediyeciliği doğru bir strateji.

Buna karşın…

Kent için vizyon proje kabul ettiğimiz Su Kuşu uçuşlarının durdurulmasının zararla açıklanmasını doğru bulmuyoruz.
 

Türkiye’ye yolculuğu gibi, son yolculuğunda da Bal-Göç yanındaydı 

 

Jivkov döneminde Bulgaristan’da yaşayan Türklere uygulanan asimilasyon ve zulmü yakından takip eden gazetecilerden biriydik. O dönem çalıştığımız Hakimiyet gazetesinin sahibi rahmetli Mümin Gençoğlu zulmü dünyaya anlatmak için Bal-Göç’ü kurmasına da, Belene zindanları sembolü Aysel’in ve Cep Herkülü Naim Süleymanoğlu’nun yurda getirilişine de tanıklık ettik.

Naim Süleymanoğlu’nun her başarısı, bu nedenle bizde biraz daha farklı duygulara yol açtı.

İşte…

O zor günlerde Türkiye’ye getirilişinde Naim Süleymanoğlu’nun yanında olan Bal-Göç, bu dünyaya veda ettiği son yolculuğunda da yanındaydı.

Bal-Göç Genel Başkanı Prof. Dr. Yüksel Özkan ve yönetimini tabutun başında gördüğümüzde tüm yaşananlar da gözümüzde canlandı.

Prof. Dr. Özkan ise vefatıyla yapılan açıklamaların ardından konuyu bir başka boyuta taşıdı:

“Naim Süleymanoğlu adı elbette dünya durdukça hatırlanacak. Ancak ülkemizi yönetenlerden, şampiyonun adının göçmen nüfusun yoğunlukta olduğu şehirlerden birindeki Spor Bilimleri Fakültesi’ne verilmesini istiyoruz.”

Yüksel Hoca nezaketten şehirlerden birinrdeki diyor, ama Naim’in adını yaşatmak Bursa’ya yakışır.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X